Kurtuluş TAYİZ
Bugün Kürt savaşının hâlâ sürüyor olmasının önemli bir nedeni Türkiye’nin Güney Afrika’da olduğu gibi bir Nelson Mandela ortaya çıkaramamış olması. Burada Mandela’nın karşılığı olarak Abdullah Öcalan’dan bahsediyoruz. Öcalan PKK’nın tek lideri ancak otoritesi o kadar da tartışılmaz değil, en azından örgütün yönetici kadrosu için bu böyle. Öcalan “Kürtler adına tarihin en büyük anlaşmasını yapmak üzereyim” dediği bir sırada Silvan pususu yaşandı ve Mandela olmaya en çok yaklaştığı anda kendisini İmralı’da tecrit altında buldu. Geçen bir yıllık zamanda PKK savaşma gücünü kanıtladı ama Öcalansız bir barış yapma becerisine sahip olmadığını da gösterdi. PKK kendi liderini kolayca harcama eğilimi gösterirken, devletin bir Kürt Mandela’sına duyduğu ihtiyaç da arttı.
Başbakan Erdoğan’ın İmralı ile görüşmelerini yeniden gündeme getirmesinin nedeni bu ihtiyaçla bağlantılı; yani siyasi iktidar örgütü üzerinde etkili ve sözü dinlenen bir Kürt Mandela’sına ihtiyaç duyuyor. Erdoğan’ın sözleri şöyle: “MİT, her an her tür hareketi yapabilir. Mesela yarın İmralı’ya gitmem gerekiyorsa MİT Müsteşarı’na ‘sen gerekeni yap’ derim. Yeter ki akan kan dursun, netice olsun. Bunu ‘teröre destek’ diye gören zihniyet büyük yanlış içindedir.”
Başbakan’ın neredeyse günlük demeçlerinden biri hâline gelen İmralı’yla görüşme konusu devletin muhataplık arayışını yansıtıyor. İmralı’nın yeniden işaret edilmesine bakarak devletin Öcalan’dan bir Mandela çıkabileceği umudunu koruduğunu ve bu yönde ciddi bir değerlendirmeye sahip olduğunu söyleyebiliriz.
Başbakan Erdoğan’ın Öcalan’la görüşme için “akan kanı durduracaksa”, “netice verecekse” gibi kayıtlar düşmesi de önemli. Akan kanı durdurma ihtimali olan herhangi bir seçenek mutlaka denenmeli. Bu konuda girişimlerin başlayıp başlamadığını tam olarak bilmiyoruz ama Ankara’nın yeni bir hareketlilik içine girdiği görülüyor. Kulislerde müzakerelerin başladığı dedikoduları dolaşıyor.
Bence burada asıl mesele Abdullah Öcalan’dan bir Mandela çıkıp çıkmayacağı hususu. İmralı’nın burada öne çıkmasının sebebi PKK’nın çok başlı bir görüntü vermesi ve siyasi olgunluktan uzak duruşu.Öcalan dışındaki PKK liderleri savaş çıkarmakta uzlaşabiliyor ancak barış konusunda biraraya gelemiyorlar. Onları biraraya getirecek, onları barışa razı edecek tek isim Öcalan. Örgüt içindeki bir grup aslında İmralı’ya alttan alta soğuk bakıyor; savaşanın kendileri olduğunu, barışın da doğrudan kendileriyle yapılması gerektiğini düşünüyorlar. Açıktan dile getiremeseler de örgüt içindeki şahin kanadın görüşü bu yönde. Bu yüzden devletin Öcalan’a gösterdiği hassasiyet kadar kendi liderlerine karşı sorumluluk duymuyorlar. Devletin Öcalan’dan bir Mandela çıkarma çabasının yarısını Kandil, İmralı için göstermiyor. Bunda İmralı’ya duyulan güvensizliğin önemli bir payı var. Örgüt üzerinde etkili olan bölge devletlerinin baskısı da gözardı edilemez. İmralı’nın tek başına savaşı bitirmesini ne İran, ne Suriye, ne Bağdat istiyor.
Bu nedenle İmralı’yla yeniden başlayan veya başlayacak olan görüşmelerin çabucak sonuç vermesini beklemek abartılı olur. Kandil, müzakerelerin İmralı merkezli yürümesine karşı çıkıyor. Her zaman olduğu gibi işleri yokuşa sürüyorlar. Bunun için de Öcalan’ın hemen ev hapsine çıkarılması şartını öne sürdüler. Hükümet Öcalan’ın ev hapsine yeşil ışık yakabilir ancak örgüt silahları tümden susturmadan, hatta silahlı mücadeleden vazgeçtiğini açıklamadan Türk kamuoyunun buna onay vermesi imkânsız. Kandil yeni bahaneler öne sürüp engel çıkarmazsa hükümet bir ara yol bulacak; Öcalan’a Kürt hareketinin Mandela’sı olma şansı sunulacak. Buna tarih ne kadar izin verecek, o ayrı; bunu hep birlikte göreceğiz. Aslında ne Mandela ne Apo birbirine benziyor; uzun hapis koşulları ile sınırlı bir liderlik konumu dışında iki liderde benzer yan bulmak zor. Galiba burada belirleyici faktör Türkiye’nin bir Mandela’ya duyduğu ihtiyaç, oluyor. Barış için böyle bir isme ihtiyaç var. O ismi bulup çıkarmak, yaratmak da siyasetçilere düşüyor. Şu âna kadar Kürt hareketi Öcalan dışında böyle bir isim çıkaramadı. Ne dağda, ne şehirde Kürt siyasetini etrafından toplayacak böyle bir “tek adam” var. Kandil’de birçok lidercik bulunuyor ama bir tekinin bile taban üzerindeki etkisi Öcalan’la kıyaslanamaz; kaldı ki Kandil’deki yöneticilerin örgüt içindeki güçleri bile sınırlı.
Özetle; İmralı’dan bir Mandela çıkarmak için devlet kolları çoktan sıvadı. Kandil, bu Mandela’ya açıktan karşı çıkmıyor ama ona pek sıcak da bakmıyor. Görüşmelerin eskisi gibi İmralı merkezli olmasına karşılar; örgüt yöneticileri bu kez görüşmelerde inisiyatifin kendilerinde olmasını istiyor. Eğer hükümet Öcalan konusunda radikal kararlar alabilirse İmralı’nın dağ üzerindeki gücü ve etkisi artar. Bu da barış ihtimalini güçlendirir. Ama kişisel bir not düşmek gerekirse; Kürt sorunu sadece İmralı’yla müzakereye indirgenir ve TBMM bu sürecin dışında tutulursa kalıcı çözüm yine başka baharlara kalır.
[email protected]
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019