A.Turan ALKAN
Yapılacak en kolay iş, başlığa “Morlukları gördüm” cümlesini çıkarıp Kabataş’taki hadisenin asparagas boyutuna dalmak veya Urla’daki villaların geçen seneki halini gösteren Google görüntülerini yorumlamak; olmadı, Şehzade Mustafa dizide boğduruldu diye hamiyeti kabaran halkımızın türbeye koşup başında Fatiha okurken fotoğraf çektirmesiyle dalga geçmek veya polemiğe girmemek için İslâm Ansiklopedisi’nin “Rüşvet” maddesini kopyalayıp aklı karışıklara “ilmî” bürhan göstermek.
Bütünü görmemek için kaleme takılabilecek böyle onlarca olay var fakat başka bir şey yapalım; biraz kenara, şöyle harp meydanını rahatça görebilecek bir gözlem yerine yükselip gözlerimizi kısarak hadiselerin ana seyrine dikkat kesilelim...
Tekrar olacak, olsun; böyle hallerde tekrar güzeldir.
Eğer olup bitenlere, “kendiliğinden oldu, hadiselerin seyri böyle gelişti” demeyeceksek -ki demiyoruz- şöyle bir cümle kurabiliriz: Türkiye’de kapasite itibarıyla Ortadoğu’da demokrasiye katkı verebilecek iki önemli İslâmî birikim kaynağı, -şöyle veya böyle- birbiriyle çatıştırılarak, “Gördünüz işte, bu Müslümanlara demokrasiyi yirmilik çiviyle çaksanız üzerlerinde durmuyor kardeşim!” yargısının pekişmesi sağlandı.
Fotoğraf çoktan çekildi; stüdyonun ışıkları söndürüldü; hâlâ poz verip durmanın mânâsı kalmadı.
Müsabaka bitti; hakemler soyunma odalarına gitti, müşahitler raporlarını yazdılar; bizim hâlimiz evlere şenlik futbol ulemâsının ekran başında, “şimdi pilot kamerasına geçelim; kare kare oynat Uğurcuğum” diyerek birbirleriyle yaka-paça olmasını andırıyor.
Bütün müsâbıklar hükmen mağlup, “kural hatası yapıldı, maçın tekrarı gerekir” sızlanmalarının siyaset aralığı kalmadı.
Ayrıntılar mâlum, Ortadoğu mıntıkasındaki mubassırlık (sınıf gözetmenliği) rolünün hakkını veremedik. Türkiye hem ekonomik kırılganlığındaki sâbıkası, hem Batılı demokrasiyi bütün kurum ve kurallarıyla işletmedeki kabiliyetsizlik ve isteksizliğiyle kötü sicil aldı. Adam gibi yeni bir anayasa yapıp uygulamak noktasında ciddi ve sahici davranmak, yolsuzluk iddialarına yer bırakmayacak kararlı bir yönetim sergileyebilmek gerekiyordu, yapamadık (Yolsuzluk iddialarının arka planında gölge gibi duran Ortadoğu trafiğini hiç unutmayalım). Deniz bitti.
Hizmet Hareketi, hükümetin küfüvvü olamayacak hacmine rağmen kavgada, ülkenin yürütme uzvuna, hatta devlete meydan okuyabilen potansiyel bir tehlikeymiş gibi denkleme dahil edildi. Yakın zamanların en hunhar linç kampanyasına mâruz bırakıldı, hareket imkânı daraltıldı. Gerilimde hükümete denk bir kuvvetmiş gibi gösterilmesini, hükümet, “nasıl olsa hallederim” hesabıyla hiç düşünmeksizin kabullenerek cephe hücumuna geçti ve böylece ortalık toza dumana boğuldu.
Toz-duman yatıştığında, yukarıda tasvire çalıştığım tablonun netleştiğini görmek benim için şaşırtıcı olmayacak. Tekrar edelim: Muhafazakâr demokratlar (artık ne kadar demokrat iseler), siyaset denkleminin dışına, en hafifinden kıyısına sürülüyor. Belirleyicilik dönemleri sona erdi. Radikal laikçi aşırılıklar 2007 krizinde, muhafazakâr demokratlar lehine caydırılarak demokratik siyasetin alanı genişletilmişti (Şimdi hükûmet tarafından aklanarak gündelik hayatlarına dönebilecek ama asla eskisi gibi belirleyici olamayacaklar).
Dindar siyasetçiler devre dışına itilerek daha ılımlı bir laisizme kulvar açılacak. CHP’nin bu minval üzre dar açılı Ulusalcılık’tan vazgeçerek siyasetin merkezine yönelmesi şaşırtıcı olmaz ve ilk işaretleri görünüyor zaten. Gerilim, Cumhurbaşkanlığı seçimine taşınarak AK Parti’de yeni zaafiyetler uyarılacak. Ezcümle Türkiye’de siyasî hayat yeniden şekillenecek ve eski aktörler artık merkezde yer almayacaklar.
Birileri bu esnada hâlâ “Cemaat parti kurar-kurmaz” meselesiyle oyalanabilirler; mahzuru yoktur.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016