Ali Türer
Geçen hafta Merdağ Yanardağ, Emre Kongar ile birlikte TELE 1’de yaptığı 18 Dakika programında, Abdülhamit’in Mutlakıyet yönetimini “Aşağılık Diktatörlük” olarak ilan edince birden ortalık karıştı. Ana akım medyada açık oturumlarda Yanardağ kınandı. TELE 1 de bu salvoya karşı yine İslamcı bir Yazar olan Mehmet Akif Ersoy’un Abdülhamit’e yönelik suçlamalarını ekranlarına taşıdı.
Gerekçeleri farklı da olsa ardından TELE 1 ve HALK TV’ye gelen 5 günlük ekran karartma cezası ile bu tartışmaya nokta konulmuş oldu.
Bu tartışma bana, İslamcılığın ve Türkçülüğün tarihten gelen bagajlarının ne kadar dolu olduğunu hatırlattı.
***
Türkçülük-İslamcılık tartışması bu toplumun modernleşme sürecine damgasını vurmuş bir tartışmadır. Bu tartışmanın her iki tarafında yer alan inanç, düşünce, davranış kalıpları Modernleşme Sürecinde üretilmiş ve kullanılmış birer araçtırlar.
Şekillenişlerinde içinden çıktıkları toplumun öne çıkan ihtiyaçları, topluluklar arasında kurulan ilişkiler, kültür çatışmaları önemli rol oynaştır. Bunların hangi koşullarda nasıl ortaya çıktıklarını, dışarıdan gelen tehdide karşı kendilerini nasıl savunulduklarını anlamak, bu coğrafyada toplumsal değişimin belli başlı kodlarını anlamayı da kolaylaştıracaktır.
Tarih okuma işi bunlar üzerinden yapılırsa daha anlamlı olur. Belirli inanç, düşünce, davranış kalıpları içinde sıkışmış gruplar arasında tarihi kişilikler üzerinden süre giden tartışmaların taraflar arasındaki küllenmeye yüz tutmuş yaraları kaşıma yolu ile açma dışında bir getirisi olmaz.
Türklerin topluca İslamiyet’i kabul etmesi ile Osmanlı Devletinin ortaya çıkışına kadar geçen süreçte, Batıni düşüncelerin bu kültürde yaygın olduğunu herkes bilir. Bunun bir nedeni de Batıni kültür içinde Şaman geleneklerinin de kendine yer bulmuş olmasıdır. Görünüşe (Zahir’e), forma değil de, görünenin arkasında yatan Öz’e (Batın’a) verdiği önem ile Batınilik, içinde farklı İslami, felsefi yorumların ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Batıni kültür içinde 800-1200 yılları arasında İslam Aydınlanması yaşanması (Farabiler, İbni Sinalar, Buriniler, İbni Rüştler, İbn-i Haldunlar vb..) bundandır.
Bu süreçte Anadolu’da Ahilik örgütleri, Fütüvvet Örgütleri, Abdalan-ı Rum’lar (Abdal Gaziler), Bacıyan-ı Rumlar (kadın örgütleri), Tekkeler, Zaviyeler Batıni kültür içinde birer özerk yapılar olarak karşımıza çıkarlar. Anadolu’nun Türkleşmesinin moral dayanaklarını oluşturmuştur bunlar.
Bütün bu yapılar Osmanlı Devleti’nin kuruluş sürecinde (1300-1450 arasında) İlmiye sınıfı içinde kontrol altına alındılar. Şeyhler önce Ümera’nın, sonra devletin kontrolüne girerken Batıni kültür de yerini Sünni İslam’a bıraktı. Arazileri ya birer vakfiye haline dönüştüler ya da birer Tımar haline geldiler.
Bu süreçte aynı zamanda Türkmen Aristokrasisi geleneği de, yerini Kapıkuluna içinde karar almaya (Divan’a) bıraktı. Böylece ortaya, son derece merkeziyetçi bir Ordu-Devlet ortaya çıktı. Bütün bu gelişmede Sünni İslam’ın koruyuculuğunu üstlenen Medreselerin rolü büyüktü.
Bunları şunun için anlattık: Osmanlı Devleti, kendini meşrulaştırıcı moral dayanak olarak Sünni İslam’ı seçmeseydi, Türkmen Aristokrasisinin yerini Kapıkulu almasaydı, Osmanlı üç kıtaya hükmedebilecek siyasi bir organizasyon haline gelemezdi. Savaşları haklı gösterecek bir ilkeye de (gaza ilkesine) sahip olamazdı.
Bu noktaya herkesin kendi özgül inancı içinde birbirine bağlandığı Bâtıni kültür içinde ulaşamazdı. Ancak kendi içinde örfi kültüre başat rol biçen bir kalıba (forma) bürünmüş Sünni İslam, ona bu moral dayanağı sağlayabilirdi. İslamcılığın tarihsel kökenini kavramak için, Sünni İslam’ın Osmanlı Devleti’nin gelişmesine yaptığı katkıyı anlamak gerekir.
Medrese Eğitimiile sisteme meşruiyet kazandıracak, toplumsal ilişkileri şerri hukuk zemininde sürdürecek İlmiye Sınıfı (Ulema) üretilirken; Saray Eğitimi içinde ise Padişahın ve Devletin hizmetini görecek Kapıkulları (Enderun’da) ve Padişahı ve Devleti kollayacak Koruyucular (Yeniçeri Ocağında) üretildiler.
Osmanlı Devleti, ikiz kardeşler Şerri Hukuk ve Örfi Hukuk zemininde kendine Ordu Devlet karakterini verecek özgün merkeziyetçi yapıya böyle ulaştı. Tımar Sistemi ile savaşlar finanse ediyor, İlmiye Sınıfı ile sisteme meşruiyet kazandırılıyor, Kapıkulu ise Padişahın hizmetlileri ile koruyucularından oluşuyordu. Osmanlı Devletinin Yönetici sınıfı buydu.
Savaşlardan gelen getiri bu “Devleti” ayakta tutan en önemli kaynaklardan biriydi. O yüzden “Savaş” temel ihtiyaçtı. Sefere çıkmada gecikme olunca, orduda huzursuzluk baş gösterirdi. Savaşmadan teslim olunca üç gün yağmalanmaktan kurtulduğu için ablukaya alınan kentlerin teslim olması da pek istenmezdi. Nitekim İstanbul’un Fethi sırasında Galata, yağmalanmaktan böyle kurtulmuştu.
Osmanlı da, toplumsal ilişkiler içinde Batı’da edindikleri içerikleri ile “Sözleşme”, “Mülkiyet” gibi kavramlar hiç kullanılmadı.
Osmanlı aynı zamanda, Allah ile Kul arasındaki ilişkiden kaynağını alan Padişah-Kapıkulu, Pir-Mürit, Hoca-Talebe, Usta-Çırak arasında bir konsensüse göre kurulu, bire bir ilişkiler sistemiydi. Bu ilişkinin bir yanında kollama, koruma, ihtiyaçların karşılaması; bir yanında koşulsuz Biat bulunurdu. Mülkiyet ise, zenginlik kaynağı değildi, çünkü hukuki bir güvenceye sahip değildi. Mülk (Devlet) sonuçta Padişahındı. Zenginlik, Padişaha yakın, en yakınına yakın olmaya bağlıydı. Gözden düşenin canına olduğu gibi malına da el konulurdu.
Bu sistem, bütün zamanlar için ayakta duracak bir “An-ı Daim”, “Nizam-ı Devlet” idi. Esas olan değişmezliği korumaktı. Oysa yaşamın kuralı ise “değişmeyen değişir” idi. Öyle de oldu.
İslamcılık, bir ideolojik yapı olarak Modernleşme Dönemin ürünüdür. Fakat Osmanlıda bütün isyanların Padişahın Şeriata uygun davranmadığı için çıktığı bilinmez ise, bu ideolojinin gücü anlaşılamaz.
***
Türkçülük de, Modernleşme Döneminin ürünü bir başka ideolojik yapıydı. Siyasi birliğin sağlanmasında “Osmanlıcılığın” tedavülden düştüğü, unsurların (Anasır’ın) kendi yolculuklarına çıktığı, İttihadı İslam’ın ise mevcut sınırları güvence altına almaya yetmediği yerde bir ihtiyaç, bir zorunluluk olarak ortaya çıktı. Bu topraklarda Ermeni, Yahudi, Rum, Kürt varlığına karşı mücadele içinde güçlendi, kendini buldu. Bu ideolojinin bagajı da bu nedenle doludur.
Türkçülük, hep İslamcılık ile bir uzlaşma arayışı içinde kendini ifade etmeye çalışmıştır. Fakat aynı zamanda bir İslam Devleti olan Osmanlı Devleti’nin kurucusu Fatih’i ve iyi zamanlarının son temsilcisi Kanuni’yi yere göğe koymayacaksınız da, sistemin çöküşünü, modernleşme döneminin araçlarını kullanarak önlemeye çalışan Abdülhamit’i “Aşağılık Diktatör” ilan edeceksiniz. Bu olacak iş değil.
Osmanlı’da bütün şehzadeler, Sarayın Şimşirlik denen bölümlerde, her an öldürülme korkusuyla hapis hayatı yaşadılar. Tahta çıkma şansı bulanları da kâbuslarla yaşamak zorunda kaldılar. Abdülhamit de bunlardan biriydi. Meşrutiyet’i ilan etme sözü vererek Padişah oldu. İlk işi de bu sözü verdiği Mithat Paşa’dan kurtulmak oldu. Geleneksel merkeziyetçi yapıyı yeni koşullarda ayakta tutabilmek için Modernleşme ile gelen imkânları kullandı. Modern Eğitim, Modern Ordu, Teknoloji, Hafiyelik ve Din II. Abdülhamit’in kullandığı belli başlı araçlardı.
Modern Eğitim, İdadiler, Sultaniler, Öğretmen Okulları İstanbul dışında Anadolu’da onun döneminde yaygınlaştılar. Çünkü Abdülhamit’in, sistemi güçlendirebilmek için taşrada kendini temsil edecek elit’i yetiştirmeye ihtiyacı vardı. Ama bu, tehlikeli bir işti. Çünkü Modern eğitim içinde yetişecek “Jön Türkler” başına çorap örebilirdi. Ördüler de.
Açtığı Modern Eğitim kurumlarında, programların içeriğini alabildiğine dinleştirmesi bundandır. Ve her okulun başına bir müfettiş (hafiye) yerleştirerek programların hayata geçmelerini sağlamaya çalışmıştır. AKP bugün bunu okul müdürleri eliyle yapmaya çalışmaktadır.
Modern Eğitimin Teftiş Kurumu II. Abdülhamit’in Mutlakıyet döneminde ortaya çıktı. Onun zamanında öğretmenlik meslek haline geldi. Onun döneminde Darülfünun‘un bazı bölümleri, Galatasaray lisesinin bünyesinde ancak faaliyet gösterebildiler.
Ama II. Abdülhamit bütün bu önlemlerle, korktuğunun başına gelmesini önleyemedi. Her türlü baskıya, hafiye takibine, sürgüne, hapse rağmen Tıbbiye, Hukuk, Harbiye, Mülkiye’de yetişen Jön Türkler Meşruti yönetim için bir araya geldiler. Fakat sonuçta, Modern Eğitim içinde devleti kurtarmak için yetişmiş birer Halaskar (kurtarıcı) idiler.
1903 de Paris’te yaptıkları ilk kongrede “Devleti öyle mi kurtaralım, böyle mi” tartışması içinde bölündüler. İttihat Terakki, Türkçü, Merkeziyetçi, Otoriter, Bağımsızlıkçı bir çizgi izlerken; Hürriyet ve İtilaf ile Ahrar Fırkası daha Osmanlıcı (İttihat-ı Anasır –Unsurların Birliği), daha özgürlükçü, İslamcı, liberal, Adem-i Merkeziyetçi bir çizgi izlediler.
Türkiye Cumhuriyet’inin kurucuları, bu siyasi iklim içinde yetiştiler.
İttihat ve Terakki’nin 1912’den sonra kontrol ettiği rejim, Abdülhamit’inkinden daha az otoriter değildi. Yanardağ, Mehmet Akif’in Abdülhamit’e yazdıkları kadar Tevfik Fikret’in İttihat Terakki için yazdığı “Yiyin Efendiler Yiyin Bu Han’ı yağma sizin” şiirini de hatırlamalı, diye düşünürüm.
Türkçülerin bagajı da Adana Katliamı’nda (1909), “Amele Taburlarında (1915), Tehcir Kanunu ile (1915) Ermenilere yaşattıkları ile doludur. Bunlar hep İttihat Terakki Döneminde oldu.
Cumhuriyet Döneminde de 1934 yılında Çanakkale ve Trakya’da, daha sonra Varlık Vergisi ile Yahudilerin yaşadıklarını, 1937’de Dersim’de Kürtlerin yaşadıklarını, 6-7 Eylül olaylarında Rumların yaşadıklarını hatırlamak gerekir. Sonra arkadan Kahraman Maraş, Çorum olayları, 23 yıl önce Sivas’ta yaşananlar gelir.
Velhasıl bu topraklarda bu işlerin ardı arkası hiç kesilmemiştir.
Demem o ki sorgulanacaksa kişiler değil, yol açtıkları trajedilerde bu ideolojilerin rolleri sorgulanmalıdır. Ve asıl olan bu sorgulamayı kimliklerini bu ideolojiler içinde bulmuş vicdan sahibi, dürüst insanlar yapmalıdırlar.
Kendilerine geçmişte sahip çıktıkları ideolojinin sebep olduğu sevimsiz bir olay hatırlatıldığında “karalama”, “nefret söylemi” gibi savunma mekanizmaları geliştirmek yerine, “ya sahi bizim takım insanlara bunları da yaşatmış, bu işler yanlış işler” demeleri daha dürüstçe olmaz mı?
Örneğin Saadet Partisi ileri gelenleri 2 Temmuzda çıkıp “23 yıl önce Sivas’ta Madımakta yaşananlardan üzüntü ve utanç duyuyoruz” deselerdi.
Yine aynı gün CHP’nin Ulusalcılarından birileri çıkıp (Mesela Sayın Yanardağ ya da Sayın Kongar) “Vatandaş Türkçe Konuş” kampanyaları ardından 86 yıl önce bugün Yahudilerin evlerinin, dükkânlarının yağmalanmasını kınıyorum” deseydi.
Gelecek için bu, daha umut verici olmaz mıydı?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024
4.05.2024
1.04.2024
26.03.2024
9.03.2024