Orhan MİROĞLU-Taraf yazıları
On günü hastanelerde olmak üzere, son iki haftayı yatakta geçirdim. Kendimi iyi hissettiğim zamanlarda Cengiz Çandar’ın TESEV’e hazırladığı raporu merakla okudum, ama bir solukta değil tabii, bir hastanın okuyabileceği bir tempoyla ve gıdım gıdım bir okuma tarzıyla..
Bu çalışmadan haberdardım ve Kürt sorununda şiddetin sona ermesi için belli başlı siyasi aktörlerin Çandar’la neleri paylaştıklarını merak edip duruyordum.
Hoş bir tesadüf olsa gerek, Çandar’ın raporunun deklere edilip tartışıldığı günlerde, Hasan Cemal, Kandil’deydi. Cemal’in Murat Karayılan’la yaptığı söyleşi, Çandar’ın raporuyla okunduğunda, bu netameli tarihin geldiği aşamada, taşların nasıl da birer birer yerine oturduğu görülüyor.
Öncelikle, her iki gazeteci-yazarın hakkını teslim etmek gerekir.
Cengiz Çandar, Hasan Cemal ve bir de Mehmet Ali Birand’ın Kürt sorununda resmî devlet algısının ve genel kamu inancının doğru temelde değişmesi için son yıllarda gösterdikleri çabayı bir yana koyun, ya da unutun, bu konuda medyamızda geriye kayda değer bir şey kalmadığını göreceksiniz.. (Taraf‘ın son dört yıllık yayın politikası ise bambaşka bir değere ve öneme sahip, topu topu dört yıl, ama savaşın hakikatlerini ortaya koymak için bu dört yıl yetti de arttı bile..)
Türkiye toplumunu Kürt’üyle, Türk’üyle PKK’yle yüzleşmeye davet etmek çok kolay değil. Bunu yapmak istediğinizde, devletin ve PKK’nin ortaya koyduğu resmî tarihten elbette yararlanacaksınız, ama bu iki ‘resmî tarihe’ de belli bir ihtiyat payıyla ve şüpheyle bakmak gerektiğini kabul etmek zorundasınız.
Şimdilik bu resmî tarihin ve bürokratik mekanizmalarda önemli görevler almış bürokratların birtakım söylemlerinin dışında, elde fazla bir şey yok.
Devlet ser verip sır vermemeye devam ediyor.
PKK cephesinden kaleme alınan kitaplar - Karayılan ve Cengiz Kapmaz’ın kitaplarıönemli, ama bu öneme rağmen, her iki kitap da birer ‘resmî tarih’ yazımı olmaktan kurtulamıyor.
Çandar’ın raporu PKK’yle yüzleşmenin, ve son Kürt isyanını normalleştirmenin, şiddetten ve silahtan arındırmanın, ancak PKK’yle alakalı birtakım kavramların değişmesi oranında mümkün olabileceğini gösteriyor.
PKK son Kürt isyanıdır, ama aslına bakarsanız PKK isyanını son isyan diye tanımlamayı haklı çıkaracak ortada öyle çok sayıda isyan filan da yoktur.
Etno-kültürel dinamikleri zorla bastırılmış bir halkın isyan etmesi bazı koşulların oluşmasına bağlıdır.
Bu uygun koşullar PKK’ye gelinceye kadar, Kürt tarihinde modern bir isyana yol açacak ölçüde oluşmamış ve uygun siyasi koşulların oluşması için 1923’ten 1980’li yıllara kadar beklemek gerekmiştir.
PKK, bu uzun yıllarda hayata geçirilmiş inkâr ve imha politikalarının sonucunda meydana gelmiş büyük bir isyan hareketidir, aslına bakarsanız belki de modern tek Kürt isyanıdır.
Ne devletin provokasyonu sonucu isyana mecbur edilmiş Şeyh Sait ve arkadaşlarının isyanı, ne Dersim hadisesi, PKK isyanıyla benzerlikler gösterir.
Bunların içinde, Ağrı İsyanı belki bir istisna olarak görülebilir.
Resmî devlet söylemi bugüne kadar PKK’yi terör ve terörizmle tanımlamaktan öteye varamadı. Türkiye bu algıya uluslararası kamuoyunu ortak etmeyi de başardı.
Oysa bu algı ve resmî tarif, hiçbir gerçeğe dayanmıyordu. Çünkü PKK, kendi topraklarında ve ilan edilmiş bir siyasi programı hayata geçirmek için mücadele ediyordu. Kendi topraklarında ve belli bir siyasi programla mücadele etmek, PKK’yi bilinen bütün terörist gruplardan ayıran temel bir ayrımdı.
Son iki yüzyıl içinde yeryüzünde bu kadar yalnızlaştırılmış ama muadillerine kıyasla da, zayıflamadan süren bu kadar büyük bir isyan hareketi olmamıştır.
Kırk yılını tamamlamakta olan bu isyan hareketi hâlâ bütün yönleriyle yazılmayı ve araştırılmayı bekliyor.
Şu kıyaslama bir fikir verebilir: Meksika’da Emiliano Zapata ve Panço Villa’nın liderliğinde gerçekleşen isyan hareketi için şimdiye kadar 134 Meksika, 86 yabancı belgesel, 156 Meksika 143 yabancı kurgu film yapıldı. İsyanın lideri Pancho Villa için sayısız biyografi kitabı yazıldı ki, bunlardan biri, ülkemizde de iyi tanınan bir yazarın Paco Ignacio Taibo II’nun imzasını taşıyor ve tam bin sayfa..
Öcalan sık sık Mandela’ya benzetilir. Benzeyen ve benzemeyen yönler, dahası, Güney Afrika’daki halk hareketiyle Kürt halk hareketi arasında benzeyen ve benzemeyen birçok yan vardır. Ama bu konuda söylenecek yegâne şey, Kürt isyanının ve Öcalan’ın hiçbir zaman Mandela ve Güney Afrika’daki mücadelenin sahip olduğu itibara ve saygınlığa uluslararası alanda sahip olmadığı gerçeğidir. Kuşkusuz bunun birçok sebebi vardır. En önemli sebep ise, Kürt isyanının daha başlangıçta silahlarını sivillere yöneltmiş olması ve başvurduğu terör yöntemleridir.
Bu yöntemlerin yüzlerce, binlerce insanın hayatına mal olmasını, PKK içine her nasılsa sızmış Hogırlarla açıklamak resmî PKK tarihi olur, ama gerçek PKK tarihi olamaz.
Nihayet artık, PKK’yle yüzleşmeye dair bir tarihten söz edeceksek, İmralı’da durup bir mola vermek gerekir.
Öcalan’ın İmralı’ya getirilmesiyle başlayan tarih, savaşa bütün gölgelerden arınmış bir ayna tutmak isteyenler için ideal bir alan aslında. PKK de Öcalan da bunun farkında, devlet de. Gazeteci Cengiz Kapmaz’ın İmralı Günleri adlı kitabı PKK cephesinden resmî tarih yazımının başlangıç kitabı olarak kayda değer bir öneme sahip.
Bu resmî tarih yazımı, Karayılan’ın yeni yayımlanan kitabıyla devam ediyor.
Bu türden kitapların yayımlanması başlangıç için elbette çok önemli. PKK’yi konuşmaya başlamış olacağız böylelikle. Kürt aydınları da Türk aydınları da bu konuda maalesef iyi bir yerde durmuyorlar. Konuşmanın bir maliyeti var çünkü. Bu maliyeti göze almak kolay değil. PKK’yle yüzleşmekten söz ederseniz, bir anda kendinizi çapraz ateş altında bulabilir, devletin ve PKK’nin hedefi haline gelebilirsiniz. Komünizm bu memlekete lazımsa biz getiririz diyen valinin tavrına benzer bir tavır var sanki.
Çandar’ın raporu bu tavrın yanlışlığını ortaya koyuyor, ve son Kürt isyanıyla yüzleşmenin, devlet veya PKK kaynaklı olsun, ‘resmî’ görüşlerin ihtiyaçları doğrultusunda ve kabul ettiği ölçülerde yapılamayacağını göstermiş oluyor.
Geçen yıl bir TV Programında, PKK dağda kalmaya devam ettikçe Kürt sorununun çözülemeyeceğini, dolayısıyla Türkiye’de gerçek bir demokrasinin kurulamayacağını söylediğimde, bugün milletvekili olan bir arkadaşımız (hangi partiden oldu, onu yazmayacağım) “PKK ayrı bir sorun demokratikleşme ayrı, PKK belki dağdan hiç inmeyecek, demokrasi için PKK’nin dağdan inmesini mi bekleyeceğiz..” demişti.
Çandar’ın TESEV için hazırladığı rapor, bu tartışma-diyalogu yeniden hatırlamama yol açtı..
Daha bir-iki yıl öncesine kadar Kürt sorununun PKK’siz çözülebileceğini düşünen ve onlara PKK sorulduğunda kekelemeye başlayan Kürt siyasetçilerinin Çandar’ın raporundan öğreneceği çok şey var. Kendi payıma ne öğrendiğimi perşembe günü yazacağım.
(Bu arada, ben hastanedeyken arayan bütün dostlara çok teşekkür ediyor, sevgili dostlarımı tek tek arayamadığım için ayrıca özür diliyorum.)
Yazarlar
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları

























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.10.2012
3.09.2012
1.09.2012
30.08.2012
27.08.2012
25.08.2012
23.08.2012
20.08.2012
18.08.2012
16.08.2012