TÜRKİYE'DE olan biteni anlamaya çalışınca içeride kısılıp kalıyorsunuz. Doğru ve saf doğru ile buluşmak isteyen çok az. Herkes kendi mahallesinden yazıyor. Herkes aslında DİLEKLERİNİ ifade ediyor. Çok sık başvurulan yöntem de İKTİDARI eleştirmek, fatura çıkarmak, hesap kesmek... Elbette iktidarlara hataları söylenmeli, eleştirilmeli. Kimsenin buna söyleyeceği bir şey yok! Ama bütün olup bitenin faturasını ANKARA'ya çıkartmak istediğinizde ya oyunu görmüyorsunuzdur ya da kastınız başkadır! Genel itibariyle kastı başka olan isimler var.

Kişilere girmek benim işim değil.
Ama CHP'ye bir bakın! İYİ PARTİ'ye de...
600 delegenin oyunu sayamayan bir partiden söz ediyorum. Bir de DEĞİŞİMDEN etrafındaki isimleri değiştirmeyi anlayan siyasiler var! Konuların bu düzeyde tartışıldığı bir iklimde doğru PAHALI bir hale geliyor elbette...
Herkes ait olduğu mahalleden sallıyor! Ama bu çözüm değil.
Çözüm bu topraklarda olmasa bile doğru tartışmalıyız...
PARAYI bilen isimlerin pek çoğu genel bakmıyor! Bazıları ise fırsat bu fırsattır diyerek aradan yumruk gösteriyor. Yapabilirler. Sorun değil.
Ancak PROBLEMİ ORTAYA KOYMA noktasında inandırıcı bir performans yok!
Bu nedenle BATI'ya bakıyoruz...
"Kim aklı başında?", "Kim vicdanlı?", "Kim objektif?" diye...
Herkesin gündemi DOLAR-EURO!
Ne oldu, nereye gidiyoruz sorusu en çok cevap arananlar başında ilk sırada...
Uzaklara bakalım.
Oralarda ne konuşuluyor ne yazılıp çiziliyor...
İlerleyelim...
2008 ekonomik krizi, ABD'yi yeni bir yola itti. Bizi teğet geçen kriz son derece önemliydi. Bu krizde kimilerine göre ABD, 3.3 TRİLYON DOLAR bastı!
Ve bunu piyasaya sürdü! Kimilerine göre ise bu rakam konuşulduğu gibi değildi.
Çok daha yüksekti. Rakam 9.8 trilyon Dolar'dı!
Büyük rakam değil mi! Tam da bu dönemde AB MERKEZ BANKASI ve JAPONYA MERKEZ BANKALARI da piyasaya DOLAR sürdü. Dolar bir anda en kolay bulunan PARA BİRİMİ oluverdi. Adeta DOLAR yağıyordu! BU ÜÇ MERKEZ 19 TRİLYON DOLAR'dan daha fazla parayı dünyanın çeşitli yerlerine yolladı. Daha çok gelişmekte olan ülkelere... Dağıtımda en ciddi rol önemi işadamlarına verilmişti!
DOLAR daha hızlı yol alıyor, Washington keyifle izliyordu!
Çok şey ellerine geliyordu. Çok şeyi ABD'li işadamları ya da ortakları ele geçirecekti... İlk adımlarda da istenilen oldu. Birçok ülkedeki önemli şirketler ya Amerikalı ortakların oldu ya da tamamen Amerika'ya çalışan iş adamlarının eline geçti. Ancak sonradan anlaşıldı ki bu işadamların büyük bir çoğunluğu Londra'dan emir alıyordu.
Washington kendi parasıyla Londra'yı güçlendiriyordu. Oyun içinde oyun vardı yani...
Amerika Birleşik Devletleri bu oyuna daha fazla seyirci kalamazdı. Unutmayın tarih PARA için yapılan savaşlarla yazılıyordu. Günlerdir AKDENİZ, İPEK YOLU, KIBRIS yazıyorum.
Neden? Çünkü hepsi savaş da dahil ondan... DOLAR'ın Londra tarafından yönetilmesi seyirci kalınacak bir durum değildi. Çözüm şarttı!
Bu savaş için en uygun isim DONALD TRUMP'tı.
O da getirildi! Bir rüya olarak başladığı kampanya sonunda Beyaz Saray'a taşındı. Dün de kısaca yazmaya çalıştığım gibi bu ABD DOLARI'NIN ANAVATANINA DÖNMESİ İÇİN
ATILAN İLK ADIMDI!
Sonuçta atıldı... Kısa bir süre sonra da etkileri görülmeye başlandı!
Beyaz Saray'daki bu değişimle birlikte Brezilya Reali, Hindistan Rupisi, Şili Pesosu, Peru Yeni Solu, Arjantin Pezosu, Türk Lirası, Endonezya Rupiası, Mısır Sterlini, Kolombiya Pezosu, Rus Rublesi, Malezya Ringiti, Tayland Bahtı, Çek Korunası ve İran Riyali büyük bir düşüş yaşamaya başladı.
Bu para birimlerinin kimi yüzde 100, kimi yüzde 300 devalüasyon yaşadı.
Yaşanan aslında depremdi.
Sarsılmaydı. Bu beklenen bir durumdu ve öyle de oldu.
Aslında Amerikan dolarının aşırı değer kazanması, Washington için büyük bir riskti! Ancak Washington tedbirliydi! Dolar'ın değerini artırırken boş durmuyor, EURO'nun da değerini yukarıya çekiyordu. İKİ BÜYÜK VE GENİŞ KULLANIMLI
PARA DEĞER KAZANIYORDU YANİ! TERCİH EDİLEBİLİR OLMAKTAN ÇIKIYORDU!
Rekabet eşit hızla yapılıyordu...
AMERİKAN MERKEZ BANKASI yani FED yakında başka bir operasyona kalkışacaktı!
PENTAGON'un baskısıyla SÜNGER OPERASYONU için start verecekti... İlk SÜNGER operasyonu ile 1 trilyon dolar hedefleniyordu!
Bu miktarda PARA hızla ABD'ye gelecekti. SÜNGER'ler peş peşe gelince DOLAR anavatanına dönecek, DOLAR borcu olanlar ise sıkıntı yaşayacaktı. PİYASADAKİ BOL DOLAR'LI GÜNLERİN SONUNA
GELİNMİŞTİ YANİ!
DOLAR borcu olan ülkeler sıkıntı yaşayacaktı... Bazı şirketler de BATMA NOKTASINA GELECEKTİ, GETİRİLECEKTİ!
KABACA 19 DOLAR'LIK BİR ŞİRKETİ 1 DOLAR'A ALMA FIRSATI DOĞACAKTI!
SÜNGER OPERASYONU ile PENTAGON'a yakın isimlerin kazanacağı bir dönem açılmak isteniyordu!
Öte yandan uyanık isimler de fırsat kolluyordu! ABD sadece piyasalara para vererek istediğini almayacaktı. Diğer taraftan PARASINI ABD'ye taşımak isteyenler sıraya girecekti...
ÇÜNKÜ FED faizleri artıracak, ABD TAHVİLERİ kapışılacaktı!
Bu nedenle yatırımcılar gelişmekte olan ülkelerden kaçarak, Washington'a geliyordu. Birçok önemli işadamı, Amerikan Büyükelçilikleri ve konsolosluklarından paralarını Washington'a getirmek için yardım istedi.
Amerikan Hazine Bakanlığı yetkilileri de Amerikan elçiliklerine iş adamlarıyla görüşmesi için ikişer atama yaptı.
Bu konuda TÜRKİYE'den isimler var mıydı? BAKMAK LAZIM!
Hangi işadamları paralarını getirmek istedi, elbette bunu SIRALI TAM LİSTE OLARAK BULMAK HİÇ KOLAY DEĞİL! Öncelikli olarak Tayland ve Brezilya'daki işadamları çok öne çıktı. Ardından Malezya, Türkiye, Kolombiya ve Hindistan'daki işadamları geliyordu. Bu adımlarla birlikte dolar hızla anavatanına dönüyordu! Ayda 300 milyar Dolar'ın geldiği iddia edilmekte!
Her ay 300 milyar DOLAR!
Büyük para!
19 trilyon doları bir noktadan uçakla ABD'ye taşımaya kalksanız, ancak bu kadar hızlı olurdu. Şubat ayında 28 gün içinde 1 trilyon 700 milyar dolar ABD'ye giriş yaptı. Bu inanılmaz bir hızdı. Bazı aylar bu hızda düşüş olsa da ABD'ye girişin gelecek yıl Ekim ayında tamamlanması ön görülüyor. Bunu yapabilecekler mi? BİLEMİYORUM.
Kimse de emin değil. Ama DOLAR akışı bütün hızıyla sürüyor...
Buna karşı çıkanlar var mı?
OLMAZ MI?
Savaş bu zaten! İşin garibi PENTAGON yani silahı elinde tutan güç SİLAH zoruyla parayı getirtiyor!
ANLAMAMIZ GEREKEN BU!
OLAYLARA BÖYLE BAKMAK
ÇOK AMA ÇOK FAYDALI.
Biz silahı sadece cephede kullanılan bir enstrüman olarak görürdük!
Böyle değilmiş!
DOLAR'ı çekerek sonrasında da VEREREK DEĞERLİ OLANLARI UCUZA KAPATMAK GİBİ BİR FELSEFELERİ VE HEDEFLERİ VAR...
Peki savaşlar niye yapılır?
KAZANMAK İÇİN!
Bunlar da bu niyeti taşımaktalar!
Fark sadece yöntemde!
Silahla parayı yan yana getirip KAZANMAK istiyorlar...
ANLAŞILMASI GEREKEN BU!
Anlıyor muyuz?
Cevabı sizde..
NOT:YARIN DEVAM EDERİZ....