Bayram ZİLAN
Uzunca bir süredir İslamcı Kürtlerin refleksleri sorgulanıyor. Onların neden sessiz kaldığı ya da neden sahaya çıkmadığı soruluyor. Tüm bunların yanı sıra bir de İdris Naim Şahin’in “seni seviyoruz sayın bakan” diyen bir vatandaşa: “hadi bi takla at da görelim ne kadar sevdiğini” diyerek o vatandaştan kendisini ne kadar sevdiğini ispatlamasını istemesi gibi İslamcı Kürtlerden de Türkiye’yi ne kadar sevdiklerini ispatlamaları veya göstermeleri isteniyor.
Sözgelimi, Yeni Şafak’tan Faruk Aksoy: “İslamcılara göre Kürdistan neresidir?” başlıklı yazısında “İslamcı Kürtler, PKK’ya yönelik eleştirilerini; ‘Kürdistan’ı gavurlaştıramayacaksınız!’ cümlesiyle özetliyor” diyor ve sonraki satırlarda Kürtlerden takla atmasını istiyor.
Şöyle diyor Aksoy: “HDP dışında partilere oy veren seçmenin tamamı, Türkiye sınırları içinde “Kürdistan” diye bir yerin varlığını kabul etmiyor. Buna karşın HDP’ye oy veren ya da vermeyen Kürtlerin tamamı da “Kürdistan” diye bir yerin varlığına inanıyor.”
Yazının birçok yerinde tespit hataları var. Aksoy, bu yazıyı kaleme almadan önce kaç İslamcı Kürt ile konuştu, bölgede kaç İslami yapıyı tanıyor, merak ediyorum.
Bir defa İslamcı Kürtler, PKK’ya eleştirilerini “Kürdistan’ı gavurlaştıramayacaksınız” şeklinde özetlemedi hiçbir zaman. İslamcı Kürtlerin Kemalizm’e, Türk ırkçılığına, Gökalpçi/Atsızcı kafaya eleştirisi neyse PKK’ya da eleştirisi odur. Dolaysıyla mesele asla “gavurlaştırmaya” indirgenmemiştir. PKK, Kemalist felsefenin bir nüvesidir. İslamcı Kürtler ise bu felsefeye bir bütün olarak karşıdır. Bunun içinde sadece PKK’ya İslamsızlaştırma pratiği olduğu için eleştiri yoktur. Kürt İslamcılar, aynı zamanda PKK’yı Kürt ırkçılığı yaptığı için, katı sekülerizmi dayattığı için, cetvelle “makbul Kürt vatandaşı”nı tarif ettiği için, Kürtlerle “efendi-köle” ilişkisi kurmak istediği için, kendisi gibi düşünmeyen herkesi dışladığı ve yaşam hakkı tanımadığı için de sert bir biçimde eleştirmektedir.
Bir başka tespit hatası şu: hem “HDP’ye oy vermeyenlerin tamamı Kürdistan diye bir yerin varlığını kabul etmiyor” diyor, hem de “HDP’ye oy veren ya da vermeyen Kürtlerin tamamı Kürdistan diye bir yerin varlığına inanıyor” diyor.
Şimdi sormak lazım, HDP dışındaki partilere oy veren seçmenler hem Kürdistan’ın varlığını kabul etmeyip hem Kürdistan diye bir yerin varlığına nasıl inanıyor? Bu bahsettiğiniz HDP’ye oy vermeyen seçmenler, söz gelimi Ak Partili Kürtler, varlığına inanmadıkları Kürdistan’ın var olduğuna nasıl inanıyor? Bence buradakafası karışık olan Faruk Aksoy’dur. Çünkü ilk cümlesinde bir önermede bulunuyor. İkinci cümlesinde ise ilk cümlede yaptığı önermeyi tekzip ediyor.
Diğer bir husus da şu: “Kürdistan” denilen yer, en azından İslamcı Kürtlerin “Kürdistan” dediği yer neresidir? İslamcı Kürtler, “Kürdistan” derken nereyi kastetmektedir? Aksoy’un bu soruların cevabını iyi bilmediğini ya da araştırmadığını düşünüyorum. Zira eğer biliyor olsaydı, İslamcıların “Kürdistan” derken bir devleti değil, yüzyıllardır var olan, Osmanlı’nın, hatta Atatürk’ün bile “Kürdistan” diye ifade ettiği yerin “bir coğrafya adı” olduğunu bilirdi.
Diyelim ki Aksoy, Kürdistan’ın bir coğrafyaya verilen yer adı olduğunu bildiği halde bunları yazdı ve Kürdistan diye bir coğrafyanın olmadığını söyledi. (ki eğer öyleyse bu çok daha sorundur) Öyleyse“Anadolu” diye adlandırdığımız yer neresidir peki? “Anadolu” var mıdır? “Anadolu” diye adlandırılan yer devlet midir? Yoksa bir coğrafya adı mıdır?
Aksoy’dan bu soruları cevaplandırmasını istemek ne kadar abes ve nobranca ise, Aksoy’un ya da onun gibi düşünenlerin, İslamcı Kürtlerden “Kürdistan neresidir?” sorusuna yanıt istemesi de o kadar abes ve nobrancadır.
Şimdi Aksoy’un yazısındaki en ilginç kısma gelelim. Şöyle demiş: “Benim anladığım kadarıyla, Türk devleti için “Kürdistan” diye bir yer yoktur. İran’da, Suriye’de, Irak’ta ve Türkiye’de yaşayan Kürtler vardır”
Bingo… Aksoy, “Kürt vardır, Kürdistan yoktur” noktasına geldi. Kendisi belki de “Türk vardır, Anadolu yoktur” da diyebilir, bilmiyorum. Ama şunu ısrarla belirtmekte fayda var. Anadolu da, Kürdistan da birer coğrafya adıdır ve her ikisi de vardır. Üzgünüm ama biz “yoktur” deyince yok olmuyorlar, olmayacaklar.
Ancak ilginç olan kısım bu değil. Aksoy’un “Irak’ta da Kürdistan yoktur” demesi çok ilginç. Yani, zihin dünyanızda “Kürdistan”, bir devlet olarak kodlanmış olacak, Kürdistan’ın bir coğrafya adı olduğuna dair bir bilginiz olmayacak, ama buna rağmen Irak Kürdistanı’na “yok” diyeceksiniz. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?
Hem Ak Parti felsefesinden dem vuracaksınız, hem yazınızın birçok yerinde Ak Parti’yi anlatacaksınız, hem de Ak Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun“Irak Kürdistanı” dediği, Ak Parti’nin Kurucu Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır’ın ortasında“Irak Kürdistanı” diye ifade ettiği ve Barzani ile ikili görüşmelerde bayrağını koyduklarıIrak Kürdistanı’na “Irak’ta Kürdistan yok, Kürtler var” diyeceksiniz.Bu açıkça “Ak Parti felsefesini ve terminolojisini bilmemek” değil de nedir? Bu açıkça “yok saymak, görmezden gelmek, inkâr etmek” değil de nedir?
Son olarak yazının son paragrafındaki “devleti yöneten Ak Parti’nin ajandasında, Türkiye topraklarında “Kürdistan” (devleti demek istiyor) diye bir yer görünmüyor” değerlendirmesini “hazır ve önyargılı bilgi tüketiciliği”nin bir sonucu olarak okumak gerekiyor. Zira böyle bir değerlendirmenin alt yapısının olması gerekiyor. Yazı İslamcılara hitaben yazıldığına göre, yazar, İslamcı Kürtlerin Kürdistan Devleti istediğini düşünüyor ve kendi ürettiği düşünceye cevap veriyor, “devlet mevlet yok, hatırlatırım” diyor.
Ne kadar da araştırmacı gazetecilik… Sayın Aksoy, Allah aşkına kaç İslamcı Kürde “devlet istiyor musunuz?” diye sordunuz da bu sonuca ulaştınız? Kaç İslamcı Kürt’ten devlet kurmak istediğini işittiniz? Size hangi İslamcı yapı, STK, oluşum, “biz devlet kurmak istiyoruz” dedi? Mesela İslamcı Kürtlerin büyük kısmı Ak Parti’ye oy veriyor? O halde Ak Parti’ye oy veren İslamcı Kürtler, “Ak Parti, Kürdistan Devleti kursun” diye mi veriyor?
Evvela şunları bilmeniz gerekiyor:
1-PKK’nın Kürdistan devleti istemesi, İslamcıların Kürdistan derken bir devleti kastettikleri anlamına gelmez.
2-İslamcı Kürtler, aynı delikten ikinci defa ısırtmaz kendini. Dolaysıyla ikinci defa da “ulus devlet”e evet demez.
3-İslamcı Türkler yekpare bir düşünceye sahip olmadığı gibi İslamcı Kürtler de yekpare bir düşünceye sahip değildir. Dolaysıyla genelleme yapmak son derece anlamsızdır.
4-Hiç kimsenin, “elinde bir cetvel varmışçasına” bir başkasının yurtseverliğini, ülke sevgisini ölçmeye hakkı ve yetkisi yoktur. Hiç kimsenin kendisini “bilirkişi” yerine koyarak başkasına “hadi bana ispat et” deme hakkı yoktur.
5-Hiç kimse bu toprakların gerçek sahibi değildir. Mutlak sahip Allah’tır. Coğrafyalar kaderdir. Coğrafyaların kaderlerini tayin eden de yine Allah’tır.
Son tahlilde yazıdaki özne her ne kadar Faruk Aksoy olsa da asıl itibariyle İslamcı Kürtlere Aksoy gibi yaklaşan hatırı sayılır bir kitlenin var olduğunu bilmek gerekiyor. Bu nedenle söz konusu yaklaşımı oraya çıkaran sosyolojiyi, bu yaklaşımı üreten sebepleri, İslamcı Kürtlerin bugüne kadar neden kendisini ifade edemediğini ve aktörleşemediğini konuşmanın da vakti gelmiştir artık.
Öyleyse duyurusunu yapalım:
Bir sonraki yazımızın başlığı: “İslamcı Kürtler neden aktörleş(e)medi?” olacak…
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.05.2024
7.05.2024
3.05.2024
29.04.2024
26.04.2024
18.04.2020
25.02.2020
12.02.2020
19.01.2020
15.01.2019