Yalçın AKDOĞAN
Yüce Allah, insanlara verdiği ilahi mesajda sulhun daha hayırlı olduğunu belirtiyor. Sulh kelimesi, Kur’an-ı Kerim’de eşler arasındaki ilişki bağlamında kullanılıyor. Ayrılmayla neticelenebilecek bir ilişkinin sulh ile yürütülmeye çalışılmasına vurgu yapılıyor. En küçük dairede, yani eşler arasındaki ilişkide görülebilen geçimsizlik, anlaşmazlık, çatışma ve çekişme daha geniş dairede yani toplumlar ve devletler arasındaki ilişkilerde de görülebiliyor. Huzur ve sükûnu, barış ve anlaşmayı ifade eden sulh kavramı, aslında insanın kendisiyle barışık olmasından, diğer insanlarla ilişkilerine, toplumsal gruplar arasındaki ilişkilerden milletler ve devletler arasındaki ilişkilere kadar bir çok alanda anlam ifade ediyor.
Eğer sulhtan bahsediliyorsa ortada bir sorun, bir anlaşmazlık, bir çekişme ve çatışma vardır. Kutsal dinler, mücadeleyi ve cihadı öne çıkarabildikleri gibi, bir sorun çözme yöntemi olarak anlaşmayı ve uzlaşmayı da öne çıkarabiliyorlar.
‘Anlaşmazlığı gidermek için kişiler, milletler veya devletler arasında yapılan bir anlaşma’ anlamındaki sulh, tarafların fedakarlığını, belli istek ve şartlardan vazgeçmesini, orta yolu bulmasını ifade ediyor.
Bediüzzaman’ın dediği gibi, “Evet, hakikat ve maslahat sulhtur... Eğer barışmak olmazsa, iki taraf da daima korku ve intikam azabını çekerler”. Hak bilinen yolda mücadele ve mücahade ne kadar kutsalsa, daha büyük maslahat olan yolda sulh ve anlaşmaya varmak da o derece anlamlı ve meşrudur.
Her türlü sorun, çatışma ve çekişme içinde fitneyi, fesadı barındırır. Fitnenin önünü alabilmek için kurulan oyunları bozmak, aklı selimin ve makulün öne çıktığı bir ortam oluşturmak gerekir.
Türkiye’nin 30 yıldır başına bela olan terör sorunu, on binlerce insanın ölümüne ve çok büyük trajedilere sebep olurken, bu sorundan beslenen odaklar fitne ve fesadı körüklemeyi sürdürmüşlerdir.
Ölüm üzerine hesap yapan odaklar, ülkeler veya örgütler haddizatında insani bir perspektife sahip olamazlar, hiçbir tarafın menfaatini düşünemezler.
Terör örgütü PKK için, ölen binlerce gencin hiçbir önemi yoktur. Çünkü her ölüm, sorunun daha fazla derinleşmesi, devlete duyulan öfkenin daha fazla artması demektir. Huzur ve sükun, böyle bir zihniyetin kabullenebileceği şeyler değildir. Huzur ve sükun ortamında, özgür düşüncenin ve serbest rekabetin olduğu bir ortamda bu ideolojinin piyasası yoktur. Baskı ve şiddetin devredışı kaldığı bir zeminde bu tür örgütlerin tutunabilmesi çok zordur.
Benzer şekilde terörden nemalanan milliyetçi zihniyetin önerdiği yaklaşım da sorunludur. Her yıl belli sayıda asker veya polisin hayatını kaybetmesini ‘normal bir zayiat’, ‘kaçınılmaz bir zarar’ gibi gören, bunu baş edilebilecek bir kayıp ve sineye çekilmesi gereken bir durum olarak gören çarpık bir anlayış...
AK Parti iktidarına kadar süregelen yaklaşım, ‘çözümsüzlük çözümdür’ şeklinde sorunu en az kayıpla idare etme politikasıdır. Acıları baskılamayı, dramları görmezden gelmeyi, sorunun derinleşerek daha büyük riskler ürettiğini anlamamayı seçen bu yaklaşım insani olmadığı gibi sürdürülebilir de değildir. Ne Türkiye’nin bekası bu yaklaşımdan geçmektedir, ne de toplumsal barış ve milli güvenlik...
Milletin genel hassasiyetleri ve ülkenin genel çıkarları bağlamında bu meselenin üzerine gitmek, herkesin kabullenebileceği bir çözüme ulaşmaya çalışmak tek çıkar yoldur.
Ancak çatışmaların durduğu, silahların bırakıldığı, terör belasının sonlandığı bir ortamda gerçek ve özgür bir siyasi mücadele verilebilir. Düşüncesine, inancına ve ideolojisine güvenenler böyle bir mücadeleden kaçınmazlar.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.05.2019
17.05.2019
8.05.2019
2.05.2019
1.05.2019
19.04.2019
17.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
4.02.2019