Hadi ULUENGİN
GEREK ailemde, gerek çevremde çarşı sözü bir tek Kapalıçarşı için kullanılırdı.
Onun dışında, Aksaray, Kadıköy, Beşiktaş gibi büyük semtlerde mevkii olarak sürekli var olan ve gıda özelliği öne çıkan alışveriş mekânlarına pazar denirdi.
Meselâ anneannem Sandal Bedesteni’ne mi gidecek, “Çarşı’ya uğrayacağım” derdi.
Fakat elinde filesiyle gördüğü komşuyu “pazardan avdet ediyor” diye tanımlardı.
Zaten kim ki o Kapalıçarşı’yı kastetmeksizin çarşı lâfını etti, ya avamdan sayılır, ya da taşra kökenli olduğuna hükmedilirdi. Musluk yerine çeşme diyenlerle aynı addedilirdi.
***
HÂLÂ kullandığım oluyor ama yukarıdaki tanımın sakatlığını çoktan anladım.
Zira madem haftanın belirli günleri kurulan geçici tezgâhlara da pazar diyoruz, ikisini birbirinden ayırmak için sürekli olanlarını çarşı olarak nitelendirmek tabii daha mantıkidir.
Eh, demek İstanbullu züppeliğiyle şartlanmışım ki düzeltip burada çarşı yazacağım.
***
İKÂMET ettiğimiz semt itibariyle biz Beşiktaş Çarşı’sına çok sık uğruyoruz.
Gerçi Beyoğlu iki adımlık mesafe ama orası artık turistik mıntıkaya dönüştü.
Ecnebilere incik boncuk satan dükkânlardan geçilmiyor. Tek tük kalan zerzevatçılar, balıkçılar, şarküteriler ise fahiş fiyatlarını sanki yine o ecnebilerin cüzdanına göre ayarlıyorlar.
İflas pahasına ne yapıp edip aldığım lâkerda hariç ancak yalanmak için dolanıyoruz.
Dolayısıyla, hem etiketler nispeten ehven geldiğinden; hem de Üsküdar’dan önce fakat tabii ki hiçbir yerle değişmeyeceğim Kadıköy’den sonra Beşiktaş bütün şehr-i Stanbul’un en sevecen ve en donanımlı ikinci çarşısını barındırdığından, hemen her hafta gittiğimiz oluyor.
Kolesterol derdinden Pando Bey’in kaymağını nadiren tatsak bile sebzesi, meyvesi, peyniri falan nevaleyi oradan düzüyoruz ki, esnafına erken siftah ve kesesine bin bereket!
***
MALÛM, adını taşıdığı kulübün taraftarlığıyla zaten dillere destan olmuş yukarıdaki Beşiktaş Çarşı’sı son dönemde Taksim Direnişi’ne verdiği destekle de ilk plana çıktı.
Hatta Gezi Ruhu deyimine ek olarak sosyolojik lügate bir de Çarşı Ruhu deyimi girdi.
Üstelik birikimi gasp etmek sevdasıyla yanıp tutuşan ulusalcı avene sözkonusu Ruh’u kasten pohpohlayarak Çarşı’yı kapana çekmek hesapları yaptı. Şu anda da tam siper yapıyor.
Neo-Nazi Maocuların Karanlık varakparesinden Ergenekoncuların Odacıbaşı sitesine, aynı taife Beşiktaş’ı da Silivri’ye benzetmek için yine yaltaklanıyor. Yallah, başka kapıya!
***
İMDİİ, dediğim gibi mekânın müdavimi olarak sanıyorum ki Beşiktaş Çarşı’sına atfedilen genel muhalif tavır birbirleriyle iç içe geçmiş faktörlerin bileşkesinden oluşuyor.
Bir; tribünlere özgü taraftar ve loncalara mahsus korporasyon dayanışmasına hafiften bıçkınvâri ve haydi haydi delikanlı bir mağdurdan yana olmak refleksi ekleniyor.
İki; ezeli İstanbullu semtin hayat tarzı aslında taşralılığı yansıtan ve mevcut iktidarla bütünleşen mutaassıp tarzla hem çelişiyor, hem de onu kendi üslubu açısından kaygılandırıyor.
Üç; Başbakanlık ofisinin Beşiktaş’a taşınmasıyla artık hiç içinden çıkılmaz hâle gelen ulaşım sorunlarının yarattığı ekonomik zarar da hoşnutsuzluğu üzerine tam tuz biber ekiyor.
Yani Çarşı Ruhu derece derece ve kademeli olarak kâh sportif, kâh mesleki, kâh manevi, kâh dünyevi, kâh da iktisadi dürtü ve unsurların bütünde siyasileşmiş oluyor.
***
FAKAT bu siyasileşme öteki düşmanı ve süngü dalkavuğu ulusalcıların kumpasına gelmek değildir, çünkü Çarşı içinde üç dinin mabedi ve sivil toplumun öz be öz mayası vardır.
Dolayısıyla şimdi pazar lâfını tekrar ve kasten kullanabilirim:
Ulusalcı, geçti Beşiktaş’ın pazarı sür eşeğini Silivri’ye!
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015