Namık ÇINAR
Soruyu can alıcı yerinden soramazsanız, yanıtını düzgün alamazsınız. Sonra da içinden çıkamayacağınızı hissetmeye başlayınca, kıvırtacağınız yeni çareler aramaya kalkışırsınız, şimdi yapmaya çalıştığınız gibi.
Darbe davalarına ve tutuklamalara başlamadaki yöntem, yanlışa doğru evrilecek şekilde seyretti, daha en başından beri. TSK’nın yarım yüzyıllık vesayetçi darbeci yapısı, sadece bir seminerin senaryo CD’lerine takılı kalınarak açılan ceza davalarıyla çözümlenebilecek sanıldı. Ordu uygulamalarının büyük resmindeki ilişkiler bütünü gözardı edilerek, ispatlanması zor alanlara kanalize olunan iddianamelere yönelinmekle yetinildi. Bunlar yazılırken, askerlik mesleğinin kendine özgü bilgi kaynaklarından zerrece yararlanma yoluna da gidilmedi.
Olgularla değil, olaylarla uğraşıldı. Yok, imzalar yaş mıydı kuru muydu, yok, “K.’a arz” notu falanca kişiye mi yönelikti gibi lüzumsuz ayrıntılarla boğuşarak, daha işin sonuna gelinmeden yorulmuş, yıpranılmış olundu.
Çoğu zaman, bir birlik komutanı dahi olmayan bir albayın yahut başçavuşun, hâttâ bazen harp okulundan yeni mezun bir teğmenin üzerine çullanarak, koca bir militarist yapının başıyla uğraşacak yerde, kuyruğuyla eğleşmek yeğlendi. Sorun yalnızca lokal bir ceza davasıymış sanılarak, tarihsel bir dönemle kurumsal olarak hesaplaşmanın epeyi uzağına düşüldü. Bu hesaplaşma gerçekleşip bilinçlerde yer etmeyince, toplumu iknaa sevk eden köklü bir ordu reformu gereksinimi de doğmuş olmadı.
Ne mi demek istiyorum? Bir tanesinden başlayayım:
Örneğin biz, ordu birliklerinin yurdumuzun tüm sathına kent kent, kasaba kasaba yayılıp konuşlanmış olduğuna bakarak, herhâlde bu yaptıkları uygulama doğru olsa gerek diye düşünürüz. Daha doğrusu düşünmez, neden denizi dahi olmayan Ankara’nın bu kadar çok denizcisi olduğunu, ya da neden arazisinde muharebe tecelli etme olasılığı düşük olan içerilerdeki şehirlerde bile koca koca kışlaların yükseldiğini aklımıza getirmez; Cumhuriyet kurulduğundan beri sivil siyasal denetimden uzak kalarak özerkleşen ve tüm sivil siyasal ve sosyal yapıyı denetimi altında tutan bu vesayetçi ordunun, acaba gerçekten olması gerektiği şekilde mi tertiplendiğini hiç mi hiç sorgulamayız. O zaman da, “Geri Bölge Emniyet Plânı çerçevesinde tatbikat yapıyorduk” demelerinin bizatihi o hâlini yutar, es geçeriz.
Oysa bir ordu ülkesinin topraklarına, siyasal yapıya hem merkezî hem de yerel olarak nüfuz etme maksatları güdeceği bir “garnizonlar silsilesi” anlayışıyla değil, “askerî coğrafya”nın gereklerini gözeterek, muhtemel düşman saldırılarının yaklaşma istikametlerini tıkayacak tarzda tutunacağı ve koşullarını olgunlaştırarak püskürteceği taktik ve stratejik esaslar ve öngörüler çerçevesinde yerleşir.
O nedenle, meselâ 1. Ordu birlikleri Marmara Bölgesi’ndeki yerleşim yerlerinin değil, sınırımızın kuzey-batısından gelmesi muhtemel tecavüzlere karşı koymak üzere tertiplenecek oldukları Genel Savunma Plânı’ndaki arazide tutunmak ve orayı savunmakla yükümlü kuvvetlerdir.
O yerleşim yerlerinin, kentlerin kasabaların sorumlusu ise iç güvenlik teşkilâtlarıdır; Polis’tir, Jandarma’dır. Hâttâ gerekirse diğer masun bölgelerden kaydırılacak başka birliklerdir de; gene de bunlar değildir. Çünkü ne olursa olsun, düşman karşısından çözülerek dönüp yurtiçindeki sosyal olaylara müdahale edenler, asla bu 1. hat birlikleri olamazlar.
Bir ordunun böyle bir plânı olamaz. Eğer böyle bir plânı varsa, halkına karşı kuzey-batıdan gelecek düşman kendisi olmuş demektir.
Bir ordunun, ilke olarak 50-60 km. cephesi ve bir o kadar da derinlik ihtiva eden “sorumluluk sahası” olur. Alacağı her türlü emniyet tedbirleri, ancak kendi sorumluluk sahası ile sınırlıdır. O yüzden, mevzilerinden 250 km. uzaktaki İstanbul, 350 km. uzaktaki Adapazarı, 450 km. uzaktaki Bursa, kendi “muharebe sahası geri bölgesi” hudutlarının o kadar çok ötesinde kalırlar ki, onu kesinlikle ilgilendirmezler.
Kaldı ki, Geri Bölge Emniyet Tedbirleri bahanelerinin arkasına gizlenerek yapılan bu tarz plânlar, sivil siyasal iradeden habersiz olarak da oluşturulamazlar. Bir ülkede hükümetin bilgisi yasamanın da denetimi dışında birtakım plânlar ve projeler tasarlanıyorsa, o ülkenin bağrına saplanacak bir hançerin bilenmekte olduğundan dem vurmak yanlış sayılmaz.
Ordunun, bölgedeki kentlerin “üzerlerine çökerek” onları tedip ve terbiyeye kalkışması doğru mu ki, tatbikatları doğru olsun? Bu ülkenin hükümeti, iç güvenlik teşkilâtları ve yurtiçinden sorumlu olan Kuvvet Komutanlıkları ile Genelkurmay Başkanlığı ne güne duruyor da, onlara iş düşsün?
Ne lüzum var mahkemelerde, seminerin yazım çizim hatalarının ayrıntılarında boğulup durmaya; kendisi başlı başına muazzam bir suç iken zaten. Askerî kabadayılığın on yıllardır tahkim ede ede oluşturduğu tüm yasalar; örneğin tam bir “askerî yönetim şaheseri” olarak 12 Mart faşizminin bir ürünü sayılan Sıkıyönetim Kanunu’nu, neresinden tutacaksınız elinizi pislemeden?
Paris Sıkıyönetim Komutanı... Londra Sıkıyönetim Komutanı... Düsseldorf Sıkıyönetim Komutanı... nasıl, yakışıyor mu? Ama bakın, İstanbul Sıkıyönetim Komutanı... Ankara Sıkıyönetim Komutanı... Bursa Sıkıyönetim Komutanı... yakışıyor.
Utanmak arlanmak gerekmez mi, böyle ilkel bir toplumsallıktan? Bence durdurun derhâl tüm yargılamaları. Gönderin herkesi evine. Kulaklarımız “yerin dibine kırmızısı” kesilmeyecekse, ne kıymeti var ki bunların?
Henüz goriliz herkesten çok, çünkü böyle meselelerde.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları






































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016