Ali Türer
Kızım Işıl Türer Hacettepe Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesinde 4. Sınıf Felsefe öğrencisi. “Metin okuma” adıyla aldıkları bir derste hocaları “Alice Harikalar Diyarında” kitabından seçtiği bir bölüm üzerinden “deneme” yazmalarını istemiş. Işıl yazdığı denemede bu günlerde güncel olan bedelli askerlik konusuna gönderme yapmış. Toplumda yaşanan adaletsizlikler karşısında bireyin tutumunu ironiyi kullanarak eleştirmiş. Konuyu ele alış tarzından, verdiği mesajdan etkilendim. Bu hafta bu deneme yazısını sizinle paylaşmak istedim. İyi okumalar...
ALİCE HALA UYUYOR MU?
IŞIL TÜRER
Gördüğü rüyadan uyanmayı bekleyen bir Alice varİçimizde. Birkraliçe var Alice’leri durmadan bir rüyaya çeken. Bir de kral anlamı boş veren,biçimci mi biçimci.Neden mi bahsediyorum?İnsanları sürekli rüyalara çekiştiren bir kraliçe, anlam değil biçime önem veren bir kral, idare etmeye çalışan bir tavşan ve sonrasında rüyadan uyanabilecek olan bir Alice’den.Açın Alice Harikalar Diyarında’nın Alice’nin uyandığı bölümü. Asıl önemli olan ne, ona bir bakalım.
Şimdi bir mahkeme salonu hayal edin.Kendinizi bu mahkemede olan bitenleri görecek doğru bir konumdayerini almış farz edin. Bir karar verilecek.
İskambil kâğıdından askerler çıkışları tutuyor.Görkemli bir tahtta oturan kraliçe ve krala suçlu bölümünden bakan birileri var. Herkes birbiriyle fısıldaşıyor. Mahkemenin bir yanında kocaman bir yazı tahtası var. Altın sarı saçlarıyla Alice’yi görebiliyorsunuz. Tabi bir de jüri ile mahkemenin kararını merak eden birçok katılımcı. Bu arada şık giyinmiş ortalıkta dolanan beyaz da bir tavşan var.
Ortada bir konu var,ama konunun ne olduğu belli değil. Konunun önemli mi önemsiz mi olduğunu tartışıyor katılımcılar sadece. Birden kral haykırıyor gür bir sesle, “bu çok önemli” diyor. Beyaz tavşan tedirgin, kral bir kusur işlemiş de kapatmaya çalışıyormuş gibi ”Önemsiz, elbette önemsiz demek istediler değil mi” diyor telaşlı biçimde kraliçeye. Kral şaşkın, mırıldanıyor soruyor kendi kendine: “önemli mi, önemsizmi hangisi kulağa daha güzel gelir acaba?”Kararlar yazı tahtasına yazılıyor. Jüri kendi içinde bölünmüş durumda; bir kısmı önemli diyor, bir kısmı önemsiz.
Tahtayı görebilecek konumdaAlice: “Ama”diyor “önemli mi önemsiz mi olduğu fark etmez ki”.“Size bir kare sunarken konunun ne olduğunu size söylemiyorum. Konunun ne olduğunu bilmiyoruz. Bize anlatılan sanal dünyanın içinde öylece duruyoruz. Biz nejüriyiz ne de Kraliçe oysa. Biz dışardan biriyiz sadece. Bize neyin önemli olduğu sorulsaydı şayet okuduğumuz yerden biz de belki kral gibi kulağa hangisi hoş gelir diye düşünecektik.Ya da bir ihtimal tahtaya bakacak, çoğunluğun söylediği şey neyse, onu doğru bilecektik.”
Alice’nin söyledikleri sizce anlamsız mı? Karşı çıkışın anlamı da zaten, neyin önemli veya neyin önemsiz sayılabileceğini yorumlamamıza bağlı ortaya çıkmaz mı? Muhtemelen konuyu bilseydik cesur yahut korkak biçimde konuya dâhil olacaktık. Belki de Alice gibi önemsizliğin farkına varırdık.
Bu kurgunun içine sanki bir yerlerden fırlatılmış gibiyiz. Anlam biçimi bozacaksa, anlamlı olmak o kadar da önemli değil diye düşünen kral gibi bir o tarafa bir bu tarafa savrulmaya eğilimli bir halimiz var bu kurguda. Karşımızda ise “fark etmez” diyebilen bir Alice var. Biz ise konuyu bile anlayabilecek durumda değiliz henüz sonuçta. Önemli, önemsiz veya saçma her hangi bir yargı geliştirebilmek için önce konuyu bilmek gerekmez mi?
Tam da bu yüzden bu olayda yan tutamıyorum. Kitabın olay örgüsü hakkında geçerli bir yoruma sahip olsaydık bu yazı şüphesiz önemsiz bir yazı olurdu. Bu yazınınbu konuda büyük boşluklar sunduğu ortada. Küçükken okuduğum bu kitabın anılarımda bıraktığı izden dolayı konunun kraliçenin yaptığı çöreklerin yenmesi ile ilgili olduğunu söyleyebilirim. Deneyimlerimden yola çıkıp okuyanı konuyla ilgili boşa zaman harcamaktan kurtarsam da sonuçta bu yazının içeriğine, estetiğine mesajınadamgasını vuracak olanbana ait olan şeyler.Âmâ benim bu deneyimim sizi sonuçta anlattığım bu evrene fırlatılmış olmaktan kurtarmaz.
O halde konuma geri dönüp şunu soracağım: Nedir önemli olan? Hikâyenin bu kısmından,önemli olana ilişkin çağrışım yaptırabilecek olan nedir? Eğer bu bölümün Alice’nin rüyadan uyandığı bölüm ile ilgili olduğu hakkında bir fikrim olmasaydı Alice’nin “ama hiç mi hiç fark etmez” yorumunu jüri üyelerinden birinin yorumugibi değerlendirip; Alice’in yorumu için de “önemsiz” diyebilirdim pekâlâ.
Oysa biz de benzer bir mahkeme salonunda yaşıyoruz aslında.
Kraliçe, kral ve beyaz tavşan size de biraz tanıdık gelmiyorlar mı? Sürekli görüşünü bize dikte eden, gücünden korktuğumuz bir kraliçemiz yok mu?Bu Kraliçe bize bir takım sınırlar çizip, bu sınırlar içinde özgürsünüz deme cüretinde bulunmuyor mu? Onu idare etmek için şekilden şekle giren bir Beyaz Tavşan dolaşmıyor mu ortada? Anlamı boş verip biçimle ilgilenen bir Kralımız yok mu?
Bir kafesin içinde kanat çırpıp durmuyor muyuzsahte özgürlüğümüzle? Bize çizilen sınır içinde,önemli-önemsiz yorumunu yapan önceden seçilmiş birer jüri üyesi değil miyiz çoğu kez her birimiz? Bu insanlar size hiç tanıdık gelmiyor mu gerçekten? Bana çok tanıdık geliyorlar.
Askerlik kavramını ele alalım. Asker olmak her Türkiye vatandaşının görevidir değil mi? Ama bedelini öderseniz bu askerlik kısa zamanda bitebilir. Hatta temel askerlik eğitimi bile almadan askerlik yapmış gibi terhis edilebilirsiniz. Bütün iş sizden ödemeniz beklenen 18 Bin lirayı bulabilmenize bağlı. Ya paranız yoksa işte o zaman yandınız. Gönderildiğiniz Doğuda bir yerlerde çatışmada yediğiniz bir kurşunla canınızla ödeyebilirsiniz bedeli.Erken terhis sadece bunun bir an önce başınıza gelip gelmemesine bağlıdır.Buna anlamsız mı diyorsunuz? Hele bir deneyin,vicdani retçi olun bakalım başınıza neler geliyor. Alnınıza vurulacak damga bellidir: “Vatan Haini”.
“Önemli- önemsiz” tanımlamaları sonuçtabizim verdiğimiz değerlerdir. Siz ne dersiniz bilmem; ama ben bize hep bir şeyler dikte etmeye çalışan adına toplum dediğimiz Kraliçe’de de, kraliçenin gönlünü hoş etmeye çalışan Beyaz Tavşan’da da bulamıyorum bu parçanın bende yarattığı önemli olana ilişkin çağrışımı. Önemli olanın ipucunu gene Alice veriyor. Tahtaya bakıp “fark etmez” diyor.
Bu hikâyeyihenüz okumamış biri desadece başlığa bakarakbunun bir kurmacadan ibaret olduğunu anlayabilir. Var olduğu iddia edilen şeyler Alice’nin hayalinde yarattığı dünyaya aittir.
Gerçek olan, harika olan Alice’dir. Olup bitenin, size dayatılanın anlamsızlığını görebiliyor musunuz; kurmacanın değer yargılarını bir kenara bırakıp yaşama Alice gibi bakabiliyor musunuz?Öyleyse harika olan sizsiniz.
Önemli olanbence budur. Şimdi söyleyin bakalım Alice hala uyuyor mu?
Yazarlar
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.06.2025
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024
4.05.2024
1.04.2024
26.03.2024