Ali BAYRAMOĞLU

Ali BAYRAMOĞLU
Ali BAYRAMOĞLU
Karar Tüm Yazıları
Geçiş ile kopuş arasında: Yeni siyasi evre…
10.04.2014
2246

 Halk tarafından doğrudan seçilecek, meşruiyeti bir kaç derece yükselecek cumhurbaşkanlığına, Tayyip Erdoğan'ın gelme ihtimali çok yüksek. Böyle bir durumun Türkiye için bir 'kuvvetli geçiş noktası' oluşturacağına şüphe yok.

Başbakan gazetecilere yeni cumhurbaşkanı profilini şöyle çizmiş: 'Bu seçimden sonra sorumluluklar farklı olacak. Protokol cumhurbaşkanı değil, terleyen, koşan cumhurbaşkanı…'

Şüphe yok ki, Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı ülkeyi yeni siyasal, anayasal bir duruma itecektir. Ufukta anayasa değişikliği imkanı görünmediğine göre, Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkması halinde, fiili başkanlık düzenine geçiş, bu çerçevede anayasal sınırların zorlanması (dolayısıyla kriz ve ihlal tartışmaları), lider üzerine kurulu hakim parti yapılanmasının derinleşmesi, iktidar kişileşmesinde doz artışı, Türkiye'yi bekleyen gelişmelerdir.

Bu yüksek ihtimalin, bu gelişmeler çerçevesinde siyasi açıdan 2014 Ağustos'unun öncesi ve sonrası arasına kalın bir çizgi çekeceğine kuşku yok.

Bu çizgi başka bir açısından aslında 31 Mart seçimleriyle de çekildi.

Siyasi tartışmalar 'seçmen ve demokrasi ilişkisi'ne, 'demokrasi çıtasının düşüp düşmediği tartışmaları'na kilitlense de, başka bir açıdan, özellikle değişim öyküsü ve aktörleri açısından bakınca,31 Mart'ın bir kopuşa işaret ettiği açıktır.

Gerçekten de 31 Mart yerel seçimleri, AK Parti etrafındaki muhafazakar çevreler, Gülen Cemaati ve liberal-demokrat kesimler arasında 2002'de başlayan, 2007'de pekişen bir siyasi işbirliğinin, bir ittifak ikliminin sona ermesini tescil etti.

Müttefiklerin sadece ayrıştıkları değil, çatıştıkları ve bu açıdan bilanço çıkaran bir seçim yaşandı.

1.Buna göre, AK Parti-cemaat çatışmasını cemaat açık ara kaybetmiş, denklemden tümüyle çıkmıştır. Sadece bu durum bile AK Parti'nin denetlediği bürokratik alanın, hatta kendi dokusunun ve çevresinin yeniden yapılanacağına, AK Parti'nin yeni bir etkinlik startejisi oluşturacağına dair ilk işarettir.

2.AK Parti-liberal çevreler gerginliği ise ilk çatışmanın gölgesinde kaldığı oranda, ortada kalmış bir hesap görüntüsü vermiştir. Gerek bu gerginliğin, gerek ortada kalan hesabın işaret ettiği husus, muhafazakar ve modern kesimler arasındaki ayrışmaya ve gerginliğe geri dönüş halidir. Bunda şüphe yok ki çoğulculuk ve demokratik karar süreçleri konusunda iyi sınav veremeyen AK Parti'nin ciddi payı vardır. Ancak elitist ve toplumsal tasavvur sorunu derin diğer kesimin de verdiği tepkilerle, gayri meşru üzerinden muhalefetle, öfke siyasallaşmasıyla bu iklime katkısı hiç bir şekilde hafife alınamaz.

Zımni bir ittifakın çöküşü, çatışma ve yeniden yapılanma etrafından yeni bir siyasi iktidar iklimi oluşması bakımından önemlidir.

31 Mart'ın anlamı burada gizlidir.

31 Mart ve onu takip edecek cumhurbaşkanı seçimleriyle, siyasi ittifaklar, yönetim tarzı açısından Türkiye artısıyla eksisiyle AK Parti iktidarının yeni bir evresine girmiştir, girmek üzeredir.

Şunu belirtmeden bitirmeyelim:

Bu gerginlik son 10 yılın sosyolojik girdilerine değmeyen, daha çok siyasi nitelik taşıyan bir hüvviyettedir. Türkiye'de bazen toplum siyaseti, bazen siyaset toplumu kuşatır. Birincisi değişim ve çıkış dönemlerine, ikincisi durgunlık ve iniş dönemlerine işaret eder. 31 Mart siyasetin toplumu yeniden kuşattığı bir dönemin ilk seçimleri olmuştur.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar