Ali Saydam
İlk defa bir genel seçime gitmiyorlar ki… Şimdiye kadar hangi genel seçim döneminde Almanya Türkiye düşmanlığını parmağına dolamış da oy devşirmişti. Şimdiye kadar hangi Alman Dışişleri Bakanı“Türkiye’ye parmak sallama” cesaretini kendisinde bulmuştu?”
O Dışişleri Bakanı ki, sadece parmak sallamakla kalmamış Der Spiegel’in haberine göre bir de hikâye uydurmuştu. Sözde Ankara’ya ziyareti sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan Spiegel’in yorumu ile kendisine “kirli -uygunsuz- bir teklifte” bulunmuş (schmutziges Angebot) ve Almanya’daki iki FETÖ’cü generale karşı Die Zeit gazetesinin muhabirini takas etmeyi teklif etmişti…
Bu teklif gerçekten de yapılmış olsa bile, bunu bir Bakan’ın medya önünde diyare bir şekilde siyasi malzeme yapması, hangi teamüle girer?..
Hangi Alman Maliye Bakanı Wolfgang Schauble Bild’e verilmiş demeçte kullanılan şu agresif tavrı bir tür Türkiye politikası haline getirebilmiştir:
“Eğer Türkiye bu küçük oyunu oynamaktan vazgeçmezse, insanlara şunu söylememiz lazım: Türkiye’ye kendiniz risk alarak gidiyorsunuz. Size artık hiçbir şeyi garanti edemeyiz. (...) Türkiye şu an keyfi tutuklamalar yapıyor ve asgari konsolosluk standartlarına artık uymuyor. Bu bana DDR’yi hatırlatıyor.”
Hangi Alman Şansölyesi küstahlığın, had bilmezliğin sınırlarını bu kadar zorlayan bakanlarına mutlak destek vermiştir?
Olay bana Attilâ İlhan’ın o olağanüstü sorusunu hatırlatıyor.
İki mektuptan söz ediyordu Attilâ İlhan. Birincisi Kanunî Sultan Süleyman’ın Fransa Kralı 1. François’nın, uğradığı Cermen yenilgisinden sonra, Kanuni Sultan Süleyman’dan yardım isteği üzerine, kendisine yazdığı mektup (ferman) ve Marsilya’ya gönderilen iki kalyon…
İkincisi; Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Lyndon B. Johnsontarafından Türkiye Başbakanı İsmet İnönü’ye 5 Haziran 1964 tarihinde gönderilen, Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahalesini önlemek amacıyla yazılmış bir “fırça” metni… Birincisi gurur, onur, özgüven abidesi. İkincisi ise karşısındakini küçümseyen, aşağılayan, total teslimiyete davet eden yüz karası bir mektup…
Attilâ İlhan sorardı: “Bu ikisinin arasında ne olmuş? Oradan buraya nasıl gelinmiş?..
Yanıtını da kendisi verirdi: Tanzimat!.. Türkiye’nin özellikle ‘zihni vaftizlenmiş aydınları’ (rahmetli Ömer Lütfi Mete’yi hayırla yad edelim) vasıtasıyla başlatılmış olan ‘Batı’yı taklit ve ona teslim sürecinin çıktılarının ürünüdür Johnson Mektubu…
Bunlar yıllardır alışmışlar bu teslimiyet tutumuna… Akılları almıyor millî bağımsızlıktan yana tutumu, vakarı, özgüveni… Bunların Türkiye’deki yandaşları da Erdoğan’ın, onların deyişiyle ‘hadsiz’ bir tavır içine girmesine pek bir şaşırıyorlar…
Ana muhalefet partisi ve o çizgideki bazı köşe yazarları aynen kendilerinden beklenildiği pozisyonu aldılar. Merkel’in kızdırılmasına çok kızdıklarını belirttiler. Bunlar, Büyükada Toplantısı sonrasında tutuklananların (gizlilik kuralı nedeniyle), neyle suçlandıklarını bilmeden, serbest bırakılmalarını ve bu davranışın Almanya ile aramızı biraz yumuşatabileceğini iddia ediyorlar (Bkz. TV’lerdeki tartışma programları)…
Sadece FETÖ ile değil; göğüslerini gere gere Der Spiegel’le de aynı ağzı kullanıyorlar. Spiegel “Das Erdoğan-Regime” diyor… Bizimkiler de aynı kalıba yapışıyorlar… FETÖ patronunun peşine takılıp Kontrollü Darbe’yi kullandıkları gibi.
Peki işin özü Almanya’da seçimler değilse, ne?
Şu:
Türkiye bütün numaralara rağmen kuyruğu dik tutuyor. Millî bağımsızlık çizgisini sürdürüyor. Ekonomisi, finansal sistemi ve pek çok ‘tangible’ (elle tutulur, gözle görülür) meseledeki kayda değer başarısı (‘intangible’lar konusundaki başarısızlık bir kenara) ve de müdanasızlığı çıldırtıyor arkadaşları. Johnson’un Mektubu’na dönüş bekliyorlar.
Almanya fırça atacak ve biz hizaya geleceğiz…
Yazarlar
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2020
15.10.2019
24.09.2019
12.09.2019
10.09.2019
25.06.2019
7.05.2019
11.04.2019
4.02.2019