Cemil ERTEM
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, dün hem politika faizine hem de faiz koridoruna dokunmadı; beklenti buydu ama yine de ‘belki’ diye bekleşen bazı çevrelerin olduğunu biliyoruz. Hayatta kabul edilmesi çok zor durumlar vardır; bu, başınıza gelen bir olay olduğu gibi, devam eden bir sürecin evreleri, durakları da olabilir. Sanıyorum bazıları için bu ikincisi geçerli. Daha somut olarak ifade edeyim; burada ‘bazıları’ derken kesinlikle bir çevreyi, siyasi duruşu kastetmiyorum. Bugün en sağdan en sola kadar, iktidarın yanında olandan, muhalefet edene kadar olan bütün yazılı ve görsel basına yakından bakın. Bunların tümünün bu dönüşümün ekonomik tarafını feci halde ıskaladıklarını göreceksiniz.Örneğin dün TCMB açıklamasında şu ifadeler önemliydi: “ Sermaye akımlarındaki zayıflamanın, temkinli para politikası duruşunun ve alınan makro ihtiyatı önlemlerin etkisiyle önümüzdeki dönemde kredi büyüme hızları daha makul seviyelere gelecektir.” Şimdi burada TCMB sermaye akımlarındaki zayıflamanın negatif değil, istikrar açısından pozitif bir durum olduğunu söylüyor, demek ki burada öyle hatırı sayılır ve krize yol açacak bir risk (daralma) görmüyor Merkez Bankası... İkincisi yalnız faize dayalı para politikası çerçevesinin artık geçmişte kaldığını da her fırsatta söylüyor. Bu şüphesiz bir okumadır ve görünenin arkasında olan gerçektir.
‘Genç’ Devlet, medya ve akademiden ileride...
Benim yaklaşık son üç yıldır şöyle bir izlenimim var; Türkiye’de, ağırlıklı olarak, üniversite ve medya, devletin yeni yönetici kadrolarının entelektüel kapasite olarak çok gerisinde. Bu sonuca iki şekilde ulaştım; birincisi panele veya konferansa herhangi bir il-ilçeye gittiğimde, o ilin-içenin yeni mülki yöneticilerinin hatta devletin herhangi bir biriminin genç çalışanlarının, akademinin genelinden ve medyadan çok ileride olduğunu gözlemliyorum. İkincisi Ankara’ya her gitiğimde, taşlaşmış bürokrasi dışında kalan (Başbakan buna bürokratik oligarşi diyor) devlet yöneticileri, Türkiye’nin içinde bulunduğu bu büyük değişimi zaten üzerlerinde taşıyorlar; bunu görüyorum.
Bu cümleden olmak üzere, TCMB’sının ne yaptığını şimdilerde anlamıyoruz diyen, her kesimden ‘yazar-çizer’ var ya; işte bu yüzden geçin onları, onlar ‘anlamadan’ bu dünyadan göçüp gidecek.
TCMB’nın gördüğü...
TCMB’nın şu temel tezi okuduğunu düşünüyorum: Bugün Obama’nın Suriye konusundaki duruşuyla Fed’in küresel ekonomi konusundaki duruşu arasında temel bir fark yoktur ya da zaman içinde olmayacaktır. Bu tespit çok önemli ekonomik ve siyasi sonuçları olan bir tespittir. Bu tespite bağlı olarak, Fed’in radikal bir daralmaya gitme ihtimali düşük. Çünkü ABD, doları daha da güçlendiren bir yola giremez. Şunu unutmayalım; güçlü dolar, aynı zamanda, önüne gelen sorunları militarizmle çözmeye çalışan ‘saldırgan’ bir ABD demektir.
Oysa bu yolu, Obama yönetiminin terk ettiğini biliyoruz. ABD’nin, Suriye rejiminin kimyasal silah kullandığı kesinleşmesine rağmen, Rusya’nın ‘çözümüne’ razı olması ve Suriye halkını kimayasal silah kullanan bir diktatörle başbaşa bırakması, hiç şüphesiz ABD için yeni bir paradigmadır.
Evet, bu durumu basit bir dış politika değişikliği ile anlatamayız. Bu, çok daha köklü bir değişimdir ve paradigma değişimidir. ABD, kendisine doğrudan bir tehdit ve saldırı olmadıkça askeri güç kullanmayacak... Bunun bir diğer anlamı, ABD’nin, bundan böyle, askeri gücünü küresel kolluk kuvveti olarak kullanmayacağı anlamına geliyor. Bu durum bize göre, 1971’de Başkan Nixon’la girilen yolun sonu. 1971’de Başkan Nixon’un doların altına olan bağımlılığını kaldırmasıyla başlayan süreç bitti. Bunun belki de en önemli siyasi sonuçlarından birisini tam da bugün görüyoruz.
Değerli dolar olmayacak!
Fed, ne olursa olsun, doları, eskisi gibi “değerli” tutamaz. Bunun, iki temel nedeni var; birincisi açıklarını eskisi gibi kapatması artık imkansız; ABD, ticaret açığını kapatması için rekabetçi bir dolar kuruna, herkes gibi, ihtiyaç duyacak. Enerjide kendi kendine yeter hala gelecek, bundan dolayı Ortadoğu’da doğrudan bir enerji kapışmasının içine girmeyecek. İkincisi bütçe açıklarını kapatmak, kısa vadede en azından makul bir seviyeye indirmek için de, silahlanma harcamalarını ve sınır ötesi askeri operasyonları en aza indirecek.
Dolayısıyla Fed, bu nedenlerden dolayı, parasal genişlemeden, çok keskin bir dönüş yapıp, doların değerini hızlı bir şekilde yükseltemez. Ancak bunu yapacağı gibi bir algıyı Mayıs ayının başından beri yaratıyor; bunun da temel nedeni krizi, gelişmiş ülkelerin üzerinden alıp gelişmekte olan ülkelere doğru götürmek.
Yola yeni çıktık!
Bu durumda Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler ne yapacak; şüphesiz ki bu, hem siyasi olarak hem de ekonomik olarak yeni bir durumdur. Bu ülkelerin artık ekonomik olarak karşılığı olmayan dolar likiditesi ile yalnız finans ve hizmetler sektörüne dayalı bir büyüme seçenekleri yok. Gelişmekte olan ülkeler daha fazla açık ekonomi gereklerini yerine getirmeli, Doğrudan Yabancı Yatırımlara dayalı bir büyüme patikasına geçmelidir. Bunun için de siyasi olarak daha fazla demokratikleşme ve ekonomik olarak da rekabetçi bir piyasanın gereklerini sağlamalıdırlar. Türkiye bunun gereklerini yapmaya çalışıyor. Yeni demokratikleşme paketi bizce böyle bir adımdır ve bu anlamda çok önemlidir. Öte yandan rekabetçi piyasa işleyişini sağlacak yeni düzenlemeleri, Türkiye 2013 başından beri kanunlaştırıyor. Ancak yine de, bütün gelişmekte olan ülkeler gibi, bu iki alanda daha yapacak çok şey var.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018