Namık ÇINAR
Ben bu yazıyı yazarken, AKP koalisyonla ilgili nihai kararını henüz açıklamış değildi.
Ama olsun; ben malımı biliyorum.
O yüzden, olmayacağından adım gibi eminim.
Zira Erdoğan o koltuğu işgal ettiği sürece, bu ülkede ne sakatlanmadık siyasal bir irade olabilir, ne de dirlik düzenlik.
Bu topraklar, tarihinde hiç yaşamadığı ölçüde zor siyasal süreçlerden geçiyor.
Ve bir o kadar da sınavlardan.
Fakat hiç “enseyi karartmayın”!
Demokrasiyi nasıl kendimiz bulacağımızı öğreniyoruz çünkü.
Toplumsal tıkanmalarda tek emniyet supabımız “askerî darbe”ymiş bu güne kadar.
Eski model, hurdalık bir şamandıra yani.
Ama o devir kapandı.
Artık iş başa düşüyor.
Toplumun yapay ağrı kesicilerle ötelenen, gerçek tedavilerden uzak yapısal yaraları, şimdi güneşin altında oksijenle temas ederek bütün irinini akıtıyor.
Ne hukuk varmış meğer, ne siyasal ahlâk, ne kişilikli kamu yöneticiliği, ne de bizi çağdaş ülkeler ligine taşıyacak elle tutulur ciddi bir toplumsal birikim.
Karında biriken gazı generallerin parmak sallayarak aldığı, onlar gidince de yerlerine bir güzel Erdoğan’ın kurulduğu; hemen her şeyi palavradan ibaret, anakronik kıtıpiyos bir yapı.
Bu yönüyle, belki teşekkür bile etmeliyiz Erdoğan’a.
Eski aymazlığımızı sürdüremeyecek kadar bizi sarsaladığı, demokrasi dışı tavırlarıyla maruz kaldığımız musibetleri bütün çıplaklığıyla gözümüze sokarak bilincimizi hızlandırdığı için.
Din ile olamayacağını da, dincilerin ne mal olduğunu da gördük, onun sayesinde.
Devletin bir organizma olarak, muhakkak çok kanallı sivil siyasal denetimler altında tutulmasının ve toplumsal hayatımızın karar alma süreçlerinden derhâl uzaklaştırılmasının gerekliliği bir kere daha kafamızda kabak gibi patladı.
Ankara yalakası valilerin, bundan böyle yerel halkın seçtiği belediye başkanlarının üç adım gerisinden gelmesinin doğru olacağını umarım ki öğrendik.
Ve en önemlisi de, örgütlü sivil toplumun artık en az siyasal partiler kadar anlam kazandığı, politikanın her safhasında etkin rol oynamasının şart olduğu, dilerim beynimize iyice kazınmıştır.
“Ben seçildim, artık dilediğimi yaparım” devrinin çoktan geçtiğini, merkeziyetçiliğin kesinlikle yok edilerek yerinden ve doğrudan demokrasi araçlarının devreye sokulmasının su kadar ekmek kadar elzem olduğunu herhâlde artık anlamayan kalmamıştır.
Ne ki bütün bunlar, nesillerdir armut toplamış geniş kitlelerin zihninde, şıpınişi kolaylıklarla hemen öyle birdenbire zuhur etmezler.
Onu derleyip toparlayacak, yön verip harekete geçirecek siyasal kaldıraçlara ihtiyaçları vardır.
İşte CHP’ye burada iş düşüyor.
7 Haziran’da ortaya çıkan yüzde altmışlık muhalif kanatla, arzulayıp da yapamadığı o koalisyonu, şimdi artık erken seçimde milletle yapabilir, isterse.
Hattâ sadece Erdoğan’a muhalif kitlelere değil, henüz aklını yitirmemiş AKP’li seçmenlere de sesleneceği bir “Demokrasi Bloku” oluşturmayı, akılcı ve yaratıcı bir hedef olarak koyabilir.
Bunu için, dar anlamda bir CHP programı ve aday listesiyle değil, tüm Türkiye’yi kapsayan bir “restorasyon projesi”yle ortaya çıkmalı; kendisine iltifat eden siyasal ve sivil toplum katılımlarına çoğulcu yöntemlerle kucak açmalıdır.
Bunun bir “Türkiye’yi Erdoğan’dan kurtarma” kalkışması olduğunu, ilkin kendisi anlamalı, sonra da tüm topluma anlatmayı becermelidir.
Bugünden tezi yok, kollar sıvanmalı.
Çünkü tarihin bu aşamasında o fırsat zorunlu bir şekilde CHP’nin önüne çıkmış, imdat bekler bir vaziyette dizlerinde yığılıp kalmıştır.
Bu aynı zamanda, kendisini yenileyebilmesinin de tek çıkış yoludur.
Bakalım, birkaç puan artırmakla yetinilmeyeceğini anlayıp, radikal bir değişime aklı erecek mi?
Bakalım, yüzde yirmi beş rantiyeciliklerden silkinip, kendini aşacağı riskleri alabilecek mi?
Bakalım, görüp göreceği bu son şansını, köhnemiş ideolojik hastalıklarından sıyrılıp kullanabilecek mi?
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları











































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016