Mahmut ÖVÜR
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD ziyareti, kritik aşamaya gelen ABD-Türkiye ilişkilerinde yeni bir pencere açarken, görüşmenin bir unsuru olan FETÖ ile mücadelede de çarpıcı birgerçeğe işaret etti.
Karşımızda duran sıradan bir terör örgüt değil. Öyle ki, iki ülke arasındaki ilişkileri bırakın kapalı kapılar arkasından, Washington Post gibi açık bir mecra üzerinden bile sabote etme gücü var. Küresel bir örgütle karşı karşıyayız.
Peki, bu örgüte karşı Türkiye ne yapıyor? 17-25 Aralık darbesinden sonra yaşanan yalpalamalar bir yana, dünyada eşi benzeri az görülen 15 Temmuz gibi kanlı bir darbe ve işgal girişiminden sonra bile Türkiye'de, doğru dürüst bir mücadele konsepti ortaya konamadı.
Hâlâ korumaların, kayırmaların ve sahiplenmelerin devam ettiği gerçeğine tanık oluyoruz ve kimin eli kimin cebinde belli değil. Bunda kuşkusuz kılcal damarlarına kadar işgal edilen yargının, ele geçirilen güvenlik kurumlarının ve kilitlenen devletin etkisi var ama mücadelede de kurumsal bir yapının olmaması da önemli.
Bu konuda ilk adım, FETÖ soruşturmalarında ihraç edilenlerin itirazlarına bakacak OHAL Komisyonu'nun oluşmasıyla atıldı. Bu soruşturma sürecinin adil yürütülmesi için gerekli bir adımdı.
Bundan önce belki de atılması gereken en önemli adım, içeride ve dışarıda FETÖ ile planlı programlı bir mücadele konsepti oluşturacak güçlü bir üst kurul adımıydı. Nihayet, ona yönelik ilk işaret Cumhurbaşkanlığı'ndan geldi.
Cumhurbaşkanlığı bünyesinde FETÖ ile mücadelede koordinasyonu sağlayan, yol haritası ortaya koyan yeni bir üst yapı oluşturuluyor. Bu aslında içeride önemli bir mesafe alınan FETÖ ile mücadeleden çok yurtdışı için gerekli.
FETÖ'nün etkili olduğu ülkelerde eğitimden sivil topluma, siyasetten iş hayatına, ne yapılacağı bilinmediği gibi şu ana kadar fazla bir şey de yapılmış değil. CumhurbaşkanıErdoğan'ın devletler düzeyinde yürüttüğü mücadele olmasa ortada fazla bir şey yok. Alternatif üretilmeden o ülkelerde FETÖ'ye karşı başarılı olmak da mümkün görünmüyor.
Şimdi gelelim en çok merak edilen soruya: Üst kurul kimlerden oluşacak? Bu yapının içinde elbette devlet aklını iyi bilen; adalet, emniyet gibi önemli kurumlardan isimler olmalı. Ancak sadece onlarla sınırlı kalmamalı. FETÖ'yü içeriden bilenlere, özellikle de FETÖ'nün yurtdışı örgütlenmesini ve örgütlenme felsefesini iyi bilenlere öncelik verilmeli.
Bu isimlerin başında da FETÖ'yle ilgili Çatı Davası'nda FETÖ'nün sinir uçlarına dokunan, açıklamalarıyla o kirli zihniyeti deşifre eden Hayati Küçük geliyor. Küçük sadece Kafkasya ve Orta Asya'da değil, asıl örgütün akıl üssü ABD'yi iyi bildiği için üst kurula ciddi katkı sunacağından eminim.
Kuşkusuz başka sivil aktörlerin hatta farklı görüşlerden isimlerin olmasında da sayısız yarar var. FETÖ'ye karşı mücadelede kararlı duran ve mahalle baskısına boyun eğmeyen gazeteci Nedim Şener gibi.
FETÖ ile mücadele bugün Türkiye toplumunun en net ortak noktası. Bu FETÖ ile mücadele için tarihi bir fırsat... Cumhurbaşkanlığı bünyesinde oluşacak üst kurul, bu fırsatı iyi değerlendirirse özellikle yurt dışında FETÖ'ye karşı başarılı bir mücadele yürütmek hiç zor olmayacak.
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2020
28.05.2019
6.05.2019
3.05.2019
2.05.2019
28.04.2019
21.04.2019
19.04.2019
18.04.2019
13.04.2019