Akın ÖZÇER

Akın ÖZÇER
Akın ÖZÇER
Tüm Yazıları
Gündem çözüm süreci ve yeni anayasa olmalı
10.06.2013
2727

 Gezi Parkı olaylarıyla ilgili olarak kaleme aldığım ilk yazıda - ki bir hafta oluyor-  gösterilerin giderek çığırından çıktığına dikkat çekmiştim. Bunu görmek için Taksim Meydanı’ndan geçmek yeterliydi aslında. Çünkü parkın içinde kalan ve 90’lar kuşağı olarak övgülere mazhar olan özgün göstericilere ulaşmadan önce metro çıkışlarında gazete ve afişleriyle “solcu” olan ama savunduklarıyla kafalarda hep soru işaretleri uyandıran örgüt ve grupların varlığı görülüyor.

Çevreci talepler ve yeni anayasa

Yeşile duyarlı, çevreci etiketli ve daha çok demokrasi talep eden bir protesto hareketiyle daha çok demokrasiye dayanan yeni anayasa taleplerinin örtüşmesi gerekir elbette. Ama Gezi Parkı’na Kışla ve AVM yapılmasına haklı olarak karşı çıkan ve kendilerini “özgürlükçü” olarak tanımlayan protestoculardan “yeni anayasa” hakkında henüz bir şey duymuş değiliz. Bir televizyon programında bu soruya bir protestocunun “evet ama yeni anayasayı AKP yapmamalı” dediğini duymuştum. Yeni anayasadaki duruşu belli olan, darbe anayasasının ilk üç maddesinin aynen yenisine aktarılmasını savunan CHP de aynı şeyi söylüyor. Bir tek kişi üzerinden genelleştirmeye giderek özgün protestocuların bu konuda CHP çizgisinde görüş beyan ettiğini söylemeyelim ama protestoculardan yeni anayasa konusunda çok daha net bir duruş sergilemelerini beklemek hakkımız diye düşünüyorum.

Partiler üstü demokratik duruş

90’lar kuşağı tabir edilen özgün protestocuların geçen yazımda altını çizdiğim “solcu” geçinen siyasi parti ve gruplarla aralarına mesafe koymalarının tek yolu “yeni anayasa” konusunu ön plana çıkarmaları olur. Yeni anayasa konusunda bugüne kadarki çalışmalarda CHP ve MHP’ye oranla AK Parti biraz daha demokrasiden yana tavır almış durumda. Gerçi çözüm süreci de böyle olmasını, hatta çok daha demokratik bir tutum izlemesini zorunlu kılıyor. Bu gerçek göz önüne alındığında, “AKP ile yeni anayasa yapılmaz” demek, sanki ötekilerle daha kolay yapılırmış gibi hiç de doğru olmayan bir izlenim yaratıyor. O zaman protesto hareketi sadece “partiler üstü” değil, aynı zamanda –kimse kusura bakmasın- “demokratik” niteliğini de yitiriyor.

Protesto hareketiyle ilgili olarak ortaya sürülen ve bunu faiz lobisinden yeni anayasaya engel olmak isteyen Ergenekon’a kadar birçok örgütlenmenin içinde rol aldığına ilişkin komplo teorisi var. Faiz lobisi ve Almanya ve İngiltere’nin protestolardaki rolleriyle ilgili iddiaların dayandığı temeli, göstericilerin dile getirdiği “3. Köprü yapılmasın, 3. Hava Limanı olmasın, Kanal İstanbul projesi kenara bırakılsın” gibi konunun özüyle doğrudan ilintisi olmayan konuların koşul olarak öne sürülmesi oluşturuyor. Göstericilerin bu tür taleplerle aralarına mesafe koyarak Gezi Parkı’nın park olarak kalmasını talep etmekle yetinmeleri gerekiyor.

AK Parti ve Hükümet Kışla’dan vazgeçmeli  

AK Parti Belediyesi ve hükümeti Gezi Parkı projesiyle ilgili bazı revizyonları gündeme almış görünüyor. Kadir Topbaş’ın açıklamalarına bakılırsa Maçka Parkı’na kadar uzanan yeni bir yeşil alan projesi ortaya atılmış bulunuyor. Ama Başbakan Erdoğan’ın hâlâ çok istediği kışla projesinden geri adım atılmış değil. Bu proje çok önemli olabilir, güzel de olabilir ama bu konuda bu inadı sürdürmeye gerek yok. Çözüm süreci gibi büyük bir projenin sahibi olan ve bundan sonraki geleceği bu konudaki başarısına bağlı bulunan AK Parti’nin Gezi Parkı sorununu çözememesi öteki konuda da başarıya ulaşamaması sonucunu doğurabilir. Bu nedenle Başbakan’ın hazır yürütmesi de durdurulmuş Kışla Projesi’ni bir tarafa bırakması gerektiğini düşünüyorum.

Kışla projesinden vazgeçilmesi çevreci taleplerle protesto eden özgün göstericilerin başarılı olduğu sonucunu doğurur belki ama onların üzerinden “Tayyip istifa” diye bağıranların ve “Tayyip’in siyasi kariyeri bitti” gibi yorumlarla yabancı gazetecilerin akıllarını karıştıranların oyununu bozar.

Hispanatolia olarak biz hep evrensel ölçütlere uygun bir demokrasiyi, temel insan hak ve özgürlüklerini ve bütün bunları hayata geçirecek yeni bir anayasa’yı savunuyoruz. Çevreci göstericilerle birlikte elbette yeşili de savunuyoruz ama onlardan da Türkiye’yi demokratik bir hukuk devletine dönüştürecek böyle bir anayasayı “partiler üstü” bir duruşla desteklemelerini bekliyoruz.                 

Kaynak: http://www.hispanatolia.com

http://www.hispanatolia.com/bolum/25/id_cat,2/id,342/gundem-cozum-sureci-ve-yeni-anayasa-olmali

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar