Atilla YAYLA
Beşerî dünya nesneler dünyasından çok farklı. Nesneler dünyasında, nesnelerin kendi aralarındaki ilişkiler veya dışardan gelen etkilerden nasıl etkilenecekleri aşağı yukarı kesine yakın bir şekilde tahmin edilebilir. Beşerî dünyada ise hayat öngörülemezliklerle dolu. Bunun sebebi insanın nesne olmaması, irade sahibi olması ve tercih yapması.
Referandum sürecinde eli kalem tutan, ağzı lâf yapan kimseler olarak birçok analize imza attık. Bazen iddialı tahminler geliştirdik. Referandum gecesi bazılarımızın neredeyse tüm diğer bazılarımızın kimi tahminlerinin saptığını, analizlerinin çöktüğünü gördük.
“Evet” cephesi hesaplarını iki ana partinin oy toplamının yüzde 64 civarında olması üzerine yapmıştı. Beklentilerine göre bu partiler tabanlarına sahip olabilirse oylamadan en az yüzde 60 ile “evet” çıkması mümkündü. Beklenen olmadı. “Evet” kanadı yüzde 50’yi zar zor aşabildi.
Bazı analistler AK Parti artı MHP blokunun milliyetçi bir cephe meydana getirdiğini, bunun Kürt toplumu tarafından bir baskı olarak algılanacağını, Kürtleri “evet” cephesine ve devlete yabancılaştıracağını, hükümetten iyice uzaklaştıracağını ileri sürdü. Bu analiz akla çok yatkın görünmekteydi. Ama 16 Nisan gecesi çöktü. Kürt toplumu kendisinden beklenmeyen oranda “evet” dedi. “Evet” blokunun Batı’daki büyük şehirlerde uğradığı oy kaybını Güneydoğu ve Doğu’daki Kürt oyları telafi etti. Selahattin Demirtaş 7 Haziran 2015 seçim kampanyasını Erdoğan’ı hedef tahtasına oturtan “seni başkan yaptırmayacağız” sloganıyla yürütmüştü. Kaderin cilvesine bakın ki, eğer Erdoğan’ın bir tür “başkan”lığı söz konusu olacaksa, bunun yolunu Kürt oyları açtı.
Referandum ilişkileri ve ittifakları değiştirdi. Birbirine benzerleri birbirinden uzaklaştırdı, birbirine benzemeyenleri birbirine yaklaştırdı. AK Parti’nin tabanına benzer bir tabana sahip olan Saadet Partisi değişiklik paketine şiddetle muhalefet etti. Kürt problemine yönelik hiçbir somut çözüm önerisi olmayan CHP, HDP ile siyasî ittifak kurdu. Kürt hareketinden nefret eden ve Kürt meselesinde en küçük bir diyaloga bile açık olmayan seküler Türk milliyetçisi çevreler, radikal sosyalist, ayrılıkçı Kürt çevreleriyle aynı istikamette oy kullandı.
Bazı tahlillerde, CHP çevrelerinin kendilerini hükümetin baskısı altında hissettiği ve referandumun bu algıyı kuvvetlendireceği söylendi. Son birkaç yılın olayları gözönüne alındığında bunu düşünmemek zordu. CHP çevreleri daima hayat tarzlarına müdahale edileceğinden korktu; maddî temelleri olsa da olmasa da bu tür korkuları ve bunlara dayanan suçlamaları dile getirdi. Ancak insaflı bir inceleme “hayır” kanadının bu bakımdan muhafazakâr çevrelerden aşağı kalmadığını göstermekteydi. Referandumdan sonra asıl militan ve baskıcı tavır “hayır” kanadından çıktı. Bir örnek vermek gerekirse, İnönü’nün torunu “hayır” diyenleri kastederek “halkın yarısı namuslu ve cesurmuş” dedi. Demek ki diğer yarısı, yani “evet” diyenler “cesaretsiz ve namussuz”muş.
“Hayır” diyenlerin birçoğu -- buna bazı Avrupa ülkeleri de dâhil -- referandumun Erdoğan’ın diktatörlüğüne yol açacağını iddia etti Ancak aynı çevreler değişiklik paketi gündeme gelmeden de Erdoğan’ın diktatör olduğunu öne sürmekteydi. Bu söylemden şu sonucun ortaya çıkacağını pek azı fark etti: Madem Erdoğan diktatör, demek ki diktatör olması için cumhurbaşkanlığı sistemine gerek yokmuş. Parlamenter sistemde de bu vuku bulabiliyormuş. O zaman cumhurbaşkanlığı sistemine diktatörlük getirecek diye karşı çıkmak boşa düştü. Demek ki Erdoğan diktatör değil ve referandum iptal edilse Erdoğan’ın diktatör olması önlenmiş olacak.
Referandumda yargı bağımsızlığı elden gidiyor diyenler şimdiki durumda yargının bağımsız olduğunu kabul etmiş oldu. Bunlar ülkede münhasıran yargının yapılanmasından ve işleyişinden şimdiye kadar hiç problem doğmamış gibi konuştu. Vesayet sisteminin sacayağı olarak bürokratik kooptasyon felaketlerini görmezden geldi. Demokrasiyi savunuyoruz deyip demokratik siyasetten tamamen kopartılmış bir yargı sistemini savundu.
Referandum sürecindeki tartışmalarda bazıları başka bazılarını, onların tezlerini analiz etmek yerine yargılamaya yöneldi. Farklı fikirlerdekileri demokrat, liberal, vatansever olmamakla; çıkar için fikir savunmakla; hattâ satılmışlıkla itham etti. Benim favorilerim “bu nasıl liberallik” ve “bu nasıl demokratlık” idi. Bu kafadakiler sanki liberalliğin ve demokratlığın tapusu ellerindeymiş, bunlarla ilgili bilgi ve “doğru” davranış kodları Allah vergisi olacak şekilde kendilerine münhasırmış ve onların görevleri insanları bu açıdan değerlendirmekmiş, yargılamakmış, hattâ infaz etmekmiş gibi davrandı. Sadece ergenler ve ruhsal olarak ergenlik çağı dışına çıkamamış kimseler değil; kerli felli, görmüş geçirmiş (olduğunu sandığımız) bazıları da sağa sola aynı havada suçlamalar yaptı.
Benim referandumdan çıkardığım en önemli sonuçlardan biri şu: Mütevazı olmalıyız. Analizlerimizin mutlaka doğru olduğu, asla ve kat’a yanılmayacağımız zehabına kapılmamalıyız. Akıl ve gözlem gücümüz ne kadar yüksek olursa olsun, toplumsal olaylarda her zaman her şeyi önceden -- hattâ sonradan -- görüp açıklamaya muktedir değiliz. Yanılan, hatâ yapan, fani varlıklar olduğumuzu bilmeli ve ona göre davranmalıyız.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019