Murat BELGE
Çocukluğumda, bir yandan Menderes hükümetleri, bir yandan Sedat Simavi ve Hürriyet, bir “Kıbrıs meselesi” çıkardılar. “Ya taksim, ya ölüm!” diye bağırılıyor, her fırsatta. Radyonun haber bülteninde mutlaka Kıbrıs konusu geçiyor. “Makarios şunu dedi, Fazıl küçük bunu dedi” derken, bir de “Türk- Ortadoks cemaati ruhani lideri Papa Eftim” faktörü çıktı ortaya. O da bir şeyler söylüyor, Athenagoras’a çatıyor diye kalmış aklımda, söyledikleri Türkiye hükümetlerinin savunduğu şeyler.
Altmışlarda Galata’da gezerken bu cemaatin “Patrikhane Kilisesi”ni gördüm bir gün: Panayia, yani Meryem Ana. “Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi” yazılı bir mermer tabela. Gene o çevrede iki kilisenin daha bu olmayan cemaatin elinde olduğunu öğrendim (bir tane daha varmış, Menderes’in yol genişletme çalışmaları sırasında yıkılmış): Aya Nikola ve Aya Yanni.
Seksenlerde yürüyerek semt semt İstanbul gezdirmeye başlamıştım. “Galata’yı da programa eklemeli,” diye düşündüm. Önce kendim keşfe çıktım. Panayia’ya da uğradım. Bekçiyi buldum, dedim “Pazar günü bir grup insan getireceğim buraya. Sen de burada olursun, değil mi?” “Yok, olmam,” dedi. “Pazar günü ben kiliseye gidiyorum.” Şaşırdım. Ne kilisesi? Meğer adam Keldani imiş yani Katolik. O sıra hâlâ bir avuç Keldani var İstanbul’da âyine de Saint Antoine’a gidiyorlar.
Yani Türk- Ortodoks cemaatinin Patrikhane Kilisesi’nin zangocu da Türk- Ortodoks cemaatinden değildi.
Bu temaslar sırasında biraz daha öğrendim. Papa Eftim ölmüş. Büyük oğlu Turgut Erenerol papazmış, babasının yerine geçmiş. O da ölmüş. Küçük oğlu Selçuk Erenerol vekâleten patrik olmuş. Galata’da dükkânı var, nalburiye.
Onunla konuştuk, anlaştık. Bu üç kilise de bizim Galata gezilerinin uğrakları arasına girdi.
Peki, Eftim kimdi? Cemaat nasıl çıktı ortaya? Bunları da az çok öğrendim. Eftim Orta Anaokulu bölgesinden, Karamanlı Rum kökenli bir papaz yani etnik olarak Türk ya da öyle olduğuna inanıyor. Kurtuluş Savaşı çıktığında, Türk tarafını tutuyor, Fener’e savaş açıyor. Bir miktar taraftarla ayrılıyor (zaten kapıda “kuruluş 1922” diye yazılı). Taraftarlar sayısını artıracağına inanıyor ama Lozan’da “mübadele” kesinleşince Orta Anadolu’nun Karamanlılar’ı (Karamanlis de onlardan) Venizelos’un özel ısrarıyla Yunanistan yolunu tutuyor.
Koçu’nun İstanbul Ansiklopedisi’nde, “Erenerol” maddesinde, Eftim anlatılır. Son paragrafta çocukları: “Yıldız (Meri, doğ. 1914, Bilge (Polin, doğ. 1916), Turgud (doğ. 1922)...” Yani önce “Maria, Paulina” derken, 1920’den sonra Turgut, Selçuk, ailenin Türkleşme süreci. Benim tanıdığım (o da öldü) Selçuk Bey sıkı bir Türkçü’ydü.
Doksanlarda Moldova Sovyetler Birliği’nden ayrıldı. Orada Gagavuz cemaati vardır, Ortodoks- Hıristiyan Türkler. Sayıları şöyle böyle 300.000’i bulur. Selçuk Bey bundan umutlanmıştı. Birdenbire bir cemaat edinecek gibi olmuştu. Ama arkası gelmedi.
Gene Koçu’nun ansiklopedisindeki o maddede “...1924 de Galatada bulunan Rum Cemaati Merkez Mütevelli Hey’eti tarafından Galatada bulunan 4 kilise ve 1 karma ilkokul [bu da cadde üstündeki, son İstanbul Festivali’nde de kullanılan okul olsa gerek M,B.] Fener Rum Patrikhanesinden alâkalarını keserek Papa Eftim’e biat ettiklerini...” diye devam eden bozuk bir cümle okunuyor. Yani bu kiliseler kendi iradeleriyle Fener’den ayrılmışlar.
Görece yakınlarda Yunanistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nu yapan, bura kökenli Aleksandris’in İstanbul Rum cemaati üstüne bir kitabı vardır. Orada anlatılan hikâye yukarıdakine pek benzemez: Cumhuriyet devleti bu kiliselere el koymuştur. O yıllarda Eftim de İstanbul Rumları aleyhine her uygulamada yerini almıştır.
İşte 1 Şubat sabahı Taraf’ın birinci sayfasında “Kiliselerini geri istediler” başlığıyla çıkan haberin konusu olan üç kilisenin hikâyesi kısaca böyle.
İstanbul’da hikâye bol.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025