Kurtuluş TAYİZ
CHP ve MHP'nin İslam İşbirliği Teşkilatı eski genel sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu'nu cumhurbaşkanı adayı olarak göstermesinin ardından, medya da Ekmeleddin Bey'in kariyerine ve vasıflarına ayrıntılı olarak yer vermeye başladı. Çatı adayının belirlenmesinde önemli bir rol oynadığı ortaya çıkan Doğan Grubu ve merkez medyanın önemli isimleri ile cemaat yazarları, ilk günün şaşkınlığını üzerlerinden atarak, Ekmeleddin Bey hakkında övgü dolu yazılar kaleme almaya başladılar. Fakat anlatacak çok şey bulamadıklarından olsa gerek "çok zarif", "çok kibar", "Batı'da okumuş", "birkaç dil biliyor" gibi damat adayını tanıtır üslupta yazılar kaleme alıyorlar. Ekmeleddin Bey'in bürokrat geçmişine de fazla uzanamıyorlar; zira bunun ucu Ekmeleddin Bey'in bütün kariyerini İslami bir teşkilatta yapması dolayısıyla Suudi propagandasına varabilir. Bu yüzden de "iyi", "kibar" ve "güzel bir insan" demenin ötesine geçemiyorlar.
Ekmeleddin İhsanoğlu’nun insan olarak önemli vasıflara sahip olduğundan kuşku duymuyorum elbette; ama bu, derin güç odaklarının mühendislik faaliyetinin sonucunda aday olarak ortaya çıkan Ekmeleddin Bey'in, yeni Türkiye'nin cumhurbaşkanı makamı için gerekli niteliklere sahip olduğu anlamına gelmez. Köşk’e aday olanların özelliklerini kamuoyuna tanıtmak gazetecilerin görevidir, ancak doğru olması şartıyla. Önemli olan adayları halka doğru tanıtmak olmalıdır, halkı kandırmak değil.
Hızını alamayan gazetelerden biri de dün İhsanoğlu’nu ta 1990'ların başında "özgürlükçü" bir anayasa taslağının hazırlanması sürecinde yer aldığını, söz konusu taslağın Kürtlere anadilde eğitim hakkı tanıdığını yazdı. Ekmeleddin Bey'in Kürtlere, Kürt meselesine nasıl baktığını henüz doğrudan bilmiyoruz, kendisinin bu konudaki açıklamalarını da işitmedik. Bu konuda CHP’yi geride bırakabilecek herhangi bir fikre, görüşe sahip olacağını da sanmıyorum. Üstelik Kürt meselesinde oldukça kötü bir sicile sahip olduğuna dair de ciddi iddialar söz konusu. Doğan Grubu medyasının ve bu gruptaki yazarların bunları gizleyip gözden kaçırması olağan. Eğer Ekmeleddin İhsanoğlu'nun geçmişte Kürt meselesine ilişkin yaklaşımını öğreneceksek buna en iyi örnek Halepçe Katliamı ile ilgili o dönemde aldığı tutumdur.
Bütün kariyerini İslam Konferansı Örgütü'nde yapan (24 yıl boyunca İslam Konferansı Örgütü İslâm Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi'nin genel direktörlüğü, 2005-2013 arasında da İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreterliği) İhsanoğlu, 16 Mart 1988'de Kürtlerin Hiroşiması olan Halepçe Katliamı'ndan tam üç gün sonra Katar'da 53 ülkenin bir araya geldiği İslam Konferansı’nda moderatörlük yaptı. Konferansa Türkiye'den kanlı 12 Eylül Darbesi'ni gerçekleştiren Kenan Evren katıldı. Bu toplantıda Halepçe'nin adı bile anılmadı. Saddam'ın kimyasal katliamından tek kelime edilmedi. Sadece Bulgaristan'da Türklere karşı geliştirilen baskılar gündeme geldi. Sonuç bildirgesinde gözlerinin önünde cereyan eden ve beş binden fazla insanın kimyasal silahlarla öldürülmesiyle sonuçlanan Halepçe Katliamı’na bir atıf bile yapılmadı. Bildiride Türkler üzerindeki baskılardan dolayı Bulgar devleti eleştirildi. Kürtler, bu toplantıda Ekmeleddin Bey'i, Halepçe üzerine tek bir cümle kurulmasına izin vermediği gerekçesiyle hâlâ suçluyor.
Ekmeleddin Bey'in Arap Baharı'na karşı olan tutumu da biliniyor. Başında bulunduğu teşkilatın Mısır darbesine sessiz kalması da ayrıca kendisinin siyasi tutumu hakkında bize bir fikir veriyor. Genel Sekreterliği'ni yaptığı İslam İşbirliği Teşkilatı'nı, görevi boyunca hep Suudierin dümen suyunda tutmaya çalıştı.
Ekmeleddin Bey'in hikâyesini bence daha fazla zorlamayın; zarif mi, yoksa çok kibar bir beyefendi mi, bunu işlemeye devam edin; çünkü üzerini kazıdıkça karşımıza Baas etkisiyle yoğrulmuş bir bürokrattan başkası çıkmayacaktır. Ekmeleddin Bey hakkında yapılan güzellemelerin onu yalanlar üzerine kurulu bir seçim kampanyası yapmaya sevk edeceğini bilelim. Bırakın, dürüst bir seçim olsun, belki böylesi daha kazançlı olabilir.
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları





















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019