Aydın Selcen
Levent Gültekin yalnızdır. Çocukken Ardahan’ın Göle ilçesinin ücra bir köyünde her sabah kör karanlıkta el arabasıyla ormana odun toplamaya beş kilometre gidip, gelip tek göz evinde sobayı yakarken yalnızdır. Oradan okula yürüyerek gidip, gelirken yalnızdır. Ergenliğinde oradan kalkıp, İstanbul’un kenar mahallesine ailecek taşındıklarında yalnızdır. Anasından, babasından Kürtçe öğrenemezken yalnızdır. Gençliğinde koyu İslâmcıyken yalnızdır. Kendi kendine kalem oynatmaya başladığında, çevresini gözlemlediğinde, kentin özgür kadınlarına uzaktan bakarken yalnızdır.
İkbâl kapısını reddettiğinde, bir anlamda hicret ettiğinde yine yalnızdır. Anasıyla kızının inançları arasında kaldığında yalnızdır. Geçimini kendi sağlarken, çocuklarını üniversitede okuturken, onları özgür bireyler olarak yetiştirirken yalnızdır. Sonunda İstanbul’un o “bo-bo” semtine taşındığında yine yalnızdır. Orada piyano çalmayı öğrenirken yalnızdır. Benim gibi laf ebelerinin süslü paragraflara saklayıp, anlatamadığı yahut aklınca bilerek “hermetik” bıraktığı bir konuyu, akılda kalıcı, herkesin anlayacağı dilden vurucu basit bir cümleye dökerken ve bunu hep yaparken yalnızdır.
Neredeyse Levent Gültekin’in kurduğu her cümle bir slogandır, bu da Allah vergisi bir meziyettir, okullarda öğretilmez. Bizde bir yerden kalkıp bir yere gelenler, bir şeyken başka bir şeye dönüşenler, boyalı kuşlar sevilmez. Onun için yalnızdır Levent Gültekin. Yeteri kadar okumamıştır, yeteri kadar yontulmamıştır, yeteri kadar düşünmemiştir. Bu eksikliklerinden ötürü çabuk hareket etmiştir, kımıldanmıştır ve halen de kımıldanma durumundadır, durağan değildir. Bunun için de yalnızdır Levent Gültekin, çünkü bizde cüret edenler, hareket edenler sevilmez.
Dayak yerken de yalnızdır. Kalıbına ve mazisine bakılırsa, teke tek, ikiye üçe bir de dövmek pek kolay değildir hani Levent Gültekin’i. Yediği dayak her daim göz önündeki oynarbaşlıklı saray soytarıları gibi yamultmayacaktır da onu. Öyleyse açıktan meydan okurken, pusuya düşürülerek yediği dayak yanına kâr kalmıştır. Zaten o hokkabazları hepimizden daha yakından tanıdığı için, onların ciğerlerini bildiği için de yalnızdır Levent Gültekin. Zamane yıvışıkları, yılışıkları, angutları, ablavutları onun kim olduğunu çok iyi bildikleri için de.
Köprü olmaya çalışanlar, bağdaştırmaya niyetlenenler, bir adım öne çıkanlar ne kadar yalnızsa o kadar yalnızdır. Eski Türkiye’de Abdi İpekçi, Çetin Emeç ve onlar gibi nicesi, yeni Türkiye’de Hrant Dink, Tahir Elçi ve onlar gibi nicesi öldürülürken ne kadar yalnızsa, o da dayak yerken o kadar yalnızdır. “Anıt-insan” denilebilecek Osman Kavala ve onun gibi nicesi hapiste çile doldururken, IMC TV kapatılıp talan edilirken, Fehim Taştekin, Cengiz Çandar ve onlar gibi nicesi sürgünde bunalırken ne kadar yalnızsa, o kadar yalnızdır.
Her devrin adamları, şamandıra gibi yarın da su üstünde kalacakken, Levent Gültekin öbür gün de yalnız kalacaktır. Onun için “Levent Gültekin yalnız değildir” diye boşuna oturduğumuz yerden esip savurmayalım. Tek gezenler, hep yalnızdır. Benimse burada yaptığım iş ruhumu yelpazelemekten, tavana sıkmaktan ibarettir. Levent Gültekin İstanbul’un göbeğinde, herkesin hepimizin gözü önünde yirmibeş kişiden dayak yer, ben bunu yazmaktan ekmek yerim. Zira en kolayı, en güvenlisi budur.
Bu cumhurbaşkanı, bu meclis başkanı, bu dışişleri bakanı, bu savunma bakanı, bu içişleri bakanı, bu saray sözcüsü, bu iletişim şeysi, bu parti sözcüsü, bu koalisyon payandası tam da bize lâyıktır. Onların bütün bu medyatik, jüristokratik, bürokratik, sanayici, burjuva, müteahhit şakşakçıları da tam da bize lâyıktır. Erişilmez kibir dağları üzerinden, en bilgiç ve o denli hakaretamiz ifadelerle gün be gün işittiğimiz azarlar, maruz kaldığımız aşağılamalar, dayatılan keyfî kısıtlamalar pek de bize lâyıktır.
Bu bilge görünümlü ama köhne, değiştirmeyi arzulayan ama dönüşümü tasarlayamayan muhalefet de fazlasıyla lâyıktır bize. Kalite bir bütündür. Neysek oyuz, bu kadarız. Herhangi bir kendine özgülüğümüz, özgünlüğümüz de yok, hiç olmadı. Aynı filmi bıkmadan usanmadan sekseninci kere seyrederiz biz. Seyredemezsek, kaçıp saklandığımız yatak odalarımızdan, kapıyı kapatıp, ışıkları söndürüp, o bıktırıcı filmin diyaloglarına bu defa oradan tırnaklarımızı korkuyla kemirerek kulak kabartırız.
Neyin nesini yorumlayacaksın? “Güvenlik kamerasından oynat Uğur’cuğum pozisyonu, bakalım Levent Gültekin nasıl yemiş dayağı”, onu mu yorumlayacaksın? Garê fiyaskosunu mu? Aşı skandalını mı? Mısır’la anlaşma palavrasını mı? Biden’e yazılan mektubu? S-400’lerin hangi gerekçeyle alındığını mı? Terörle mücadele denilenin “ne olduğunda” biteceğini mi? NATO müttefiki Türkiye’nin neden Batı’dan varoluşsal tehdit algılaması gerektiğini mi? Kol kola girileceği varsayılan Arap Ligi’nin de, İslâm İşbirliği Teşkilatı’nın neden AKP Türkiye’sine sırtını döndüğünü mü?
Hangisini yorumlayacaksın? Sayfası kaba hesapla 9.375 avroya mal olan insan hakları eylem planını mı? Demirtaş’ın, Kavala’nın, onlarda simgeleşen tüm siyasi rehinelerin ne zaman yeniden gün yüzü göreceklerini mi? Sürekli engellenen barışçıl kitlesel gösterileri mi? HDP milletvekillerinin, kadınların, LGBTI-Q yurttaşların sürekli itilip kakılmasını mı? İşsizliği mi? Vizyonsuzluğu mu? Bağımlı yargıyı mı? Sokak ortasında kaçırılan öğrencileri mi? Yanıtsız bırakılan soru önergelerini, parti kurma başvurularını, boş geçen TBMM oturumlarını mı?
İşte hepimizin dilindeki, her içtiğimizde, her coştuğumuzda, her dertlendiğimizde mırıldandığımız türkü: “Başın öne eğilmesin / Aldırma gönül aldırma”. Yazan Sabahattin Ali. Yazdığı yer Sinop Cezaevi. Sabahattin Ali’nin sonunun, o henüz 41 yaşındayken nerede, nasıl geldiği belli. Belli olup, altmış seneyi geçmiş, açıklanmadığı da. “Görecek günler var daha / Aldırma gönül aldırma”. Sene 2021. Laik cumhuriyetin yüzüncü yılına iki sene kaldı ama görecek günler varmış daha. Levent Gültekin Bakırköy’de dayak yemiş. Aldırma gönül aldırma.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.04.2025
23.02.2025
27.01.2025
9.12.2024
19.11.2024
11.11.2024
2.11.2024
1.08.2024
14.06.2024
14.04.2024