Burhanettin DURAN
Başkan Erdoğan, dün Soçi'de Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüştü. İki lider bu önemli görüşmeyle İdlib krizini çözüme kavuşturacak bir mutabakata vardı. "Astana ruhuna" uygun bir çözümde buluşuldu. Rusya'nın üslerine yönelik güvenlik kaygıları ve Türkiye'nin çok yönlü endişeleri giderildi. Böylece İdlib'e askeri operasyon durduruldu. Muhalifler ve rejim güçleri arasındaki çatışma engellendi. Rusya, Esed'in çatışmasızlık bölgesine saldırmamasını temin edecek. 15 Ekim'e kadar İdlib'de 15-20 km'ye kadar varan bir silahsızlanma bölgesi kuruluyor. Muhalifler ağır silahlardan arındırılırken Türkiye ve Rusya askerleri silahsızlanma bölgesinde ortak denetim yapacak. Ayrıca, Erdoğan, basın toplantısında "Suriye'deki diğer terör grupları" diyerek YPG ile mücadelede Türkiye'nin kararlılığını vurguladı. Anayasa komitesinin kurulmasının ve siyasi sürecin işletilmesinin önemine değindi.
Soçi mutabakatı ile Türkiye ve Rusya, Suriye'deki işbirliğini yeni bir düzeye taşıdı. Astana sürecini güçlendirdikleri gibi İran ve Esed rejiminin çıkardığı zorlukları da aşabildiler. Neticede Soçi görüşmesi Tahran zirvesinden on gün sonra gerçekleşti. Erdoğan ile Putin, Ruhani olmadan İdlib'de çözümü konuştu. Hatırlayalım, Zirveden muğlak bir anlaşma çıkması İdlib'de ne olacağı yönünde uluslararası toplumda ciddi kaygı yaratmıştı. Hatta ABD cenahından Tahran zirvesinin "başarısız" olduğu yorumları yapılmıştı. Bu arada Türkiye, bir yandan İdlib'deki 12 gözlem noktasını askeri olarak takviye etti. Olası göçmen akınını Suriye topraklarında karşılamak ve ılımlı muhaliflere destek vermek için bir tampon bölgenin hazırlıklarını yaptı. Bu tedbirler Türkiye'nin İdlib operasyonunu kenarda izlemeyeceğinin göstergeleriydi.
Erdoğan, Türkiye'nin İdlib'de olma kararlılığını "Bizi Suriye halkı davet etti, Şu anda kimse orada İdlib'de ellerinde Rus bayrakları ile dolaşmıyor, ABD bayrakları ile dolaşmıyor, Alman ya da Fransız bayrakları ile dolaşmıyor. Türk bayrakları ile dolaşıyor" cümleleriyle sergiledi. Ankara, diğer yandan da, bölgenin "kan gölüne" dönmesini engellemek için Rusya ile müzakerelere ağırlık verdi. HTŞ dahil terör örgütleriyle ortak bir mücadele vermek için görüşmeler yapıldı. İşte Soçi mutabakatı, bu kararlılığın bir başarısı. Ankara, hem Astana sürecini hem de Türkiye-Rusya işbirliğinin olumlu seyrini korumayı başardı.
Erdoğan ile Putin arasında işletilen doğrudan lider diplomasisinin Suriye iç savaşının meydan okumalarını karşılamada hayli etkili olduğunu söylemeliyiz. Uçak krizinin aşılmasından Halep meselesine ve şimdi İdlib üzerindeki Soçi mutabakatına kadar söz konusu mekanizma etkin şekilde işletiliyor. Astana sürecinin üç aktörü varsa da Erdoğan yine sıkışan, kritik konuları Putin ile görüşerek çözüme kavuşturdu. Farklı pozisyonlarda olmalarına rağmen, Türkiye ve Rusya, Suriye iç savaşının merhalelerinde zorlu ama üretken bir müzakere yürütebiliyor. Zira Moskova ve Ankara birbirlerine ihtiyaçlarının farkında. Rusya, 2015'ten beri Suriye'deki en güçlü askeri aktör. Türkiye olmadan da Suriye'de siyasi süreç işletilemez. Soçi mutabakatı ile her iki başkent, Suriye krizinin çözümünde İdlib sonrasında daha çok işbirliği yapabilecek bir noktaya geldi. Washington'ın Ankara ve Moskova arasında çıkabilecek ihtilafa oynamasını da engelledi.
Soçi mutabakatı ile Erdoğan İdlib krizinde büyük bir başarıya imza attı. Rus ve Türk ordusunun terörden arındırmada koordineli devriye faaliyetine katılması bir ilk olacak. Dahası, Soçi mutabakatı ile Türk diplomasisinin önüne fırsat penceresi açıldı. Böylece Türkiye, Suriye'de siyasi sürecin başlaması konusunda daha güçlü şekilde inisiyatif alabilecek. Nitekim Ankara, Almanya, Rusya ve Fransa ile Suriye üzerine dörtlü bir süreç oluşturmak için çabalıyordu. Şimdi, 28-29 Eylül'deki Almanya seyahati başta olmak üzere Erdoğan'ın eli diplomaside daha güçlü.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2022
19.05.2021
15.05.2021
30.04.2021
24.04.2021
17.04.2021
6.01.2020
3.01.2020
13.10.2020