Ümit KIVANÇ
Bilal Erdoğan’ın girişimcilik kavramına olumlu bir içerik yüklediği anlaşılıyor. Oysa biz bugünün muktedirlerinin ve onların etrafını saran destek çemberindekilerin girişim deyince ne anladığını -burada yalnız birini konu ettiğimiz- sayısız örnekten pek iyi biliyoruz.
Anadolu Ajansı’na göre Bilal Erdoğan, “Peygamber Efendimizin Allah’ın mesajını insanlara ulaştırarak çok iyi bir girişimcilik örneği gösterdiğini” söyledi.
Geçen gün de, adının önünde “Prof. Dr.” sıfatı bulunan bir “kozmik” şarlatan, televizyondan, “25 Haziran’da istediğimiz sonuca ulaşmamış olursak,” diye konuştu, “Belgrad ormanına gömdüğümüz talim şeylerimizi alıp sokağa çıkarız.” Hakkında soruşturma açılınca da, ormana gömdüğü şeyin “öfkesi” olduğunu ileri sürdü!? Öfkesiyle talim yapıyormuş.
Şahısla ilgili literatür son derece geniş (aktardıklarıma link vermiyorum, kopyalayıp yapıştırarak arama yapar, çok isteyen; hemen de bulur). Zira kendisi, vaktiyle “Kafkasya ve Azerbaycan’da” çalışmalarını sürdürürken, “SSCB’nin çağdaş dünyaca bilinmeyen yönleriyle ilgili stratejik ve kozmik araştırma merkezlerinde eğitimde bulunarak ekstrasens ve bioenerjist unvanını aldı[ğı]” gibi, dört ülkeden (Rusya, Avusturya, Azerbaycan, Türkiye) “bilim adamları öncülüğünde 1990 yılında kurulan ‘Bilim ve Buluş Adamları Derneği’nin genel sekreteri”, ayrıca siyah kuşak judo, tekvando, şiatsu hocasıdır ve, “kitaplarında ve katıldığı programlarda saç dökülmesi, alerji, alçak ve yüksek tansiyon, ülser, verem, varis, romatizma, vitiligo, astım tedavisi, nasır, nezle grip faranjit larenjit öksürük nasıl geçer, basur tedavisi hemoroid, prostat, parezit tedavisi, ishal, kabızlık, egzama, sivilce, cilt bakımı, kozmik beden temizliği, cilt lekeleri maskerleri cilt beyazlatma, diş beyazlatma, yüzdeki tüyler, kadın ve erkek kısırlığı, adet düzensizliği, yüz maskesi, depresyon, unutkanlık halsizlik, uykusuzluk, panik atak, kilo alma, göbek eritme, mide şişkinliği, gastrit tedavisi, migren mide yanması, ısırgan otunun faydaları, hazımsızlık gibi hemen hemen bütün sağlık problemleri hakkında bitkisel çözümler alternatif tedaviler sunmuştur.”
Azıcık araştırınca marifetlerine dair geniş bir döküm elde edilebiliyor; uzatmak hakikaten yer-zaman kaybı. Peki niye bu şahısla ilgileniyoruz? 25 Haziran günü seçimden bunun gibilerin istediği sonuç çıkmazsa bizi öldüreceklerini iddia ettiği için mi?
Hayır, Bilal Erdoğan’ın sözünü ettiği girişimciliğin, başka bir düzeyde, bu kimsenin şahsında vücut bulup bulmadığını merak ediyoruz. Zira girişimcilik öyle rastgele kullanılacak laf değil. Hele bir peygamber için sarf edilmesi, o güne kadarki evrensel din kültürünü altüst edebilecek bir girişim.
GİRİŞİMCİYİ MUHAFAZAKÂRSA DAHA ÇOK SEVİYORUZ
Kozmik kandırıkçıya dönelim. Ekşi Sözlük’te biri anlatıyor (azıcık düzeltme yaptım): “Bu adam yıllar önce yaşadığım ile konferans vermeye gelmişti. O zamanlar lisedeydim, duyurusu yapılınca bir şekilde sınıftakilerin çoğu gitme kararı aldı. Onların aklına uyup, ‘en kötü ihtimalle ne olabilir ki’ diye peşlerine takılmıştım ben de. İlk önce sözü vali -tam hatırlayamıyorum, belediye başkanıydı belki de- alıp, ‘bizim insanımız muhafazakârları sever, hele muhafazakâr bilim insanlarını daha da çok sever’ diye övgüler dizmişti kendisine. (…) Sonrasında anlatmaya başlamıştı, yok kar tanesine bakıldığında görülen kozmik büyü, yok namaz kılınca bedende oluşan kozmik enerji vs. derken…”
Burada, kozmik uyanığınki türünden girişimciliklerin mülkî erkân tarafından takdir ve takdim edilişindeki kolaylık ve rahatlığı görüyoruz – ki, bu aynı zamanda pervâsızlık, aynı zamanda cehaletin yetkililer eliyle ülke çapına yayılışı, aynı zamanda kof, feci, ruh sakatlayıcı, kötürüm edici bir ideolojik faaliyet demek. Kendini matah bir şey olarak pazarlayabilen uyanığın antibiyotik yerine yatarken sarımsak tavsiye etmesine, “tansiyon diye bir şey yok, hani tansiyon organın?” diye sormasına, üç yüz elli liraya yeşim bileklik satmasına, yabancı parfümlerdeki domuz yağı yüzünden bunları kullanan kadınların depresyona girdiğini iddia etmesine benzemez yani. Yetkilinin yukarıdan dayatışı, tekil hilebazlık girişimiyle kıyaslanamaz.
Örnek olayımızı şöyle tarif etmemiz mümkün yani: Bir devlet yetkilisi veya yöre halkının seçtiği belediye başkanı, uydurukçu-kandırıkçı bir uyanığı “muhafazakâr bilim insanımız” diye tanıtıyor, “insanımız”ın bu canlı türünü sevdiğini vurguluyor. Yani aslında bizi onu sevmeye çağırıyor. “Hele” bilim insanıysa, muhafazakârı daha çok severmiş halkımız.
Buradaki muhafazakâr tipi, aslında yalnız bir “tip” olmanın ötesine geçiyor, bir “karakter” zenginliğine ve derinliğine ulaşıyor: Öncelikle yalancı, uydurukçu ve çıkarcı. Kendine tamamen yalana dayalı bir etkinlik alanı oluşturmuş, bundan menfaat temin ediyor. Sonra, iktidar sahipleriyle arası iyi; muhtemelen yalanı bilinmesine rağmen, yönetilenleri zaptetmeye ve iktidar sürdürmeye yarayacak bir “muhafazakârlık” cilası nedeniyle onlar tarafından tutuluyor, sunuluyor. Daha sonra, iktidar sahipleri ve destekçileri nezdinde itibarını artırmak, naylon sıfatlarına bir de “harbî adam” payesi ekleyebilmek için, asarız keseriz diye esip savuruyor. Bunun ardından, tutumu fazla damdan düşme, şapşalca ve güncel bakımdan gayrimünasip bulunduğu için tepki görüyor; suçlanacağını ve muktedirlerce kollanmayacağını sezdiği anda herkesin gözü önünde çark ediyor, “öyle demedim” manevrası sırasında cibiliyet dalında birkaç seviye daha aşağı düşüyor.
Parçanın ana fikri önemli esas: Bunlardan ötürü yüzü kızarmayacak, konumu, ilişkileri değişmeyecek. Onu insanımızın sevdiği muhafazakâr bilim insanı diye takdim eden yetkilinin de yüzü kızarmayacak. Çünkü yerli-millî alışkanlık: bir haltı zaten bile bile yiyorsan, yediğin halt yüzüne vurulduğunda yüzün kızarmıyor. Bu, memleketimizde, muktedirlerce makbûl görülen girişimciliğin ayrılmaz parçasıdır.
GİRİŞİMLERİN DİNE ETKİSİ
Bu uyanıklık dümenleri toplumumuz için alışılmadık, bilinmedik, nadir rastlanan vaziyetlerden değil. Maalesef. Ancak bütün bunlar dinin bariz etkinliği altında olduğu varsayılan bir kültürel alanda cereyan edince, iş günlük tüketilen fıkra gibi bir şey olmaktan, failler birey, fiillerinin tesirleri bireysel olmaktan çıkıyor. Ve nedense, böyle haller bahsettiğimiz ortamda mütemadiyen, mütemadiyen ve mütemadiyen cereyan ediyor. Bu uyanıklık, uydurmaca-kandırmaca zihniyeti, hakim kültürün yapısal unsuru. Birileri bir vakit, dine göre iş yapma yerine dini işine gelene uydurmayı din kültürünün orta yerine damardan zerk etmiş. Yine maalesef.
Bizi yönetenlerin tavırlarında da, maruz kalanın veya sadece izleyenin bile derin bir teessür ve utanca kapılmasına yol açan bu pişkinliği, türlü renklere ve kokulara bürünebilen bu yapısal riyakârlığı sık sık tespit edebiliyoruz. AKP’nin seçim bildirgesinde “bağımsız yargı”, “hak hukuk adalet” falan var.
Bilal Erdoğan’ın peygambere “girişimcilik” atfetmesi, işte tam da bu yüzden pek tehlikeli ve isabetsiz bir ifade. Erdoğan’ın burada girişimcilik kavramına olumlu bir içerik yüklediği anlaşılıyor. Oysa biz bugünün muktedirlerinin ve onların etrafını saran destek çemberindekilerin girişim deyince ne anladığını -burada yalnız birini konu ettiğimiz- sayısız örnekten pek iyi biliyoruz.
Kim bilir, eğer sadece günümüzün muktedirlerinin dinden anladığı şeyi açığa vurmuyorsa, Bilal Erdoğan belki de dünya çapında İslâmcılığın sürüklendiği yeri görüyor ve kendisi ön alarak, sadece siyasî ideoloji kimliğiyle İslâmcılığı değil, 1400 yıllık bir dinî kültürü de “girişim projesi” olarak tarif etme atılımını başlatıyor. Pekâlâ kabaca insanlara sunulmuş “güzel ahlâk öğretisi” olarak da tarif edilebilecek dini dünyevî tahakküm aracı haline getirip muktedirlerin hizmetine sunmuş “âlimlerin” izinden gitmesinde yeni bir taraf yok. Burada fazladan şöyle demiş göründü bana: Madem asıl kaynak olarak bu izi esas alıyoruz, adını koyalım.
İktidar derdine düşmüş Türk-İslâmcı ne kadar farkında, ölçemiyorum; dünyanın her yerinde İslâmcılığın tükenişi konu ediliyor. 1980’lerde başlayan yükseliş dönemi zaten çoktan beridir durmuş, “duraklama devri”ne İslâmcılar kendi kendilerini sokmuşlardı. Dünyada ne olup bitiyor, izleyen, kafası çalışan, aklı eren ve asıl önemlisi, en azından kendine karşı dürüst her İslâmcı, yelpazenin bir ucunda DAİŞ’in, öbür ucunda Malezya’nın, Erdoğan+AKP iktidarının yer aldığı İslâmcı âleminden hayırlı bir yere çıkışın olmadığını görüyor. Süreç başladı, giderek hızlanıyor.
İslâmcılığın tükenişini daha geniş ele alacak, konu edeceğiz önümüzdeki günlerde. Bol bol. Şimdilik şöyle bağlayayım: 2018 yılı Mayıs sonu itibarıyla, 80 milyonluk karmaşık ve önemli bir ülkede muktedir birileri, Allah’ın mesajını insanlara iletmeyi “girişimcilik” olarak niteledi.
Burada çöken sadece bir topluma ve bir döneme özgü ideoloji olarak İslâmcılık da değil. Çok daha fazlası. Sanırım bunu da bol bol konu etmek gerekecek. Ortam müsait olursa.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları













































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024