Elif ÇAKIR
Tırnak içinde “bazı” dediysem günlük dilimizde, geçiştirilecek, söylenmesi, zikredilmesi kayda değer olmayan ıvır zıvır konular için kullandığımız anlamında değil.
Bilakis olağanüstü derecede önemli kanun maddeleri sanki önemsizmiş gibi, ıvır zıvır şeylermiş gibi “ve bazı kanun maddeleri” denilerek Meclisten yıldırım hızıyla geçiriliyor. Hem de herkesin sağlık ve can derdinde olduğu, bütün dikkatlerin virüs üzerinde toplandığı böylesi bir dönemde.
Şehir Üniversitesi’ni kapatan düzenleme “bazı kanun maddeleri” başlığı altında kanunlaştı, Meclis’ten geçti.
Geçtiğimiz Cuma akşamı “bazı kanun maddeleri” başlığı altında Varlık Fonu’yla ilgili bir düzenleme Meclis’te getirildi. Birkaç güne kadar kanunlaşacak. Son derece önemli olduğu halde tartışılmadı, uzmanlarca incelenmedi, muhalefet partilerinin itirazlarına kulak verilmedi, iktidar nasıl istiyorsa Meclis’e öyle geldi, öylece de geçecek.
Bir ülkede iktidar partisi canının istediği gibi kanun yapabilir mi? Ülkemizin ciddi sorunlarından biri de bir süredir tartışılmadan, uzmanlarca incelenmeden yapılan ve yıldırım hızıyla çıkartılan partizanca kanunlardır.
***
CHP Ankara milletvekili Bülent Kuşoğlu’nun 2020 Plan ve Bütçe Komisyonu’nda tutanaklara geçen şu sözlerini okuyalım:
“Dün gece saat on ikiye doğru, on bir civarında aldığımız bir haberle bugün Komisyonun bu saatte toplanacağını öğrendik. Çok önemli maddeler var. Türkiye Varlık Fonu’nun çalışması gibi Türkiye’nin kurumsal değerinin neredeyse yarısına yakın bir şirketin ne kamu hukukuna ne özel hukuka hiçbir hukuka tabi olmadan çalışmasını sağlayan düzenlemeler var, ilave olarak sağlayan düzenlemeler var. Bunlarla ilgili maalesef yeterince konuşamayacağız, tartışamayacağız yine. Varlık Fonuyla ilgili 2018 denetimini dahi yapmamış, görevini yapmamış bir Plan ve Bütçe Komisyonunun Varlık Fonuyla ilgili bazı maddeleri gündeme getirmesini gerçekten anlayamıyorum. Böyle bir düzenleme olmaz, bunları tartışmadan, konuşmadan burada alelacele toplantılar yapıyoruz.” (15 Nisan)
200 sayfalık tutanakta muhalefet partilerinin milletvekillerinin böylesi itirazlarını, iktidar partisi milletvekillerinin ise bu haklı itirazlar karşısındaki suskunluklarını, yine iktidar mensubu oturum başkanının ise tek cümlesinin “teşekkürler anlaşıldı” olduğunu görebilirsiniz.
***
Hele hele Şehir Üniversitesi’nin kapatan maddenin görüşüldüğü komisyon tutanakları AK Partili komisyon üyesi milletvekilleri için bir utanç belgesi olduğunu söylemeliyim.
DEVA Partisi lideri Ali Babacan T24’e verdiği mülakatta Meclis’in bu durumuna değiniyor ve Meclis’in adeta bir yasa çıkartma makinesine dönüştüğünü söylüyor:
“Demokrasilerde meselelerin iyi istişare edilmesi gerekir. Meclis sadece dar bir kadronun arzusunu yerine getirme makinesi değildir. Meclis adeta yasa çıkartma makinesine dönüştü. Böyle bir Meclis kabul edilemez, hiç kimse TBMM’yi kendi partisinin çıkarlarına göre kullanamaz.” (17 Nisan)
Aksini söylemek mümkün mü? İrdeleme, tartışma, muhasebe etme, ilkesel bir itirazda bulunma ihtiyacı hissetmeden ellerini sadece onay için kaldıran siyasetçiler makineleşmiş değil de nedirler? Maalesef Meclisimizin durumu budur. Muhalefet partilerinin haklı uyarıları, önerileri ciddiye alınmıyor, iktidar partisinin milletvekillerinin durumları ise ortada.
Ekonomist olmadığım için Varlık Fonu ile ilgili iktisadi yorumlar yapamam ancak Varlık Fonu’nun görünürde ülkemizin kalkınmasına, büyümesine katkı sağlayacak kamu varlıklarının değerini artırmak amacıyla kurulduğunu, ancak üzerinden 4 yıla yakın bir zaman geçmesine rağmen ülkemizin ekonomisinin gelişmesine elle tutulur, gözle görülük somut bir katkıda bulunmadığını, bir kamu kurumu olmasına rağmen Sayıştay denetiminden de muaf tutulduğunu biliyorum.
***
Konu önemli olduğu için iktisatçı Serkan Özcan’a sordum. Serkan Özcan, Merkez Bankası’nda uzman olarak çalıştı, BDDK’da başkanlık danışmanlığı yaptı, kamu ve özel bankalarda üst düzey görevlerde bulundu. Şimdi de Gelecek Partisinde Hazine ve Maliye Politikaları Kurulu Başkanı.
Sayın Özcan’a “Meclis’te görüşülmekte olan Varlık Fonu ile ilgili düzenleme ne anlama geliyor” diye sordum. Özetle şunları söyledi:
“Her şeyden önce bu hükümetin yaşanmakta olan kriz sürecini algılamakta yetersiz olduğunu düşünüyorum. Çünkü tüm dünya virüsten kaynaklı krizi çözmek için küresel işbirliği ihtiyacını tartışırken bizimkiler içe kapanacak bir Türkiye öngörüsü ile daha fazla kamu kontrolü içeren bir iktisadi yapı tasavvur ediyorlar.”
İktidarın bilinçli bir şekilde içe kapanacak bir Türkiye ön görüsü ile hareket ettiğini söylüyorsunuz yanlış anlamadım değil mi, soruma verdiği yanıt şu oldu:
“Hayır anlamadınız. Bu öngörüyü yapıyorlar ama bu öngörü hatalı. Hatalı olduğu için de kamu kontrolünü artırıcı yönde davranıyorlar. Varlık Fonu ile ilgili yasa tam da bu yanlış öngörü sonucu getirilmiş bir tekliftir. Son yıllarda artan bir biçimde evrensel normlardan uzak politikalar izleyerek, ciddi zararlar yaratılmış olmasının üstüne şimdi de tüm kararları siyasal tercihle şekillenen şeffaflıktan uzak, denetim kapsamının dışında bir yapıyla ki bu yapıda Varlık Fonu’dur kamucu bir ekonomik sistemin alt yapısı hazırlanmaktadır.”
Yeni düzenleme ile dar kapsamdaki bazı şirketlere Varlık Fonu’nun iştirak etmesinin önünün açıldığını söyleyen Özcan şöyle devam etti:
“Diyor ki ben uygun bulduğum, zora girdiğini düşündüğüm, stratejik olduğunu düşündüğüm şirketlere yatırım yapacağım diyor. Soralım şimdi hangi sektörlerin stratejik olduğu bir şirketin hangi şartlar gerçekleştiğinde zora girmiş sayılabileceğine dair kriterlerimiz ne olacak? İşin bir de kamu finansmanı boyutu var. Birçok ülke milli gelirinin %10’undan fazlası ile parasal ve mali genişleme yaparken ve bu kaynağı hane halkına, şirketlere, çalışanlara dağıtırken, bizim ülkemiz de şeffaf olmayan bir yapı üzerinden siyasi olarak kullanılabilecek bir düzenlemeye gidilmesi akıl tutulmasıdır.”
Varlık Fonu dünyadaki benzerlerinden farklı bir yapıyla kurulduğunu ifade eden Özcan şöyle diyor:
“Genelde bütçe fazlası veren veya emtia ihracatçısı olan ülkelerin fazla fonlarını kullanmak için kurdukları yapılardır bunlar. Oysa Türkiye’de tam tersi oldu; ortada bütçe fazlası ya da emtia olmadığı için Varlık Fonu devlete ait şirketleri bünyesine alarak bütçe dışı bir nitelikte çalışıyor ve kamuya hazine dışında yeni yükümlülükler oluşturuyor. Ancak denetimden ve şeffaflıktan uzak olduğu için Ataşehir’de yapılan inşaat yatırımında da gördüğümüz üzere iktidara yakın a, b şirketlerinin finansal sorunlarının çözülmesinde bile kullanılabiliyor.”
“Asıl üzerinde durmamız gereken diğer konu sermaye piyasası ve ticaret kanununda Türkiye Varlık Fonu’na muafiyetler tanınarak hali hazırda bozulmuş olan ekonomik rekabet ortamının daha da kötüleştirilmesidir.”
Niye müzakere ve eleştiri imkanı verilmeden, niye Şehir Üniversitesi’ni kapatan düzenleme “bazı kanun maddeleri” başlığı altında Meclis’ten hızla geçirildi, anlaşılıyor değil mi?.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları

























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.11.2025
17.10.2025
8.10.2025
7.10.2025
4.10.2025
30.09.2025
24.09.2025
19.09.2025
14.09.2025
9.09.2025