Ümit KIVANÇ
Reina katliamı hakkında kamuya açık yerde alenen söyleyebileceğim fazla söz yok. Söyleyeceklerimin yararı yok. Aylardır, cihatçı besleyip sonra da satmanın çok ağır bedelleri olacağını, Suriye’de olan biteni izlemeye çalışan birçok insan, haykırıp duruyoruz. Görülüyor ki haykırmak anlamsız. Ortamın nasıl hazırlandığını ortamı hazırlayanlara anlatmak imkânsız. Mercedes’li Diyanet İşleri Başkanının kabahatini yüzüne vurmak imkânsız.
2017’ye, bize yaraşır şekilde girdik. Son derece profesyonel bir saldırgan, tek başına geldi, Türkiye’nin en namlı eğlence mekânına daldı, altı şarjör değiştirerek, 180 kadar mermi ve kimilerine göre iki elbombası atarak 39 kişiyi öldürdü, 65 (?? tam bilmiyoruz) kişiyi yaraladı, bir güzel kıyafet değiştirdi, elini kolunu sallayarak çıktı gitti.
Bize yaraşan kısım bu değil. Zira burada katil matil, işini profesyonelce yapan bir adam var.
Bize yaraşan, öncelikle, yerdeki ölülerin üzerine kusma faslı. Kin kusma, nefret kusma, yılbaşı öncesinde kusulamayanı boca etme. Çünkü eksik kalmıştı. “Oh olsun!” deme, nanik yapma, bilek yalayıp nah işareti şaklatma. Barbaros Şansal’ın KKTC’den sınırdışı edilmesi, havalimanında, tabiî ki polis denetimindeki apronda, hazır bekleyen saldırgan güruh tarafından polislerin elindeyken linç edilmesi, bu boca etme işini durdurmaya çalışan yetkililerin hem samimiyet derecesini hem de neye ne kadar kâdir olduğunu gösterdi.
Biz iyi insanlardan meydana gelen bir toplum değiliz. Toplum da değiliz gerçi. Ama dışımızdakileri esirgemek için bir tarif altına toplanmamızda yarar var; bu yüzden kendimizden bahsederken toplum diyoruz.
ROBOSKİ MİYDİ ULUDERE MİYDİ, NEYDİ..?
Reina katliamı hakkında kamuya açık yerde alenen söyleyebileceğim fazla söz yok. Söyleyeceklerimin yararı yok. Aylardır, cihatçı besleyip sonra da satmanın çok ağır bedelleri olacağını, Suriye’de olan biteni izlemeye çalışan birçok insan, haykırıp duruyoruz. Görülüyor ki haykırmak anlamsız. Ortamın nasıl hazırlandığını ortamı hazırlayanlara anlatmak imkânsız. Mercedes’li Diyanet İşleri Başkanının kabahatini yüzüne vurmak imkânsız.
Suskun suskun duracağıma, o halde, birkaç yıl geriye gideyim. Şenlik ışıkları, havaî fişekler, oradan buradan eğlenceleri bildiren muhabirlerin her cümlesinde iki-üç defa geçen “coşku” kelimeleri arasında, belediyelerin donattığı meydanlarda DJ masaları, durmadan renk değiştiren sahne spotları, sokaklarda dans eden ahali… güzeldi. Öbür yanda, bu seneki kadar olmasa da, yine yılbaşını diline dolamış faşistoid zevat, bu temsil ehliyetini nereden aldığını izah etmeksizin Allah adına etrafa tehdit savurmakla meşgûldü: yılbaşı kutlanıyordu, günahtı, feciydi, şuydu buydu. Köylüleri bombalamak, değildi. Dönüp de Türkiye’nin güneydoğusundaki iki ücra köyde sessizce iç çekenleri görebilen yoktu. Oysa taze mezarlar yamaçlara sıralanmıştı. Acı çığlık çığlığaydı. Zulmün patırtısı dağları sarsıyordu. Otuz dört insan (yarısından çoğu 18 yaşından küçüktü), toprağın altından hâlâ hayret dolu bakışlarla “Neden?” diye haykırıyordu. Duyan yoktu.
Roboski katliamından iki gün sonra, “Türkiye”, ya bangır bangır yılbaşı kutladı ya da yılbaşı kutlayanlara bas bas bağırdı. İnsafsızlıkta bir taraf, vicdansızlıkta öbür taraf kazandı, ırkçılık ikisinden de puan aldı o gürültüde.
Belki de bu yüzden duyulmadı Roboski’de savaş uçaklarının bombalarıyla paramparça edilen insanların, geride bıraktıklarının, merhametin, haysiyetin, şayet hâlâ varsa ve olumlu bir anlam taşıyabiliyorsa insanlığın feryadı.
Çok katliam görmüş ülkede, katliamların en “kabul edilebilir”lerindendi. Kürtler öldürülmüştü. Üstelik kaçakçıydılar. Üstelik köylüydüler. Üstelik kararlı Kürt’tüler. Üstelik dindardılar. Kim sahip çıkacaktı Roboski kurbanlarına?
“ÖLDÜRSÜNLER SİZİ, BİZE NE” KAİDESİ
Hep beraber sahip çıkabilirdik. Bugün başka bir ülkede yaşıyor olurduk. Tabiî ki yapılmadı. Niye? Çünkü biz yaşadığı ülkeyi batıracağını bile fark etmeksizin türlü şuursuzluklar yapabilen insanlarız. İlaveten ırkçıyız. İlaveten, cehaletimiz, kendimiz dahil her şeyden korkmamıza yol açıyor. İlaveten, birbirimizden korkmamız cehaletten değil; hayat tecrübesinden. İlaveten, yöneticilerimiz zulüm ve baskıdan başka yönetme aracı tanımıyorlar.
Roboski katliamı ertesinin hazin çizgisi umursamazlık, aldırışsızlık, düşüncesizlik, vicdansızlık, en hafifinden merhametsizlikti. “Öldürsünler sizi, bize ne?” idi.
Sonra Diyarbakır bombası, Suruç ve Ankara katliamları geldi, şerefsizlikte kademe atladık. “Oh olsun!” kültürü karakterimizin bütün çatlaklarından fışkırdı. Her yeri sardı. Ölenlerin ardından “ölsün gebersin!” diyen Osmanlı armalı sosyal medya hesapları, üzerinde devletin üniforması, elinde devletin silahıyla duvarlara hakaretler, aşağılayıcı sloganlar yazan “Esedullah” timleriyle elele verdi. Zalimliğe övgü, en üst düzey siyasetçilerin nikâhını şenlendirdiği, adı sanı belli şahsın satır “emojili” tweet’leriyle çoktan başlamıştı zaten.
O ÇIĞ NE KADAR DA BÜYÜDÜ! BAK SEN!
Reina katliamından sonra ortaya dökülenler de korkunç. Manzarası iğrenç, kokusu felaket, mânâsı facia. Öylesine korkunç ki, insanları kışkırtanlar bile ürktü, sükûnet çağrıları yapmaya başladı. Heyhat! Söylediği laf yüzünden sınırdışı edilip gözaltına alınan, yani devletin elinde olan bir adam, havalimanı gibi pek özel bir yerde toplanmış bekleyen linç güruhuna teslim edildi.
Devlet yetkilileri sanki yuvarladıkları çığın boyutu karşısında azıcık afallamış gibi. Bulundukları korunaklı yerlerden yamaç iyi görünmüyor olmalı. Kendinden saymadığı herkesi imha etmeye niyetli, bunu gözünü kırpmadan yapacak kadar şuursuz ve insafsız kalabalıklar toplaşıyor memlekette. Bunları açık açık ifade edenlere dokunulmuyor. Rusya Büyükelçisi’ni vuran polisin kaç kankası silahıyla üniformasıyla görevde, bilmiyoruz. Havalimanında linç operasyonunu kimler ayarladı?
Potansiyel katillerin eline linç edilecek kurban veriyorsunuz.
Bir sorum daha olacaktı: Yarın o apronda kim kendini patlatacak, yabancıları tarayacak?
BASİT BİR SORU
Böyle bir toplum neden birarada yaşasın ki?
Görünenin mâkûl sonucu, devletin “asıl unsur” saydığı millet-i hakime kesiminin her kimi kendinden saymıyorsa ortadan kaldırmasıdır. Belki bu olmasın diye hepimizi içeri atıp emniyete alırlar. İnsancıl çözüm olur.
Bazıları çeşitli gazetelerin manşetlerinde, köşelerinde böyle işlerin propagandasını yapıyor. Bunlar günün gözde şahsiyetleri. İtibar görüyorlar, büyük paralar alıyorlar, yetkililerin yanında dolaşıyorlar. Kendilerine sorsanız icraatlarının muhtevasını başka laflarla anlatacaklardır şüphesiz; oysa sadece kötülüğü yaymak ve derinleştirmek, yaptıkları.
Hal buyken muktedirler, “birlik ve beraberlik” istiyor. Kimden? Söyledi ya da yazdı diye hapse attıkları, hayatlarından parça koparttıkları, sevdiklerinden ayrı düşürdükleri, evlerine elkoydukları, işsiz bıraktıkları suçsuz insanlardan değildir herhalde.
Mercedesli Diyanet İşleri, yılbaşı vesilesiyle “karşı tarafı” sindirme operasyonuna ustaca katıldıktan sonra, Reina katliamı üzerine, “ibadet yeri ile eğlence arasında fark yok, katliam katliamdır” açıklaması yaptı. Çeşitli yetkililer, “kahrolsun yılbaşı” kampanyalarının cinayet ve katliamları özendirici tesirini ve bunları meşrulaştıracak zemin işlevi gördüğünü gözlerden saklamak için, durumu toparlamaya çabalar göründüler. Üstüne Barbaros Şansal’ın linç edilmesi geldi. Aferin.
Bazı düzenbazlar, “İslâm Devleti” örgütünün eylemine Türkiye’deki “kahrolsun yılbaşı” kampanyalarının yolaçmadığını söyleyerek bir nevi aklama seferberliği yürütüyorlar. Doğrudur. Zaten kısa süre sonra o örgüt bu kampanyaları yapanları da öldürmeye başlayacak. Türkiye’yi yönetenlerden “mürted” (dinden dönme), Türk askerlerinden “Haçlı iti” falan diye bahsediyorlar. Yazıp söylediklerini, kendi başımız derde girmesin diye aktaramıyoruz. Onlara dost kuvvet muamelesi yapmış devlet yetkilileri halktan bu durumu gizliyor.
Evet, onlar ne yapacaksa yapacak, Mercedesli başkanın fetvasına bakmayacak. Sorun şu ki, bu katiller Türkiye’de birilerini öldürdükleri zaman başka birilerinin sempatisine, desteğine mazhar olacaklarını biliyorlar. Bundan eminler. Bu hisse kapılmalarına yolaçan, ortalıkta olan bitendir. Ve gerçektir.
Belki soruyu tekrarlamalıyım: “İD gelsin sizi öldürsün, oh oh!” diyen birileriyle, öldürülmesini istedikleri birileri nasıl birarada yaşayacak?
LÜ YUHALANACAK MI, ONA SAHİP Mİ ÇIKILACAK, BİLDİRİLİYOR
“İslâm Devleti” örgütünün Türkiye’de hükümete muhalif insanları öldürüp resmen üstlenmediği bilumum katliamlardan sonra muktedirler millet-i hakimeye belirgin işaret çaktı. Hangi katliama ne muamele yapılacağına dair bir “resmî görüş” ve çoğunluk tavrı oluşturuldu.
Katliamdan hemen sonra kim çıkıp konuşuyor, kim ortalıkta gözükmüyor, kınayanların en “rütbelisi” kim, nasıl kınanıyor, ne deniyor… bunların artık bir “protokolü” var. Meselâ paramparça cesetlerin arasında şoka girmiş, perişan haldeki insanların, her şeye rağmen yardım etmek, birilerini kurtarmak için çırpınanların üzerine polisin biber gazı attığı Ankara katliamından hemen sonra, devlet yetkilileri millet-i hakimeye, “ölenler bizim ölülerimiz değildir” mesajını güzelce verebilmişlerdi. Suruç’ta da böyle yapmışlardı. Ölenler için yapılan saygı duruşları ıslıklandı, “yüzde doksan dokuz virgül dokuzu Müslüman” olan ülkede. Mütevazı anma panoları parçalandı.
Reina katliamından sonra yetkililerden, liderlerden kim ortaya çıktı, kim çıkmadı, çıkan ne zaman çıktı, ne dedi, küfüre hakarete, saldırganlığa ne ölçüde tahammül gösterildi, hiçbiri tesadüfî değil. Bu dili gayet iyi tanıyoruz artık.
Yalnız bu defa, içeride olan biten de dış politikada izlediğimiz sahnelere benziyor: her adımda çamura daha fazla batılıyor, mütemadiyen yalan söyleniyor… ve aslında hiçbir olaya hakim olunamıyor. Devlet zoru elde olduğu için, gık diyeni içeri atmaya, beş gün avukat yasağına, 30 gün gözaltına, tutuklayıp iddianamesiz bekletmeye vs. dayalı sindirme yöntemleriyle, hakikati dile getirmek isteyene kalkıştığı işin imkânsız olduğu anlatılıyor.
Hakikat isteyen kimsenin de bulunmadığı düşünülürse, mantıklı bir faaliyet.
DİYALOG İMKANSIZ HALE GELDİ
Sırf hükümet baskısından değil, anlatmak, açıklamak, konuşmak ve tartışmanın imkânsızlığı. Tayyip Erdoğan liderliğindeki AKP, siyasî parti liderlerinin, o partilerin sempatizanlarının, farklı görüşteki gazetecilerin, yazar-çizerlerin, herkesin birbiriyle konuşma imkânını bilerek ortadan kaldırdı.
Konuşacak birşeyleri yoktur.
Ha, “AKP’nin karşısındakiler konuşmaya çok mu niyetli ve istekliydi?” diye sorarsanız, “En azından böyle bir kısmı vardı,” cevabını verebiliriz. Ayrıca devlet zoru AKP’nin elinde. Diyalogu, seçimi, olduğu kadarıyla hukuku, kurumları yok ettiler. Yerine, yirmi küsur bin polisin görev yaptığı İstanbul’da en kalburüstü eğlence mekânının kapısına yirmi yaşındaki bir polisi tek başına koydular.
Reina’ya dalan o katilin son derece profesyonel, askerî eğitimli olduğunu biz bile ilk görüntülerle birlikte anladık. İstihbarat böyle adamları kapsamıyorsa ne için yürütülen bir faaliyettir? Kahvede laiklik propagandası yapan kadını yakalayıp içeri atmak için mi? Yanlış adamın fotoğrafının dağıtılması, eminim katili yanıltmak ve ilk rastladığı büfeden iki yerine üç kaşarlı tost söyleyip dikkat çekmesine yolaçmak içindi. El-Bab harekâtından filan sözetmeyelim dahi.
Sanırım biz birilerini çok şeye hâkim sanarak fena yanılıyoruz. Cehalet ve çuvallamanın böylesini akla sığdıramadığımızdan, komplo ihtimallerine yöneliveriyoruz.
CÜPPELİ HAKLI
Şimdi de satranç gibi bir oyuna saldıran, Cüppeli namlı şahıs haklıdır. Satranç oynarsanız mazallah düşünmeniz tehlikesi var. Düşünürseniz, “İslâm Devleti” örgütünün yanısıra, İdlib’te bombalanmaya ve kıstırılmaya başlanacak El-Kaide silahlı güçlerinin de yakın zamanda Türkiye’ye karşı cihat ilan edeceğini görebilirsiniz. Hani Rus uçağını düşürmüştük, gerekirse tekrar düşürürdük, ne oldu, diye soranlar çıkabilir. Ayrıca, linç güruhu apronda nasıl toplandı, devletin resmî haber ajansının uçak saatini bildirmesiyle bu bilgiyi birleştirip mazallah sonuçlar çıkarmaya kalkanlar olabilir.
Okurun yazara, “Ne anlatıyorsun sen şimdi burada?” sorusunu sormaya hakkı var. Özür dilerim, bu soruya cevap veremiyorum. Sözle, fikirle, ikna çabasıyla herhangi bir barışçıl hedefe ulaşılabilir ortam kaldı mı, şüpheliyim. En berbatı şu: sevmedikleri herkesi tutuklayarak ederek ulaşacakları yer bu ülkede kimsenin hayrına değil, ama nüfusun hatırı sayılır bölümünün tek düşüncesi ötekileri ortadan kaldırmak. Tutuklayarak veya linç ederek. Akıl fikir, farklı yaklaşım, sanat kültür, muhalif basın, hele eleştiri falan lazım değil. Belediye şairleri neyimize yetmiyor?
Türk İslâmcısı için iyi haber şu: Halen ellerindeki devlet gücü ve kışkırttıkları ırkçı-milliyetçi seferberlikle, sahiden hepimizi yok edebilirler.
Bir de kötü haber var: “İslâm Devleti” örgütü ve El-Kaide sadece Türk İslâmcısının sevmediği, arkasından “oh olsun” çekeceği insanları öldürmekle yetinmeyecek. Pazar yerlerinde parçalanacak insanların ailelerine dağıtılacak Neden Şehit Olmalıyım? broşürleri belki şimdiden hazırdır.
Yalanın, linçin, adaletsizliğin günah sayılmadığı bir siyasî din icat ettiler. Ve akıl almaz bir beceriksizlikle ülkenin sonunu hazırlıyorlar.
http://www.gazeteduvar.com.tr/gundem/2017/01/03/mecburiyetten-konusuyoruz/
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları













































































































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024