Fehim TAŞTEKİN
Bir tarafta İran’a çökertme planını herkese dayatan şantajlar, diğer tarafta yeni ticaret savaşları. Kürenin kutup başları fena zil çalıyor!
Ticaret savaşı kızıştı ya ‘terbiye görmüş’ Çin medyası kendini aşıp ABD Başkanı Donald Trump ve ekibine “Kabadayılar Çetesi” deyiverdi. Benim favorim öfkeli Ortadoğuluların lafı: ‘Küstah Amerika’. Durum tespitinin ötesinde bir reddiye. Avrupalılar hâlâ ‘usturuplu’ takılıyor. En sert ifade, Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk’un mektubuna yansıdığı şekliyle: “Sevgili Amerika, müttefiklerinin kıymetini bil, ne de olsa sayıları çok değil.” İnceden inceye!
Bir tarafta İran’ı çökertme planını herkese dayatan şantajlar, diğer tarafta yeni ticaret savaşları. Kürenin kutup başları fena zil çalıyor!
İran’la nükleer anlaşmadan çekilen Trump, Ağustos’ta yaptırımlara dönme kararıyla yetinmeyip bütün dünyaya emir buyurdu: 4 Kasım itibariyle İran’dan petrol alımına son verin yoksa yaptırımlarla yüzleşeceksiniz.
Mayıs’ta nükleer anlaşmadan çekilmek 5+1’in diğer üyeleri Fransa, Britanya, Rusya, Çin ve AB’yi aşağılayan bir durumdu. Trump, “İran’dan petrol alamazsınız” tehdidiyle kabadayılıkta sıçrama yaptı.
İran, yaptırımlar karşısında güvence verilmezse anlaşmanın ‘öleceği’ uyarısı yapıyor. Dahası Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, petrol alımları sıfırlanırsa Hürmüz Boğazı’nı kapatmaktan bahsediyor. Devrim Muhafızları da bu tehdidin arkasında. ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı da gardını almış vaziyette. Malum Bahreyn’deki Beşinci Filo’nun konuşlanma nedeni Hürmüz.
Deniz yoluyla dünya petrol taşımacılığının üçte biri Hürmüz’den geçiyor. Suudi Arabistan, İran, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuveyt’ten dolum yapan tankerler buradan günde 17-18 milyon varil petrol taşıyor. Katar likit doğalgazının tamamı Hürmüz’den geçiyor. Hürmüz’ü kapatmak büyük bir savaşı tetikleyebilir. Hürmüz 1980-1988 arasında İran-Irak birbirini yerken ‘Tanker Savaşı’ diye bilinen gemi sabote etme olaylarına sahne olmuştu. İranlılar Hürmüz’ü sadece tanker dansıyla değil 1988’de ABD’nin 290 yolcusuyla birlikte sulara gömdüğü İran uçağıyla da anımsar. Eğer bu feci hatırayla yaşayanlar bugün Hürmüz’ü kapatmayı dillendiriyorsa o halde yaklaşan fırtına büyük demektir.
Trump petrol vanasını tamamen kapattırmaktan bahsediyor. Körfez’deki ortaklarına, “Sizi biz koruyoruz, bedelini de siz ödeyin” deyip duruyor. Bu meselede bedel İran petrolünün yerini alacak miktarda üretimin artırılması ve fiyatların aşağı çekilmesi. Bu konuda en son 4 Temmuz’da “Bu ülkelerin çoğunu çok az $ karşılığında koruyoruz” diye tweet attı. Trump’a göre günlük üretim 2 milyon varil daha artırılmalı ve fiyat kesinlikle 75 doların altına çekilmeli. Neden günlük 2 milyon varil? Çünkü, İran’ın satışı bu kadar.
ABD’nin piyasalarındaki dalgalanmayı önlemek için bel bağladığı ülke Suudi Arabistan. OPEC üyelerinin atıl kapasitesi 3.4 milyon varil. Suudilerin günlük üretimi 12 milyon, atıl kapasiteleri ise 2 milyon varil. Rakamsal olarak Suudiler açığı kapatabilir. Ama teknik olarak Suudiler şimdiye kadar 12.7 milyon varil üretimin üzerinde bir kapasiteyi denemedi. Pompalama sistemlerinin artışı ne kadar kaldıracağı meçhul. Haliyle Suudi garantisi teste muhtaç!
***
İran’ın kozu Hürmüz ve nükleer anlaşmadaki diğer tarafların sunacağı koruma paketi. Her iki kozun da garantisi yok. Bir kere Hürmüz’ü kapatma seçeneği iki tarafı keskin bir kılıç. Bir yanıyla caydırıcı, diğer yanıyla İran’a vurma bahanesi. Ayrıca Çin gibi kendi müşterilerini de kızdırabilir. Çin hem İran hem Suudi Arabistan’ın en büyük müşterisi. Devlet Başkanı Şi Cinping göreve başladığından beri Ortadoğu’daki Çin nüfusunu derinleştirmeye çalışıyor. Yaptırımlar karşısında İran’a nefes aldırsa da Araplarla büyük bir krizde Tahran’ı kayırmaktan vazgeçebilir. Ağzı çok sıkı olan Çin Dışişleri, 21 Arap ülkesini Pekin’de ağırlanmaya hazırlanırken İran’ı kibarca uyardı: “Kendini iyi bir komşu olmaya adamalı.”
Yaptırımları savuşturma konusundaki diplomasi de görüntüde kararlı ama hakikatte ikircikli!
Britanya, Fransa, Almanya, Çin ve Rusya dışişleri bakanları Viyana’da ilk kez bir araya geldi ve nükleer anlaşmanın çöpe gitmesini önlemek için İran’a bir paket sundu. AB’nin stratejisi Avrupa Yatırım Bankası’nın kredi açması, Avrupalı şirketleri Amerikan yaptırımlarından koruyacak özel önlem alınması, İran merkez bankasına para transferlerinin doğrudan Avrupalı hükümetler tarafından yapılması. AB ayrıca Rusya ve Çin’in de kendi kartlarını açmasını bekliyor.
İranlılara göre paket yetersiz. İran’ın iki kritik talebi var: Petrol akışının kesintiye uğramaması ve para transferlerinde SWIFT ya da alternatif bir sisteme erişim.
AB Dış Politika Şefi Federica Mogherini, petrol satışı, bankacılık, ticaret ve yatırım konularında İran’la ilişkileri garanti etmenin öncelikleri olduğunu söyledi. Diğer bakanlar da olumlu konuştu.
Fakat tehdidi savuran küresel bir dev. Haliyle İran’la ticareti koruyacak pakette daha yol alınamadan Amerikan tehditleri etkisini gösteriyor. Birkaç örnek:
– Güney Kore, İran’a petrol siparişlerini dondurdu.
– Japonya rafinerilere “İran’dan alımları durdurmak durumunda kalacağız” uyarısı gönderdi.
– Fransız otomobil üreticisi PSA Group ortak üretim projesini askıya aldı.
– Total, ABD’den istisna olmadığı takdirde doğalgaz projesinden çekileceğini duyurdu.
– Üçüncü büyük taşımacılık şirketi Fransız CMA CGM İran’dan çekildi. Bir numaralı Danimarkalı A.P. Moller-Maersk tehdide ilk boyun eğen şirketti.
Bu liste Ağustos’a kadar daha da uzar. AB’nin vereceği garantiler de özellikle Amerikan bağlantılı şirketleri rahatlatmayabilir. Bunlar kesinlikle risk almaz.
Bununla birlikte İran 40 yıldır yaptırımlarla yaşıyor. Bu seferki daha organize ve daha ağır ama krizler kendi fırsatlarını da doğurabilir. En basitinden ABD’nin AB, Rusya ve Çin’i etkileyen ticaret savaşı bir yanıyla İran’ın ‘yol bulma’ şansını artırıyor. Mesela Trump’ın gümrük tarifelerini yükseltmesine misilleme yapmaya hazırlanan Çin, ABD’den günlük 400 bin varil petrol ithalatını kesebilir. Bu Çin’in tüketiminin yüzde 5’ine denk geliyor. Rakam küçük ama ‘çaresiz satıcı’ İran için kayda değer.
***
5+1’in diğer üyeleri çıkış ararken İran’ın kullanabileceği uluslararası platformları torpilleyecek başka bir olaya parantez açmak istiyorum. Geçen hafta Ruhani ekonomik paketin pazarlıkları için Avrupa’ya gelirken acayip bir ‘kumpas’ döndü. Birden bire kıymete binen Halkın Mücahitleri Örgütü, Paris’te ABD ve Ortadoğu’dan hatırlı misafirlerin katılımıyla bir kongre düzenledi. Trump’ın avukatı ve eski New York Belediye Başkanı Rudy Giuliani, örgütün lideri Meryem Recavi’yi alternatif lideri ilan etti: “Mollalar gitmeli. Yerlerine Recavi’nin temsil ettiği demokratik bir hükümet gelmeli. Özgürlüğe çok az kaldı. Seneye bu toplantının Tahran’da düzenlenmesini istiyorum!”
Avrupa’da ‘İran Milli Direniş Konseyi’ adıyla örgütlenen Halkın Mücahitleri, 2012’ye kadar ABD ve AB’nin terör örgütleri listesindeydi. Suikast ve bombalı saldırılarla dolu sicili yüzünden bu listedeydi.
Tam bu sırada kongreye bombalı saldırı komplosu patlak verdi. İran asıllı Belçika vatandaşı iki kişi arabalarında 500 gram patlayıcı (TATP) ve patlatma düzeneği bulunduğu gerekçesiyle Brüksel’de tutuklandı. Bunlarla bağlantılı olmakla suçlanan İran’ın Viyana Büyükelçiliği’nden bir diplomat da Almanya’da gözaltına alındı. Olay Avusturya, Belçika, Almanya ve Fransa’yı içine alan diplomatik bir krize dönüştü. Tahran’daki Belçika, Almanya ve Fransa’nın diplomatik temsilcileri uyarıldı. İran’a göre bu olay Ruhani’nin Avrupa seyahatini sabote etmeye dönük bir komploydu; Almanya’da tutuklanan iki kişi de Halkın Mücahitleri’ne çalışıyordu.
Bu olayda pası alan İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu topu AB kalesine gönderdi: “Avrupa liderlerine sesleniyorum: Sizin topraklarınızda terörizmi finanse eden terörist rejimi durdurun.”
Kumpas çok boyutlu. Mesela İran, Almanya’daki Europaeisch-Iranische Handelsbank’daki 300 milyon euroluk hesabını transfer etmek istiyor; ABD ve İsrail “Bu para Ortadoğu’daki teröristlere aktarılacak” diyerek engellemeye çalışıyor. Uğraş dur.
***
Küresel ölçekte bir kumpas kuruluyor. Bu strateji hakkında brifing veren ABD Dışişleri yetkilisinin ifadesiyle “Amaç Kasım’dan itibaren petrol gelirlerini sıfıra indirerek rejim üzerindeki baskıyı artırmak.”
Nihai hedef rejimi çökertmek. Stratejinin bir ayağında İran’ın hayat damarlarını kesip istikrarsızlığı derinleştirmek diğer ayağında yönetime meydan okuyan kesimleri desteklemek var.
İstikrarsızlaştırılmış 80 milyonluk bir ülke düşünün; Kafkasya, Asya ve Ortadoğu’nun kesişim noktasında çökertilmiş devasa bir köprü. Çökertilmiş Irak ve Afganistan’ın üstesinden gelemeyen ‘küresel küstah’ hangi hesapla İran gibi son derece karmaşık bir ülkenin üstesinden gelebileceğini düşünüyor?
Irak, Afganistan, Suriye ve Libya’da olduğu gibi oyunun adı ‘diktatör rejimi yıkma.’ Ama insani, tarihi, ekonomik ve kültürel bütün varlığıyla bir ülke yıkılıyor. Elbette İran’ın ekonomiden özgürlüklere kadar birçok alanda ciddi sorunları var. Ekonomik sorunlardan, din adına dayatmalardan, siyasal kısıtlamalardan, zırh gibi geçirilmiş kisvelerden bunalan insanlar sıklıkla sokaklara dökülüyor, sisteme meydan okuyor. Tamamen haklı gerekçelerle. Hakikat sokaktaki öfkeden yana, lakin bu hakikatin ABD’nin Ortadoğu’da yapıp ettiklerine denk düşen bir tarafı yok.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025