Oya BAYDAR
İyimserliğe hiç gerek yok, bu aşamada iyimserlik korkuları yenmek için cebine öksürmekten başka bir şey değil. Kötü, tehlikeli, kaygı verici gibi sıfatların yetersiz kaldığı berbat bir durumdayız. İçerde ve dışarda 15 Temmuz darbe rezaletinin derinleştirip koyulaştırdığı bir bataklıkta çırpınıp duruyoruz. Her gün birileri lağım sularıyla beslenen bataklığa gömülüyor. Kurtulma umuduyla sürekli çırpınıp balçığa gömülmemeyi şimdilik başaranlar, pislik çukurundaki ölümcül mikropları kapıyor. En acısı da, kötücüllüğün kol gezdiği ve muktedirler tarafından körüklenip desteklendiği bu ortamda, insanların birbirlerini bataklığın derinlerine itmek için yarışmaları…
En tehlikelisi paniklemiş iktidardır
Hatalı siyasî adımlar, kötü yönetimler, yetersiz iktidarlar, habis yöneticiler olabilir ama en tehlikelisi, varlığını tehdit eden “düşman” karşısında özdenetimini yitirmiş, pusulası bozulmuş, kriz yönetimini elden kaçırmış, panik içinde oraya buraya amaçsız saldıran iktidarlardır. Çünkü ayakta kalabilmek için, içerde ve dışarda gerçek ve de hayalî düşmanlarını imha etmekten başka çare görmezler. Bu da ancak yurtiçinde faşizan uygulamalarla, hukuk ve adaletin sıfırlanmasıyla, dikta rejimiyle; yurt dışında savaşla olur ki şu günlerde Türkiye’de her ikisini de yaşıyoruz.
Doğrudur: AKP iktidarı, özellikle Cumhurbaşkanı’nın şahsına yönelik caniyane bir saldırıya maruz kaldı. Saldırı aynı zamanda demokratik düzene, Türkiye halklarına karşıydı. Meclis’in bombalanması sembolik düzeyde de bunun kanıtıdır. Kendi bağrında beslediği - daha doğrusu, aynı rahimde birlikte serpilip geliştikleri- düşmanın etkisizleştirilmesi, hiç kuşku yok kaçanılmaz ve gerekliydi. Ama nasıl?
İşte o noktada sağduyulu, soğukkanlı siyasetin yerini öfke, panik, intikamcılık aldı. Daha da vahimi, Cumhurbaşkanı’nın “Allah’ın lütfu” söyleminde ifadesini bulan “musibeti fırsata çevirme” zihniyetiyle -ya da kurnazlığı mı demeli?- içerde her türlü muhalefeti susturma, sindirme, yok etme yoluna girildi. İktidar elindeki iki maymuncuğu: FETÖ ve PKK umacılarını; bir yandan kitlelerin seferber edildiği show’larla, bir yandan da korku yaratarak başarıyla kullandı. Muazzam bir algı operasyonu ve haber manipülasyonuyla, önüne çıkanı biçe biçe amok koşusunu hızlandırdı.
Dışarda ise, iktidarın yeni ortağı ve dayanağı olmaya aday Avrasyacı-ulusalcı kesimlerde de rağbet bulan üst akıl/süper güçler/emperyalizm karşıtlığı söylemiyle, ve de darbe girişiminde suç ortaklığı, en azından Erdoğan’a yeterince sahip çıkmama sitemiyle, izolasyonist, savaşçı bir yola girildi.
Sonuç: Şoven milliyetçiliğin, faşizan zihniyetin, Sünnî Türk unsurlar dışındakileri ötekileştirmenin, Batı düşmanlığı ile atbaşı giden yabancı düşmanlığının yaygınlaşıp derinleşmesi; “yerli ve millî” sloganı altında evrensel değerlerden, insan haklarından, evrensel kültürden ve de hukuktan kopuşun hızlanması oldu.
Muhbirlere, zalimlere, alçaklara gün doğdu
Böyle dönemlerde toplumdaki kirlenme, insanların vicdan aşınması, iktidara yaranmak, parsa kapmak için her yolu deneme, muktedirin önünde diz çökme eğilimi artar. Şu günlerdeki ihbar furyasına, itirafçı muhbir enflasyonuna bakmak yeter.
Muhbirlik bütün toplumlarda ve kültürlerde aşağılık bir şeydir, küçük çocuklar arasında bile. Ama ne duyuyoruz! Sayın Cumhurbaşkanı vatandaşlarından apartmandaki komşularını bile ihbar etmelerini istiyor. Nicedir vicdan, ahlâk, karakter aşınmasına bizzat iktidar tarafından uğratılmış vatandaş da gereğini yapmakta gecikmiyor. Bir baba oğlunu FETÖ’cü diye ihbar ettiğini övünerek açıklıyor. Bir başkası kızımı FETÖ’cü diye öldürdüm, diyebiliyor. Yaşadığım kasabada herkes birbirinden kuşku duyuyor artık. Komşu komşunun ihbarından korkuyor, paranoya falan da değil; ihbar furyası kendi halindeki esnafın, ne FETÖ ile hatta ne dinle ilişkisi olan emekli öğretmenin, lastik tamircisinin, ileri gelen bir AKP’liden alacağını tahsile çalışan büfecinin tutuklanmasıyla sürüyor. Bir itirafçı muhbirin “Birinden duydum, ben öyle sanıyorum” demesi bile yetiyor bazen. Yayınlamaya cesaret edebilen gazetelerde, internet sitelerinde mağdur yakınlarının (bazen bir kaymakam eşi, bazen bir asker/subay annesi, bazen bir akademisyenin kardeşi, arkadaşları, vb.) umutsuz çığlıkları yansıyor. Ürkütülmüş toplum susuyor, susuyoruz.
Medya mensuplarının -hayır; zaten işleri bu olan yandaş medyadan söz etmiyorum- adı ünü bilinen, meslekte tanınan gazetecilerin, ekran yüzlerinin; ama kişisel kıskançlık ama ideolojik karşıtlık nedeniyle meslekdaşlarını bazen ad vererek, bazen isim vermeden ama kimliklerini açık açık belli ederek ihbar etmelerini, aşağılamalarını, itibarsızlaştırmak için çabalamalarını ibret ve utançla izliyorum.
Suçun şahsiliği hukuğun evrensel ilkesiyken, suçu henüz sabit bile olmamış, yargılanmamış, hüküm giymemiş insanların yakınlarına zulmedilmesine, mallarının mülklerinin müsadere edilmesine, gelirlerine (emekli maaşlarına bile) el konulup çoluk çocuklarının açlığa, sefalete sürüklenmesine, çocuklarının sırf soyadları yüzünden okullara alınmamasına, ayrımcılığa uğramasına susuyoruz.
Eskiden daha duyarlı olunan işkence iddialarını bile artık kimse ciddi olarak araştırmıyor, güçlü bir protesto yükselmiyor. Üstelik, darbe ve kaos dönemlerinde gelmiş geçmiş bütün iktidarlar boyunca işkencenin, kötü muamelenin, zulmün arttığını bildiğimiz halde…
Sadece ünlü kişiler, çoğunlukla da bizim mahalleden solcular haksızlığa uğradıklarında, tutuklandıklarında, vb. demokrasi nöbetlerine, dayanışma eylemlerine koşuyoruz.
Zihniyet ve inanç yargılaması hangi kitapta var
Ey iktidar mensupları, ey yetkililer! Ve de ey bizler! Evrensel (hatta milli ve yerli!) hukukta zihniyet yargılaması, inanç suçu yoktur. Biliyorum, tarihimiz zihniyet yargılamalarının, inanç katliamlarının utanç verici örnekleriyle doludur. Gelmiş geçmiş hiçbir iktidar bu suçtan aklanmış değil. Yakın örneğini Balyoz-Ergenekon, vb. davalarında gördük. Orada darbe planları yapanların, darbe hazırlığında olanların, meşru iktidara karşı kumpas kuranların somut edim ve eylemleriyle yargılanması gerekirken zihniyet yargılaması yapıldı, şimdi daha iyi anlıyoruz.
Peki bugün, kandırıldık diyerek Rab’dan ve halktan af dileyenlerin yaptıkları nedir? İktidara, Meclis’e, demokrasiye karşı darbeye yeltenmiş olanların ve onlara yardım-yataklık edenlerin bulunması, tutulması, yargılanıp ceza görmesiyle yetinmeyen bir zihniyet yargılaması ve cadı avı ile meşguller. Bizzat kendileri kandırıldık derken, Cemaat’in iyi işler yaptığına, himmet ve eğitim hareketi olduğuna inanmış bizim köydeki zavallı sütçü, postacı, büfeci, sağlık memuru, vb.’nin çoluk çocuklarıyla birlikte hayatları karartılıyor, tutuklanıyorlar, damga yiyor, hain ilan ediliyorlar. Sizin gibi uyanıkları yıllar yılı kandırmış ve suça, günaha sürüklemiş eski ortağınız, inançlı saf insanları kandırmış olamaz mı? Benden söylemesi: AKP’ye oy vermiş vatandaşların yarısından fazlası, belki de yüzde sekseni, eğitim hareketi, himmet hareketi, Müslümanlığı ve Türklüğü dünyaya yayma hareketi sanarak Cemaat’e şu veya bu biçimde yakınlık duymuş, yardımda bulunmuştur. Siz de her istediklerini verdiğinizi kendi ağzınızdan itiraf etmediniz mi?
Yarın utanmamak için
Bugünler de geçer, devran döner. Dünün hainleri: Ergenekoncular, Balyozcular, derin devlet mensupları bugün muteber kahramanlara, danışmanlara, televizyon starlarına dönüşmüşse, bu çürümüş düzende bakarsınız bugünün hainleri de yarın kahraman olur. Ama aradan geçen zamanda toplum biraz daha yara alır, toplumsal fay hatları derinleşir, insan biraz daha çürür, vicdanlar biraz daha kararır.
Çifte standartlarımız, ideolojik ayrılıklarımız, sağcı-solcu, dindar-laik, Türk-Kürt, vb. fay hatlarından doğan husumet, hatta intikamcılık yüzünden ötekinin hakkını, hukukunu yeterince savunmuyoruz gibi geliyor bana. Her türlü haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe, insansızlığa, zulme; kim yapıyor, kime yapılıyor demeden, intikamcılık dürtüsüyle “oh olsun” diye düşünmeden karşı çıkmazsak yarın utanacağız. Pusulamızın vicdan, ihtiyacımızın medenî cesaret olduğu günlerdeyiz.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024