Atilla Aytemur
Artık 2019 seçim sürecine girdiğimiz için iktidar cenahı da muhalefet partileri de attıkları her adımı, söyledikleri her sözü ve gündeme getirdikleri her konuyu bu hedefi gözeterek belirliyor.
Yerel seçimler ve milletvekili seçimleri de çok önemli olmakla beraber, cumhurbaşkanlığını hangi kesim kazanırsa Türkiye’nin siyasal sistemi onların tercihleri yönünde bir seyir izleyecek.
Bıçak sırtı bir seçim
Şöyle ki, eğer AK Parti-MHP “Cumhur İttifakı” (ya da “milli ve yerli” Milliyetçi-Muhafazakâr koalisyon) başkanlığı kazanırsa, 16 Nisan 2017’den beri fiilen yürürlüğe soktukları yeni siyasal rejimi ve ona rıza gösteren bir toplum tasarımını tam olarak tesis etmek için önlerindeki bütün engelleri aşmış olacaklar.
Buna karşılık, geçtiğimiz referandumun “Hayır Cephesi”ni oluşturan CHP, HDP ve SP ile şimdi İYİ Parti gibi, her biri az çok belli bir kimliği ifade eden partiler, yelpazelerini biraz daha genişletmeyi başarıp cumhurbaşkanlığını kendi adaylarına kazandırırlarsa, bütün yetkileri elinde toplayan bir başkanlık sisteminden geri dönüş, parlamenter sistemin yeniden ihyası ve belki daha demokratik bir siyasal sistemin inşası doğrultusunda hareket etme fırsatını yakalayacaklar.
Her ne kadar referandum sonucunda cumhurbaşkanlığı sistemi kıl payı farkla kabul edilmiş olsa da, eğer o sırada iki turlu bir cumhurbaşkanlığı seçimi söz konusu olsaydı, iki farklı tercih blokunun belki de yenişememiş olacağı âşikâr gibi.
Dolayısıyla bizi bıçak sırtı ve radikal sonuçlar üretecek bir seçim bekliyor.
CHP’li Selin Sayek boykot önermekte
Partiler kongrelerini yapıp kendilerini bu zorlu sürece hazırlarken, muhalefet cephesinin ana partisi CHP’nin içinden, bu sürece çok farklı bir yerden bakan sesler yükselmeye başladı. Gerçi bu sesler partinin merkezi yönetimini temsil etmiyor ama görmezden gelmek de mümkün değil.
CHP İzmir Milletvekili, PM üyesi ve sol kanat temsilcilerinden Selin Sayek Böke, İttifak Yasası’nın 13 Mart 2018 günü TBMM’den kesintisiz 20 saat süren bir oturumla ve yıldırım hızıyla geçirilmesinin hemen ardından sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Dün gece adil ve güvenli seçim yok edildi. Ya izleyeceğiz ya da gerçek bir seçimin asgari koşulları sağlanana dek boykot ve/veya çekilme seçeneklerini ele alacağız. Karar hepimizin!” dedi.
Sayek’in parti içinde birlikte davrandığı kişilerin başında gelen İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner ise, gazeteci İrfan Aktan’a verdiği uzun röportajda boykot fikrini daha etraflı bir şekilde açıkladı. Cihaner “TBMM’nin üç temel fonksiyonu olan bütçe yapma hakkı, denetim yetkisi ve yasa yapma hakkının cumhurbaşkanlığına devredilmiş durumda olduğunu... Onun iradesi dışında düzenleme yapılması ve yasa çıkarılmasının pek mümkün olamayacağını… böyle bir oyunu bir şekilde bozmak için onun parçası olmamak gerektiğini” ileri sürdü. Düşüncesini güçlendirmek için de “Türkiye’de hiç kimse seçimlerin güvenli ve adil yapılacağına, 16 Nisan bağlamında bakacak olursak inanmıyor” görüşünü dile getirdi.
Cihaner: Güvenli seçimin koşulları sağlanırsa...
Bunlara ilave olarak “Meşruiyet tartışması başlatmak gerektiğini…Türkiye’de olağanüstü durumun var olduğunu ve muhalefeti de aynı olağanüstülükte örgütlemenin icab ettiğini” belirtti. Buradan hareketle parlamentoyu ve seçimleri boykot fikrine varıp, “Pasif bir boykottan bahsetmiyoruz. Muhalefeti meydanlara, Gezi’de örneğini gördüğümüz park forumlarına, meclislerine taşımalıyız. Zaten boykota karar verdikten sonra süreç kendi yaratıcılığıyla yolunu bulur” dedi. Esasen bu aşamada sadece boykotun tartışılmasını önerdiğini sözlerine ekledi ve “eğer boykot tartışmaları neticesinde güvenli seçimin koşulları sağlanabilirse, o zaman iş değişir” dedi.
Mesleği avukatlık olan CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen ise, nüfus kayıtlarında yapılan değişikliklerden hareketle yaptığı açıklamayla, kişisel kanısını “bundan öte yapılacak bütün seçimleri boykot etmek gerektiği, bunun seçim olmadığı” şeklinde ifade etti. Pekşen “Nüfus kayıtlarıyla oynanarak sahte seçmenler yaratıldığını ve bu şartlar altında yapılacak bir seçimin meşru olmadığını” öne sürdü.
CHP merkezi boykota karşı
Boykot tartışması gibi şenlikli bir konu gündeme düşünce, gazetecilerin gözü ister istemez CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu aradı. Hürriyet’ten Abdulkadir Selvi, Habertürk’ten Muharrem Sarıkaya ve Milliyet’ten Serpil Çevikcan, grup toplantısı sonrasında görüşme ve konuyu sorma fırsatını buldu. Kılıçdaroğlu İttifak Yasası’nın içeriğini ve TBMM’den geçirilme şeklini eleştirerek “Siz seçim sistemini değiştiriyorsunuz. Yeni kurallar getiriyorsunuz ama halktan gizliyorsunuz bunu. Bu kaybetmenin işaretleri” dedi. Boykot önerisine ise karşı olduğunu ise “Kazanacağımız seçimleri neden boykot edelim? Biz seçimleri kazanacağız. Bu yasa kaybettiklerini gösteriyor. Biz halkımıza güveniyoruz ve kazanacağız” sözleriyle dile getirdi.
Partinin resmi sözcüsü Bülent Tezcan da çok net ifadeler kullandı; “CHP’de hiçbir çatlak yok. Farklı düşündüğünü zaman zaman paylaşan arkadaşlarımız olabilir. CHP’nin seçimleri boykot kararı yoktur” dedi.
AK Partili Mahir Ünal: Boykot siyasetsizliğin sonucudur
Parlamento ve seçimleri boykot çağrılarının geri planında, muhalefetin TBMM çatısı altında yürüteceği mücadele için yasal bir olanak kalmadığı; orada gösterilecek çabayla ülke adına herhangi bir yarar elde edilemeyeceği şeklinde bir değerlendirmenin yatıyor olmalı.
Boykot gibi bir konu ana muhalefet partisi milletvekillerince gündeme getirilir de AK Parti sözcüleri bu fırsatı kaçırır mı? Bir Habertürk tv programında bu konu sorulunca Mahir Ünal “Boykot bir siyasetsizliğin sonucudur. Siz siyaseti tüketmişseniz; siyaset üretemiyorsanız; ürettiğiniz siyasetle toplum nezdinde bir teveccüh elde edemiyorsanız, böyle bir şeye kalkışabilirsiniz. CHP’nin böyle bir şeye kalkışması CHP’nin kendisini kapatması haline gelir” dedi. İttifak ve Seçim Yasası’na dönük eleştirileri ise kabul etmeyip partisinin görüşlerini aynen tekrarladı.
Nereden çıktı bu boykot?
Aslında boykot çok yabancısı olduğumuz bir konu değil. Yüksek seçim barajı nedeniyle, seçmen üzerinde etkileri olmasa bile, özellikle küçük sol ve sosyalist partiler geçmişte sık sık bu yola başvurdu. Parlamentoda yer alan partilerde ise, iktidarın gidişatından duyulan hoşnutsuzluklar karşısında ve daha çok meclisi boykot anlamında “sine-i millete dönmek” söylemi çok duyuldu. Ama aslında çok partili sisteme geçişle birlikte, 1946’da DP’nin yerel seçimlere katılmamasının dışında kayda değer bir seçim boykotu pek yaşanmadı.
Öte yandan, bir köy veya mahalle seçmenlerinin boykotu derseniz, bunlardan başarılı örnekler görüldü. Alt yapı hizmeti götürülmeyen yahut hiçbir seçilmiş yönetici tarafından ziyaret edilmeyen köy ve/ya mahalle seçmenlerinin topyekûn sandığa gitmediği durumlar oldu.
Boykotu demokrasi ve hak mücadelelerinin olmazsa olmaz metod ve kavramları arasına İrlanda’nın yoksul ve topraksız köylüleri sokmuştu. Bir zamanlar Marksistlerin üzerinde hayli kalem oynattığı bir konu haline geldi. Sol akımların siyasal strateji ve taktikleri, parlamentoya ve seçimlere yaklaşımlarına göre şekillendi.
Boykot meşru bir hak ama…
Bugün boykot hak arama ve meşru direniş modellerinden biridir. Eğer rejimin adı demokrasiyse, isteyen istediği partiye oy verecekse, ya da isteyen oy kullanıp isteyen kullanmayacaksa, bu tür yaklaşımları da içimize sindirmeliyiz. Partiler ve/ya köylerin, mahallelerin, kasaba ve kentlerin seçmenleri, isterlerse topluca boykot çağrısında bulunabilir. Bunun da demokrasinin “eşit ve genel oy hakkı” ilkesinin unsurlarından biri olduğu kabul edilmelidir.
Fakat tabii ki esas mesele, bu tercihin zamanın siyasal şartlarında doğru bir tercih olup olmadığıdır. Demokrasi ve halkın mücadele gücü konusunda bir inançsızlık yaratıp yaratmayacağı, es geçilecek bir sorun değildir. Mevcut mücadele imkânlarını son raddesine kadar değerlendirmeyip, kolaya kaçarak olur olmaz her güçlük karşısında boykota yönelmenin haklı bir tarafı olamaz. Bu tavır sonuçta karamsarlıktan ve nihilizmden öte bir şey getirmez.
“Ne boykotlar gördük…”
Ülkelerin tarihî ve sosyolojik şekillenişi bazı önemli farklar getirmekle beraber, genel olarak şu söylenebilir: halk yeterince olgunlaşıp zamanı gelmeyen hiçbir siyasal çağrı ve tepkiye katılım göstermiyor. Bunları meşru görmüyor. Kimi zaman bir takım manipülasyonlarla harekete geçse bile, bunun uzun ömürlü olmadığı da görülüyor.
Elbette asıl maharet, adına layık bir demokrasiyi hayata geçirmektir. Bunun için de eşit ve yüksek katılımlı, adil ve saydam, gizli oy ve açık sayım ilkelerini çiğnemeyen, devlet ve iktidar müdahalesinden uzak, engelsiz ve barajsız seçimleri gerçekleştirmektir. Ama geniş kitleler bu ideal normların şu veya bu açıdan gerisinde kalan seçim süreçlerine de, ne kadar zedelenmiş olursa olsun kolay kolay sırtını çevirmiyor. Eksik ve güdük bir demokrasiyi dahi, toptan boykota tercih ediyor.
Toplum olarak en çok âşinâ olduğumuz boykotlar okul boykotlarıdır. ODTÜ, İTÜ, SBF gibi üniversite ve fakülteler, siyasal sorunların ve gerilimlerin yüksek olduğu dönemlerde kitlesel öğrenci boykotlarına sahne oldu.
Bir de, toplumsal deşarj amacıyla boykot söylemine sarılmalarımız oldu. Özellikle arka planında dış politika sorunların olduğu durumlarda, Yunanistan, İtalya, ABD, vb. ülke mallarını boykot etmeye kalkıştık. Hemen hepsinde iş ve ticaret erbabımız “Aman ha bu işten en çok biz zararlı çıkarız” türünden sağduyu sesleri yükselterek siyasal tansiyonu indirmeyi başardı.
Muhalefet ciddiyetle seçimlere hazırlanmalı
Şimdi CHP’nin yukarıda adı geçen milletvekilleri, boykotu seçmeni evine kapatacak bir çağrı olarak önermediklerini söylüyor. Seçim süreci boyunca yapacakları forumlar, toplantılar ve sair etkinlikler vasıtasıyla, bilhassa da sokakta var olarak, toplumsal muhalefeti harekete geçirip, AK Parti-MHP koalisyonunu âdil ve demokratik bir seçimin şartlarını hazırlamaya zorlayabileceklerini iddia ediyorlar.
Medyascope’da Ruşen Çakır’ın 15 Mart 2018’de yayınlanan “Seçimler ve Boykot” değerlendirmesi ve onun yaklaşımından hareketle Ahmet İnsel’in 19 Mart 2018 tarihli Cumhuriyet’te yer alan köşe yazısı, bu konuda dikkate alınması gereken önemli noktaları içeriyor.
Sonuç olarak boykotun, hem ülke seçmeninin yapısal karakteri ve yönelimleri bakımından, hem mevcut siyasal durum bakımından, hem de üreteceği teknik sonuçlar itibariyle isabetli bir tercih olacağı kanaatinde değilim.
16 Nisan 2017 Anayasa Referandumu başa baş bir sonuç vermişken; muhalefet cenahının her kimlikten yurttaşı kucaklayan çok sayıda partinin meydana getirdiği geniş bir yelpazeye sahip olduğu ortadayken; İttifak Yasası’nın sayısız defosu olmasına karşılık muhalif partilerin de muhtelif kombinasyonları denemesine imkân verirken, geçmişte hemen hep iktidarlara yarayan sandığa gitmeme önerisini isabetli bulmuyorum. Yurttaşın nabzını tutmak açısından bir zaaf olarak değerlendiriyorum.
Seçim sisteminin ve yeni İttifak Yasası’nın güven vermediği doğrudur. Âdil ve demokratik bir seçime engel olacak unsurlar barındırdığı da doğrudur.
Ama muhalefet partilerinin kendi örgüt ve üyelerine, daha da önemlisi seçmenin sağduyusu ve adaletine güvenmelerin önünde hiçbir engel olmadığını düşünüyorum.
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.11.2023
19.08.2023
6.05.2023
28.04.2023
17.04.2023
29.03.2023
22.03.2023
9.03.2023
15.11.2022
9.09.2022