Etyen MAHÇUPYAN
Ortadoğu’daki aktörlerin performansına baktığımızda PYD/PKK’nın epeyce başarılı olduğunu teslim etmemiz gerekir. Sonuçta bu siyasi yapı tüm diğer Kürt partilerini ve farklı siyasi oluşumları o bölgeden kovdu, insanlık suçu işleyip civar yerleşimleri boşaltarak alan genişletti, sadece Esad, İran ve Rusya ile değil, IŞİD ile de ilişki kurdu, onlarla çeşitli alanlarda işbirliği imkanları yarattı. Buna Avrupa’nın son döneme kadar artmakta olan sempati ve desteğini ve nihayet belki de en hayati unsur olarak ABD korumasını da eklememiz lazım.
Bu tablo bize PYD/PKK performansının niçin başarılı olduğuna dair ilk ölçütü veriyor. Çok aktörlü hiyerarşik bir sistemde, küçük aktörlerin amaçlarına ulaşabilmeleri olabildiğince çok sayıda büyük aktörle iyi ilişki içinde olmasına bağlı… PYD/PKK bunu hiyerarşide kendi üzerinde olan her aktöre farklı yaklaşarak ve farklı avantajlar sunarak yaptı. ABD ve AB için IŞİD’le savaşıyor olması, Esad ve İran için Özgür Suriye Ordusu ve Türkmenler ile savaşması cazip oldu. Rusya’ya ise Türkiye’yi sıkıştırma ve rahatsız etme yeteneği kullanışlı geldi. Diğer bir deyişle PYD/PKK kendi amaçlarını elde etme uğruna bir yandan kendisini bilerek taşeronlaştırdı, diğer yandan da büyük aktörlerin bıraktıkları boşluk alanlarını doldurarak pazarlık gücünü artırdı.
Ancak başarının ardında bir etken daha vardı. PYD/PKK aynen Esad gibi tek hedefe konsantre oldu. Nasıl Esad’ın hedefi ayakta kalmak ve iktidarına tutunmak ise, PYD/PKK’nınki de Suriye’nin kuzeyinde birleşik bir toprak parçası elde etmekti. Bu gözlemden hareketle başarı için bir başka ölçüt daha üretebiliriz: Çok aktörlü hiyerarşik bir sistemde, küçük aktörlerin amaçlarına ulaşmaları olabildiğince dar bir hedefe kilitlenmeleriyle doğru orantılı oluyor. Bunun avantajı diğer bütün aktörlerin sizin neyin peşinde olduğunuzu daha baştan bilmeleri ve ilave amaçlarla karşılaşmayacaklarından emin olmaları. Bu durumun yarattığı bir ‘dolaylı güven’ var. Diğer bir deyişle bugün ABD PYD/PKK’ya ne uzun ne kısa vadede güvenmiyor olsa bile, küçük aktörün kapasitesinin ve niyetinin net bir biçimde tanımlanabilir olması büyük aktörün bilgisinden emin olmasını sağlıyor ve bu da ‘güvene dayanmayan ama güvenilir’ bir ilişki yaratabiliyor.
Türkiye’nin dış politikasına baktığımızda aradaki farkı görmemek mümkün değil. Türkiye bu hiyerarşik sistemde kendisinden güçlü olan hiçbir aktörle tam dayanışma içinde olamadı. Öte yandan birden fazla amaç peşinde koştuğu izlenimi yarattı. Hem sınırında bir PKK devletinin kurulmamasını, hem Esad’ın gitmesini, hem Suriye’nin bölünmemesini, hem Suriye’deki Sünnilerin ve Türkmenlerin haklarının sağlanmasını, hem de tüm Ortadoğu nezdinde etkili bir aktör olarak kalmayı istedi. Bunların hepsi de meşru isteklerdi. Ayrıca tek tek ele alındığında Türkiye o hedefi gerçekleştirecek kapasite ve yeteneğe de sahip. Ama bütün amaçlar bir araya geldiğinde başarı da zorlaşıyor. Çünkü sistemdeki büyük aktörler sizin hangi adımı hangi amaca binaen attığınızı anlamayabiliyorlar ve siz de sürekli olarak net bir tutum sergilemekte zorlanıyorsunuz. Böylece ortaya PYD/PKK örneğinin tersine bir durum çıkıyor. Bugün ABD açısından bakıldığında Türkiye ‘güvenilen ama güvenilir ilişki kurulmakta zorlanılan’ bir ülke.
Barış eninde sonunda gelecek ve çözüm ne olursa olsun Türkiye’ye yarayacak. Çünkü PYD/PKK bölgenin en büyük yerel aktörü ile birlikte yaşamak ve kendisini ona da kabul ettirmek durumunda kalacak. Tabi Türkiye bu arada kendi becerisini doğru değerlendirme konusunda yine hata yapmazsa.
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023