Nevzat CİNGİRT

Yakabaşı… Köylü dışında herkes suskun!
12.10.2025
12

Gümüşova ilçesine bağlı, Büyük Melen Çayı kenarına kurulmuş; tarım ve hayvancılıkla geçinen şirin bir köy.

Yaklaşık bir asırdır köylünün ortaklaşa kullandığı 200 dönümlük mera, bir anda “kamulaştırıldı.”

Ne köy halkına danışıldı, ne fikirleri soruldu.

Köy muhtarı Ahmet Göz’ün feryadını duymasak, belki hiç birimizin haberi bile olmayacaktı bu ışık hızıyla el koyma olayından.
Düzce Belediyesi’nin “100 Proje”sinden biri olarak lanse edilen Gümrük Müdürlüğü ve TIR Parkı Projesi, Yakabaşı’nın kalbine saplanan bir hançer gibi.

Üstelik proje alanı, Düzce Belediyesi’nin mücavir alan sınırları dışında olmasının yanı sıra, İSKİ’nin birinci derece su havzası içinde yer alıyor.

Yani mesele sadece bir köy meselesi değil; Düzce’nin havasını, suyunu, hayvancılığını ve tarımını doğrudan ilgilendiren bir konu.

Belediye Başkanı Faruk Özlü’nün uzun süredir hazırladığı bu proje, “lojistik gelişim” adıyla süslenip sunulsa da Yakabaşı köylüleri için başka bir anlam taşıyor: 

Köy muhtarı Ahmet Göz’ün sözleri aslında her şeyi özetliyor:

“Çocukluğumuzun geçtiği, emeğimiz olan merayı bize değil, belediyeye verdiler.”

Bu yalnızca bir serzeniş değil; bir hak gaspının çığlığı.

Köy tüzel kişiliği, 7 Ekim 2023’te yani tam iki yıl önce, aynı alan için Çevre, Şehircilik ve İklim Müdürü Nurhan Kartal ile Milli Emlak Müdürü Mehmet Habipoğlu’na başvuru yapmış ama yanıt alamamış.

Belediyenin talebi ise “ışık hızında” sonuçlanmış.

Bu tablo yalnızca Yakabaşı’nın değil, Türkiye’nin özeti:

Altta kalanın canı çıksın… 

**

Artık köylü sessiz kalmıyor.

Köy meclisi toplandı, oybirliğiyle karar aldı:

Arazi köye tahsis edilmezse, konu yargıya taşınacak.

Muhtar Ahmet Göz’ün sözleri kararlılığın göstergesi:

“Uzlaşma sağlanamadı. Mahkeme ne derse, ona uyacağız.”

**
Peki mesele neden bu kadar önemli?

Çünkü mesele sadece bir TIR parkı değil.

Bu mesele, siyasetin, bürokrasinin ve belediyelerin halktan uzaklaşması meselesi.

Bir proje, muhataplarına sorulmadan, onların rızası alınmadan yapılırsa; adına “yatırım” dense de geriye sadece el koyma kalır.
Yakabaşı’nda yaşayanların tamamı tarım ve hayvancılıkla geçiniyor.

O meralar gittiğinde, o geçim de bitecek.

Siyaset dediğimiz kurum, “YATIRIM” adına köylünün emeğini, ekmeğini elinden alıyorsa, o YATIRIM kimin için?


Çıldırtan sessizlik…

200 dönüm köy merasını “ışık hızıyla” Düzce Belediyesine devreden protokolün hazırlayıcısı Nurhan Kartal suskun.

Milli Emlak Müdürü Mehmet Habipoğlu suskun….

İSKİ suskun…

Tarım İl Müdürlüğü suskun…

Ziraat Mühendisleri Odası suskun…

Ziraat Odaları — üreticinin hakkını korumakla mükellef kurumlar — suskun.

İktidar milletvekilleri suskun, muhalefetin tamamı — CHP milletvekili dahil — suskun.

Bu sessizlik, bu suskunluk sizce de ürkütücü değil mi?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar