Bülent KORUCU
Dijital yayın platformu Digiturk, iki gündür sosyal medyanın en çok bahsedilen konusu.
Ticari firmalar için bulunmaz fırsat ama bir yayın kuruluşu başına ‘sansürcü' ibaresi konularak dünya gündemine sokuluyorsa faciadır. Medya özgürlüğü adına düşebileceğimiz daha dip var mı? Bilmiyorum ama çok emin konuşmamak lazım. Aydın Doğan gibi medya patronları köşelerden, manşetlerden tehdit edildi. AK Partili milletvekilinin dayaklı cümle içinde adını geçirdiği Ahmet Hakan'a saldırıldı. İpek Medya Grubu basıldı. Zaman Gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, bir haber iki köşe yazısı yüzünden gazeteden gözaltına alındı. İddianame çıktı, delil yok, sanık yapılamamış fakat Demokles'in kılıcı misali dosyası hâlâ açık. Samanyolu Medya Grup Başkanı Hidayet Karaca, bir dizi filmdeki iki dakikalık sahne için aylardır tutuklu. Mehmet Baransu'ya GDO'lu pirinç haberinden bile darbe davası açılıyor. Güneydoğu'da gazetecilik yapmak en riskli mesleklerin başında geliyor. Kafasına silah dayanan muhabir hakkını bile arayamıyor. Sedef Kabaş'ın beraat ettiğine sevinemeden Today's Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Bülent Keneş, tutuklama talebiyle hakim karşısına çıkarıldı. Gerekçe Cumhurbaşkanı'na hakaret. Aynı suçlamayla Ahmet Altan ve Hasan Cemal gibi duayenler de yargılanıyor. Atatürk'ü koruma kanununa fark atıyor Erdoğan'la ilgili davalar.
Digiturk'ün girişimi hukuk açısından skandal. Savcı özel ya da tüzel bir kişilik için tedbir kararı uygulayamaz. Kendini mahkeme yerine koyarak ceza kesemez. Israrla ‘yasal' dediğiniz uygulamanın dayandığı kanunu yazın diye sorduk. Tabii ki ses yok; zira böyle bir yasa yok. Kanunsuzluğu sadece biz söylemiyoruz, daha önce benzer bir yazı uydu şirketine gittiğinde Başbakan Ahmet Davutoğlu ve dönemin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu bile açıklamıştı. Hukuksuz talebi uygulayan Digiturk, açıkça suç işliyor. Platformla televizyonlar arasında ticaret hukuku geçerlidir. Söz konusu şirketlere karşı oluşan ticari mağduriyetin karşılığını öderler. Yalnız meseleyi sadece bundan ibaret gördüğümüzde yanılırız.
Digiturk, üye her vatandaşın hangi haberi, sinemayı ve hatta çizgi filmi izleyeceğine karar vermeye kalkıyor. Skandalın asıl önemli boyutu burada. Televizyonların mağduriyeti dahi bunun yanında basit kalıyor. Bireysel özgürlüklerin tehdit altında olduğunun bundan iyi göstergesi olamaz. İhlal edilen bir başka özgürlük, muhalefet partilerinin tam da seçim öncesinde sesinin kısılması. TRT ve yandaş medyadaki orantısız kullanıma karşı sesini sadece bu kanallarda duyurabilen muhalefet partileri harekete geçmeli. Seçimin adil yarışma şartlarında yapılmasını, nispeten sansürlenen kanallar sağlıyor. Onları engellemek, partilerin halka ulaşma kanallarını kapatmak demek. Siyasiler slogan ve demeç muhalifliğini bırakıp fiili mücadeleye girişmeli. Ve bilmeliler ki, aslında savundukları kendi özgürlük ve yararları. Dün Kemal Kılıçdaroğlu'nun mitingi vardı. Yandaşlar zaten göstermiyor, ortada gibi görünenler yasak savacak kadar girdi. Muhalefetin yer bulabildiği yegane kanallar can derdine düştüğü için kendi gündemlerinin peşindeydi. Aynı handikabı bütün partiler yaşayacak. Bir anlamda maksat hasıl oluyor yani.
Bu arada medya, dayanışmacı bir tutum sergileyemiyor. Doğan Grubu, protesto edip platformdan çekilse bir sonraki antidemokratik uygulamaya daha az cesaret bulurlar. Hâlâ bize kadar ulaşmaz havasındalar.
İşin en trajikomik yanı anne-babaların Caillou yasağını çocuklarına nasıl anlatacağını bilememesi. “Caillou'dan da korktular” nasıl diyecekler?
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2016
4.02.2016
1.02.2016
23.02.2016
5.02.2016
2.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
15.01.2016
1.02.2016