Mehmet Ocaktan
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş geçtiğimiz Cuma günü yazdığım “Keşke Ortodoks yobazlığın tedavisi olsa...” adlı yazımla ilgili itirazlarını belirten bir mektup gönderdi.
Gazetedeki köşenin hacmi nedeniyle mektubun belki tamamını buraya alamayacağım ama, önemli bölümlerini aynen aktaracağım.
“S. Aleyküm Mehmet bey. Yıllardan beri yazılarınızı okurum, istifade ederim. Ancak bugünkü yazınızın sizin kaleminizden nasıl çıktığına inanmakta güçlük çekiyorum. Hiçbir hesâbilik olmayan, tamamen hasbî ve insanlığı kasıp kavuran günahları bir din görevlisi hassasiyeti ve peygamberimizin Veda Hutbesini örnek alarak onun varislerinden birisi olma umuduyla tüm insanlığın dikkatini çekmeye yönelik aşağıdaki hutbemizden nasıl o anlamları çıkardınız hayret ettim. Hangi cümlesine itiraz ediyorsunuz? Bu hakikatleri kimse söylemesin mi? Dile getirdiğim günahları ve başımıza gelen belaları Yüce Allah’ın “femâ esâbeküm min musîbetin febimâ kesebet eydîküm...(başınıza gelenler kendi ellerinizle yaptıklarınız sebebiyledir)” ayetiyle bağlantısını kurarak anlatmak yanlış bir şey mi? Bunu biz de söylemezsek kim söyleyecek. İslam’ın temizlik, taharet, temiz şeyleri helal, pis şeyleri haram kıldığı hakikatini, zarûrât-i hamse olarak korunması gereken beş şeyi tüm insanların ıttılaına arzetmek neden yanlış olsun. Eğer yapmaz isek bizi uyarmanız gerekirken nasıl oluyor da “niçin bunları söylediniz” diyorsunuz anlamış değilim. Hem tüm insanları kötülüklere karşı uyarmak hem de müslümanların Müslümanlığı doğru yaşamaları gerektiğini söylemek niçin gereksiz olsun? Şu konulardan niçin bahsetmiyorsunuz diyorsunuz, zahmet olmazsa www.diyanet.gov.tr adresinden bu haftadan itibaren geriye doğru bakınız, konuşulsun dediğiniz konularla ilgili defalarca okuduğumuz hutbelerimiz var.”
Önce bir noktanın altını çizmek istiyorum; ben yazımda Ali Erbaş Hoca’nın hutbesinin gereksizliği ile ilgili hiçbir itirazda bulunmadım. Tam aksine Ankara Barosu’nun İslamofobik bir yaklaşımla, kelimenin tam anlamıyla Ortodoks bir yobazlık içinde olduğunu yazdım. Yazımdaki o bölüm aynen aynen şöyle: “Ankara Barosu Diyanet İşleri Başkanı’nın hutbede okuduğu şu cümleden eğer ‘kan kokusu’ alırsa bu provokatif bir durumdur: ‘İslam zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor. Lutiliği, eşcinselliği lanetliyor. Nedir bunun hikmeti? Hastalıkları beraberinde getirmesi ve nesli çürütmesidir bunun hikmeti.’ Biliyoruz ki İslam dahil bütün semavi dinlerin bu konulardaki yaklaşımları aynıdır.”
Hoca’nın en çok alındığı cümlelerden birisi de, “Eğer komplo teorilerine inanan birisi olsaydım, Diyanet İşleri Başkanı ile Ankara Barosu’nun bu konuda ortak çalıştıklarını bile iddia edebilirdim. Ama böyle bir şey yok tabii ki” cümlesi olmuş. Hayatımda hiçbir zaman komplo teorilerine inanan birisi olmadım, bunu yazımda da belirtiyorum zaten. Açıkça ifade etmek isterim ki “iftira” niteliği taşıyan bir cümleyi kurmaktan Allah’a sığınırım. Eğer bu cümleden böyle bir anlam çıktıysa, Hoca’dan helallik diliyorum. Benim buradaki esas itirazım zamanlamaya ilişkindir. Açıkçası doğru şeyleri doğru zamanda söyleyememenin yaratacağı sıkıntıların, toplumun duyarlılıklarını rencide etmesinden endişe ederim.
Hoca’nın bir başka itirazı ise, “Diyanet İşleri Başkanı’nın adaletsizlikler, hukuksuzluklar, yolsuzluklar, bazı vakıflarda ve dini kurumlarda yaşanan sapkınlıklar ve ahlaki çürüme konusunda neden sessiz kaldığı” yönündeki eleştirim. Hoca diyor ki: “Son bir yıllık hutbelerimize bakarsanız bunları görebilirsiniz.”
Evet ben de aynen öyle yaptım ve geriye doğru Diyanet İşleri’nin bir yıllık hutbelerini gözden geçirdim. Sadece 18.10.2019 tarihinde okunan “Kul ve Kamu Hakkı” başlıklı hutbeyi bulabildim. Hutbenin özetini ifade eden bölüm aynen şöyle: “İslam, hak ve hakikat, hukuk ve adalet dinidir. “Hak” kavramı, hem sorumluluklarımızı hem de korumamız gereken değerleri ifade eder.
Hayat ve huzur kaynağımız olan vahiy, bizleri hakka sahip çıkmaya davet eder. Rabbimizin Esmâ-i Hüsnâsından biri de “el-Hak”tır. Dolayısıyla hakka riayet eden insan, aslında doğrunun ve hakikatin yani Cenâb-ı Hakk’ın emir ve rızasının yanında yerini almış olur.”
Ben bu hutbede ve diğer hutbelerde halen toplumumuzda derin bir çürümeye yol açan hukuksuzluklar ve yolsuzluklardan söz eden bir ifadeye rastlamadım. Doğrusu ahlaki yozlaşma konusunda hassas olan Ali Erbaş Hoca’nın hutbelerinde, son yıllarda bazı vakıf ve dini kurumlarda yaşanan sapkınlıklara ve ahlaki çürümeye ilişkin kararlı mesajlar vermesini beklerdim, onu da göremedim. Eğer varsa bilmek isterim.
Bugüne kadar gerek Diyanet İşleri Başkanı, gerekse İslami bilimlerdeki diğer hocalarımızı rencide etmek gibi bir niyet içinde asla olmadım ve olamam da. Ancak yakıcı bir gerçeğin altını da çizmek zorundayım; İslam’ın evrensel mesajını yaşadığımız çağın diliyle insanlara iletme konusunda ne yazık ki hocalarımız görevlerini yapmıyorlar. Bu durumu kim nasıl tevil eder bilemem, ama bilmeliler ki bu sorumluluk kıyamete kadar peşlerini bırakmayacaktır.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.12.2025
22.12.2025
8.12.2025
5.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
26.11.2025
21.11.2025
19.11.2025
17.11.2025