Kurtuluş TAYİZ
Tarih de değişir, sanıldığı gibi sabit ve değişmez bir geçmiş yok.
Ancak bu sadece doğruların gücüyle olabilir, çarpıtma ve yalanların geçmişi değiştirmeye gücü yetmez.
Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün MGK’da askerlerle birlikte “Cemaati Bitirme Planı” yaptığını, MİT’in yıllardır bu planı gizlice uyguladığını, bugün dershanelerin o günkü kararlara göre kapatılmak istendiğini öne sürebilirsiniz ama ikna edici olamazsınız.
Hayatın içinde olmayan şeyi bir belgeyle olur kılmak mümkün değil. Tarihi yanlış öğrenmiş olabiliriz, ancak bu yanlışı sadece doğruların gücü düzeltebilir; en mükemmel belgeler bile tarihteki küçücük bir doğruyu eğip bükemez, tersine çeviremez, yanlış kılamaz. Eksiksiz belgelerin bile buna gücü yetmez, hele çarpıtılmış belgelerin hiç yetmez.
AK Parti Hükümeti’nin 2004’ten beri cemaate düşmanlık yaptığını kanıtlamak için dünyanın bütün “gizli” belgelerini ortaya çıkarabilirsiniz, ama bunun yanında hayatın içinden süzülüp gelen “doğrular” bulunmadığı sürece inandırıcı olamazsınız.
Gülen Cemaati’ni devletin “tehdit” algısından çıkaran AK Parti Hükümeti’dir.
Sadece Cemaati de değil, diğer bütün dindar kesimleri devletin “düşman” olarak değerlendirmesine Başbakan Erdoğan son vermiştir.
Gerçek olan bu değil mi?
Tarihe kazınmış bu “doğru”yu hangi mükemmel belge değiştirebilir?
2004’teki MGK kararı yok hükmünde görülmüş ve hayata geçirilmemiştir.
Uygulamaya geçirildiğine kanıt gösterilen belgelerin altından ise (Dünkü Yıldıray Oğur’un Türkiye gazetesinde ayrıntılarıyla anlattığı gibi.)
28 Şubat çıkmıştır.
Erdoğan’ı suçlamak için bugün hakkında övgüler dizilmeye başlanan Bülent Ecevit ve Mesut Yılmaz döneminde kurulan (Batı Çalışma Grubu’nun yerine ikame edilen) Başbakanlık Uygulamayı Takip Koordinasyon Kurulu, Gülen Cemaati de dahil bütün dindar kesimlere karşı 28 Şubat kararları uygulamak ve koordine etmekle görevli kılınmıştır.
Bu kurulun faaliyetlerini önce “silahlı terör örgütleriyle” sınırlayan ve sonra da tümden kaldıran isim ise Başbakan Erdoğan’dır.
Dünyanın bütün belgelerini bir araya toplasanız, geçmişin fişleme kayıtlarını ortalığa saçsanız Erdoğan’ın Gülen cemaatini bitirmek için yıllardır uğraştığını kanıtlayamazsınız.
Olmayan bir şeyi olmuş gibi gösteremezsiniz.
Yazdınız diye suçlamalarınız gerçek olmaz.
Hayat buna izin vermez.
Eğitim alanıyla ilgili bir mücadeleyi siyasi bir savaşa dönüştürmeye kalktığınızda kaçınılmaz olarak “doğruları” terk etmeye başlarsınız.
Gerçekler, siyasi mücadelenin taleplerini karşılamakta yetersiz kalmaya başlar ve elinize geçen her şeyi sahneye sürmeye koyulursunuz; “doğru” ve “yanlış” ayrımı yapmayı bir süre sonra bir kenara bırakırsınız, sadece hedef aldığınız siyasi grubu vurmaya çalışırsınız.
Öyle bir noktaya varılır ki yola çıkıldığında sahip olunan doğrular da büyük yanlışlara kurban gider.
Erdoğan’ın cemaati bitirmek istediği, yıllardır böyle bir eylem planını uyguladığı ve bugün aynı kararlılıkla dershaneleri kapatmaya yöneldiği yalanına ilk ikna olanların Ertuğrul Özkök, Cengiz Çandar ve Hasan Cemal olması sizce tesadüf mü?
Bence değil.
Kendi doğrularını kaybeden insanların hayatın gerçeklerini savunmaları beklenemez.
Onlar Erdoğan’a karşı verdikleri savaşta önce kendi doğrularını kaybettiler, sonra da ahlaklarını.
Onlar için her şey Erdoğan’ı vurmak için sıradan bir malzemeden ibaret, sürdürdükleri savaşta sadece bir cephane.
Kararan gözleri hiçbir doğruyu görmüyor.
Önlerine çıkan ilk yalana sarılıyorlar, kocaman yalanları topluma gerçek diye pazarlamaya kalkıyorlar.
Sonuç olarak; gerçeklere sadık kalmadan doğru bir mücadele verilemez.
Sahip olduğumuz doğruları da küçümsemeyelim, değerini bilelim.
Zira doğruları olan bir mücadeleden hiçbir iktidar kaçamaz.
Yazarlar
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları






















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019