Vahap COŞKUN
15 Temmuz gecesi halkın demokrasiyi muhafaza etme irade ve kuvvetinin parlaklığı, akabinde yaşanan hataların görülmesini engellememeli. Maalesef, gerek devletin ve gerek halkın tepkisinde yanlışa sapan yollar var, bunları açık bir şekilde tespit etmek, karşı durmak ve mümkün olan en kısa sürede doğru hattı bulmak gerek.
Yanlışlardan biri, darbecilik iddiasıyla yakalananlara, gözaltında tutulanlara ve soruşturulanlara reva görülen uygulama. Devletin resmi ajansının logosunu taşıyan görüntülerde, zanlıların yüzünün-gözünün dağıtıldığı, ellerinin ters kelepçelendiği, çıplak bir şekilde topluca bir yerlerde tutuldukları görülüyor. Hak ihlallerini açıkça yansıtan bu resimlerin servise sunulmasında gaye, hem darbeye karşı sokağa dökülenlerin yüreğini soğutmak, hem de darbeye kalkışanlara ders vermek.
Henüz hadiseler çok sıcak, yaralar çok derin. Doğrudan hedef alınmanın yarattığı şokla milletteki hissiyat kabarmış darbecilere öfke en üst noktaya çıkmış durumda. Beri tarafta, sosyal ve konvansiyonel medyada “İnsanları tankla çiğneyen, uçaklarla tarayanların hakkı, hukuku mu olurmuş?” diyerek halktaki duyguları ayaklandırmayı iş edinenler de var. Böyle bir ortamda hakkı koruma ve hukuka riayet etme çağrılarının mâkes bulacağı kulak sayısı az. Ancak yine de, itham edildiği suç ne denli ağır olursa olsun kimsenin hukuk dışı muameleye tabi tutulamayacağını her daim hatırlatmak lazım. Zira insan hakları, “iyi” insanların değil, herkesin hakkıdır ve buna darbeciler de dâhildir.
Dini hizmet vermeme
İkinci bir yanlış, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın (DİB) öldürülen darbecilere din hizmet verilmeyeceği kararıdır. DİB, meşru yönetime başkaldıran, milletin hukukunu ayaklar altına alan, halka karşı acımasızca silah kullanan ve bu sırada öldürülen darbecilere karşı “sala, teçhiz, tekfin ve üzerlerine cenaze namazı kılınması gibi din hizmetlerinin verilmeyeceğini”bir basın açıklamasıyla kamuoyuna duyurdu.
DİB’in bu kararının dini olarak neye tekabül ettiğini bilebilecek durumda değil. Lakin insani ve toplumsal açıdan baktığımda, bunun kabul edilebilecek bir tavır olmadığını düşünüyorum. Ölen, kişinin bu dünyada hesabı kapanmıştır. Odağa lanetlenen eylemlerini koyarak cenazelerine dini hizmet vermekten imtina etmek, onları değil, ailelerini cezalandırmaktır. Her birimizin ailesinde tasvip etmediğimiz, gayri-ahlaki bulduğumuz, öfke kustuğumuz faaliyetlerin içinde yer alan yakınlarımız olabilir. Ama onlarla ayrı dünyaların insanı olmamız, onlara karşı son vecibeleri yerine getirmeyi engellemez. Kaldı ki biz DİB’in, darbelere bu kadar hassas ve darbecilere karşı bu kadar nefret olduğuna, bugüne kadar nedense hiç tesadüf etmedik. Eğer Kenan Evren’in cenaze namazını kılmakta bir beis görmüyorsanız, kusura bakmayın, kimseyi bu çıkışınızın samimiyetine inandıramazsınız.
Prof. Dr. Mehmet Görmez, ben de hep, mutedil, tansiyonu düşüren, içinde bulunduğu ortamın barışa kesmesi için hizmet eden bir entelektüel ve din adamı intibaını uyandırırdı. Ama durumdan gereksiz bir vazife çıkaran bu son kararı, Görmez’in genel duruşuna ters düşüyor. Ateşi düşürmesi ve olası provokasyonların önüne geçmesi gerekirken, yangına körükle giden bir tavrın içine girmesi Görmez’e de, başında bulunduğu kuruma da yakışmadı.
“İdam isteriz”
Üzerinde durulması icap eden bir üçüncü yanlış da, idam cezasının gündeme taşınması oldu. Darbecileri durduran halk meydanlarda “İdam isteriz” diye bağırdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, CNN International’da “Eğer TBMM idamı kabul ederse ben onaylarım” dedi. Başbakan Yıldırım, halkın bu talebinin ele alınacağını söyledi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu “Meclis’e getirsinler, bakarız” diye renk vermedi. MHP ise idamı destekleyeceklerini ifade etti.
İdama ilkesel olarak karşıyım. Başlıca iki sebepten dolayı: Biri, idamın geri dönüşü olmayan bir ceza olmasıdır. Bir karar verip infaz ettiğinizde daha sonra yanıldığınız ortaya çıksa bile bunu telafi etme şansınız bulunmuyor. Diğeri ise, idamın -iddia edildiği gibi- caydırıcı nitelik taşımamasıdır. Mevzuu darbe olduğu için hatırlatalım; 1960, 1971, 1997 ve 2007 darbeleri gerçekleştiğinde Türkiye’de idam cezası vardı. Anayasal düzeni cebren değiştirmenin cezasının ölüm olması, darbecileri darbe yapmaktan alıkoymamıştı. Talat Aydemir’in asılması kendisinden sonraki cuntaları durdurmamıştı. İdamın caydırıcılığı çok şüphelidir, bu nedenle idam tarihe havale edilmelidir.
Dünyadan yalıtık bir şekilde yaşamıyoruz. Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) tarafı ve Avrupa hukuk sisteminin içinde. AİHS’in idama dair iki ek protokolü var: 6 Nolu Protokol, savaş ve yakın savaş zamanları haricinde idam cezası verilmeyeceğini hükme bağlar. 13 Nolu Protokol ise, ölüm cezasının her durumda kaldırıldığını belirtir. Türkiye, 6 Nolu Protokole 2003’te, 13 Nolu Protokole ise 2005’te taraf olmuştur. Yani idam öyle “ha” deyince kaldırılacak bir ceza değil. Türkiye’nin geleceğiyle ilgili bir karar bu. İdamı geri getirmek Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) veda etmesi, Avrupa Konseyi’nden çıkması (AK) demek. Gerçi ekranlarda rastlıyorum “Başlarım AB’sine de, Avrupa Konseyi’ne de” deyip millete gaz yüklemesi yapanlar çok sayıda. Ama karar mevkiindekiler gaza gelmemeli.
Kaldı ki, diyelim Türkiye tüm köprüleri attı ve idamı yeniden yasalaştırdı. Bu durumda dahi 15 Temmuz darbecilerine idam cezası vermez. Zira ceza kanununu “ceza kanunu” yapan bazı ilkeler vardır. Kanunsuz suç ve ceza olmaz gibi. Bir kimse, hukuka aykırı fiili gerçekleştirdiği esnada olmayan bir cezaya çarptırılamaz. İdam gelse bile ancak bundan sonrası için geçerli olabilir, 15 Temmuz’a uygulanamaz.
Yani diyeceğim o ki; önemli, güzel ve başarılı bir iş yapıldı. Gereksiz ve yanlış adımlarla bunu bozmamak gerek.
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları




















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.10.2025
8.09.2025
3.09.2025
27.08.2025
23.08.2025
19.08.2025
14.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
22.07.2025