Yusuf Kaplan
Ülkemizin çilekeş, yetenekli yönetmenlerinden İsmail Güneş’in, Ermeni tehcirini çektiği filmi Kervan 1915, göz göre göre sansürlendi, sinema salonlarından kovuldu!
3 yılda binbir zorlukla çekilen, Türkiye’nin tezlerini, ustalıklı, olabildiği ölçüde önyargısız bir dille dillendiren bir filmin kendi ülkesinde -tam bir Alicengiz oyunuyla- salonlardan kovulması, tek kelimeyle, skandaldır!
Şundan hiç kuşku duymuyorum: Eğer bu film, Ermeni tezlerini destekleyen bir film olmuş olsaydı, aylarca kapalı gişe oynardı, yönetmeni de, oyuncuları da kahraman olur çıkardı!
KÜLTÜRDE YOKSANIZ, YOK OLMAKTAN KURTULAMAZSINIZ!
Çağımız, kültür çağı.
Kültürde yoksanız, yok olmaktan kurtulamazsınız o yüzden.
Yine o yüzden işgaller önce kültürel olarak gerçekleştiriliyor: Televizyondan sinemaya, müzikten spor, özellikle de futbol endüstrisine kadar önce zihinler işgal ediliyor, sonra da ülkeler.
Kaldı ki, zihinler işgal edildikten sonra ülkelerin işgal edilmesine gerek filan da kalmıyor: Zihinleri işgal edilen toplumların, ülkeleriyle bağları zayıflıyor ve zamanla buharlaşıyor, yok oluyor...
Başka bir deyişle, klasik fiîlî sömürgecilik biçimi çoktan tarih oldu.
Çağımızda güçlü ülkeler, çağa yön veren güçler, zihnî işgallerlehegemonyalarını tesis ediyor, meşrûlaştırıyor ve sürdürüyorlar...
Çağımız, siyasî veya coğrafî sömürgeciliğin buharlaştığı, kültürel ve zihnî sömürgeciliğin zaferini ilan ettiği bir çağ: O yüzden devâsâ bir ağ aslında.
Eğer bu dünyada varolmak istiyorsak, genelde kültürde, özelde ise medyada varlık göstermek zorundayız. Yoksa, dünya ölçeğinde Batılıların güdümündeki, Batı-dışı ülkelerde ise Batılıların gönüllü acentası tasmalı çekirgelerin kontrolündeki kültürel emperyalizmin ağında yok olmaktan kurtulamayız!
BU ÜLKENİN HAS ÇOCUKLARI SAHİPSİZ Mİ?
Evet, Türkiye’nin tezlerini değil de, Ermenilerin (=siz bunu Batılıların diye okuyun) tezlerini destekleyen, Türkiye’yi aşağılayan bir Ermeni tehciri filmi çekilmiş olsaydı, kapalı gişe oynardı bu film aylarca!
İyi de, burası neresi?
Bu ülkenin hâs çocukları sahipsiz mi?
Bu ülke kendi sorunlarına sahip çıkan, yıllarca çile çeken çocuklarına ne zaman sahip çıkacak?
Şimdi değilse, ne zaman, bu ülkenin sinemacıları, sanatçıları, fikir adamları itilip kakılmaktan, aşağılanmaktan, dışlanmaktan kurtulacak?
Bu ülkenin has, çilekeş çocukları, kendi ülkelerinde, kendi sorunlarını, üstelik de ülkemizi köşeye sıkıştıran, binbir türlü yalanlarla, hesaplarla bütün dünyayı aldatan temel meselelerini kendi insanlarına anlatamayacaklar mı; seslerini, mesajlarını kendi toplumlarına ulaştıramayacaklar mı?
Bu nasıl bir vurdumduymazlıktır, bu nasıl bir duyarsızlık örneğidir, anlayan varsa beri gelsin!
İnsanı çıldırtan şeyse, bu filme her tür desteği veren devletin, Türkiye’yi perişan eden bir meseleyi dünyaya anlatacak kalibrede bir dille ve hikâyeyle başarıyla çeken çilekeş bir yönetmene sahip çıkmaması, filme uygulanan sansüre göz yummasıdır!
Kervan 1915’in önü niçin kesildi, nasıl oldu da kesilebildi, anlayabilmek çok zor gerçekten!
ÜLKEMİZDEKİ KÜLTÜREL İŞGALİ YOK ETMEDEN TAM BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİ VEREMEYİZ!
İsmail Güneş’in filminin salon bulamaması, salonlardan kovulması, Türkiye’nin kültürel işgal altında olduğunun ürpertici bir göstergesidir!
Türkiye’de, kültürün, sanatın ve medyanın her alanı neredeyse gönüllü acentalar, celladına âşık tasmalı çekirgeler ve rant peşinde koşturan ruhsuz adamlar ve kadınlar tarafından işgal altındadır!
Kültürel işgal sona erdirilmediği sürece, kimse, Türkiye’nin tam bağımsız olduğundan sözetmesin!
Celladına âşık tasmalı çekirgelerin, gulyabanîlerin, garpzedelerin, rantçı-solcu kapitalist hokkabazların hükümran olduğu, bizim ruh köklerimizi delik deşik eden, genç kuşaklarımızın zihnini, dünyasını, duyarlıklarını yerle bir eden, özetle toplumumuzu, özellikle de genç kuşaklarımızı zihnen Batılıların kölesi hâline getiren ülkedeki yerli-sömürgeci kültürel iktidar yok edilemediği sürece bu ülkede bu ülkenin hâs çocukları gerçek anlamda iktidar olamayacaklar hiç bir zaman.
Sözün özü, özelde İsmail Güneş’e ve binbir çileyle çektiği filmine sahip çıkmak, geneldeyse kısa, orta ve uzun vadede, ülkedeki kültürel işgalin kökünün nasıl kurutulabileceği, insanlığın önünü açacak evrensel medeniyet birikimimizin, değerlerimizin ve kültürel zenginliğimizin önce genç kuşaklarımıza, sonra da bölgemize ve dünyaya nasıl ulaştırılabileceği yakıcı meselesi üzerinde kafa patlatmak zorundayız.
Şunu aslâ unutmayalım: Türkiye, eğer dünyaya bir şey verecekse, yeniden bölgesel ve küresel güç hâline gelecekse, bu, ancak, bütün insanlığın ekmek kadar su kadar ihtiyaç hissettiği evrensel ruh köklerimizden beslenen ve taze bir ruhla bestelenen köklü bir kültürel devrimle ve atılımla mümkün olacaktır.
Vesselâm.
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
28.05.2021
14.08.2020
7.08.2020
20.07.2020
17.07.2020
26.06.2020
14.06.2020