Aslı Aydıntaşbaş
Türkiye’nin Musul operasyonuna girmek konusunda kopardığı yaygara, hiç iyi olmadı. Her ne kadar Bağdat’la ilişkiler, Washington’un araya girmesiyle, son 48 saatte biraz toparlansa da, Irak kamuoyu ve siyasetçileri nezdinde ciddi bir güven bunalımı oluştu. Nihayetinde Irak hâlâ kendi sınırlarında egemenlik hakkı olan bir devlet. Irak, Iraklılar tarafından yönetiliyor. Burada “çoğunluğun sesi” olma iddiasındaki bir iktidarın Irak’taki çoğunluğu temsil eden Şii ağırlıklı iktidarla mezhepsel bir söz düellosuna girmesi, iyiye alamet değil. Akılcı değil, mantıklı değil.
Tabii bu durum, önümüzdeki yıllarda yaşanacak daha derin siyasi krizlerin de habercisi. Çünkü Ankara artık Irak’ın “toprak bütünlüğü” meselesinde pozisyon değiştirdi. 90’lı yıllardan bu yana Irak konusunda her ağzını açana “Aman Irak’ın toprak bütünlüğü...” diyen Türkiye, bugünlerde bölgede Irak’ın “toprak bütünlüğünü”en az savunan ülke konumunda. Irak Kürtlerinin bağımsızlık referandumuna gitmesine yüksek sesli bir itiraz yok. Hatta Kürtlerden sonra Irak Sünnilerinin de özerklik kazanması fikri Ankara’ya gittikçe daha cazip geliyor. Ankara’nın Irak’taki adamı konumundaki eski Musul valisi Nuceyfi, özerklik fikrini çoktan dillendirmeye başladı bile.
İşte Misak’ı Milli tartışmaları ve günlerdir sözü edilen B Planı bu!
Eğri oturup doğru konuşalım. Kimsenin AKP iktidarının Barzani’ye yakın olmasına ya da Irak’ın geleceği konusunda alternatifli senaryo çalışması yapmasına itirazı yok. Ama Irak’ta ne olacağına, Irak halkı karar verecektir. Bizim yapabileceğimiz tek doğru katkı, bu tarz dönüşümlerin anayasal, barışçıl ve demokratik olmasında ısrarcı olmak olabilir.
Türkiye’nin Irak meselesine yaklaşımında en temel sıkıntı, tutarlı olmaması. Mesud Barzani kontrolündeki Irak Kürdistan bölgesiyle ilişkiler şahane. Barzani’nin özerklikten bağımsızlık ilanına gitmesi konusunda Ankara’dan yüksek sesli bir itiraz yok. Peki, Barzani’ye gördüğünüz bu hakkı ileride Suriye Kürtlerine de tanıyacak mısınız? Irak’ın federal olması iyi bir şeyse, Suriye Kürtleri neden federasyon talep etmesin? Ankara bütün Suriye politikasını oradaki Kürtlerin temsilcisi PYD’ye karşıtlık üzerine kurdu. (Bir zamanlar Barzani’ye bakış da böyleydi.) Bırakın federasyon fikrini, PYD’nin masada olmasını bile istemiyor. Diyeceğim, bağımsızlık Barzani’ye mubah da, Salih Müslim’e neden günah? Bunun makul bir açıklaması yok.
İkinci itirazım, Ankara’nın etnik ve mezhepsel meselelerde kullandığı özensiz dilve bunun yandaş medyadaki sakil yansımaları. Ankara’nın bu bölgedeki Sünnilerin hakkını hukukunu gözetmesi mevcut koşullarda anlaşılabilir. Ama kullanılan dilin neredeyse “Şii karşıtı” olması kabul edilemez. Irak’ı yöneten ve çoğunluğu oluşturan bir grubu karşına almanın, düşman etmenin, karşı tarafta mezhepsel bir refleksi tetiklemenin ne âlemi var?
Gelelim etnik aidiyet meselesine... Hassas konular bunlar. İleri geri konuşmamak lazım. Türkiye’nin bölgedeki bütün halkların sempatisini kazanacak bir yumuşak güç söylemini geliştirmesi lazım. Bunun yerine kâh Sünni kartı, kâh Türkmen kartı oynama gayreti var. Şimdi Tel Afer’deki Türkmenlerden söz eden devlet erkânı, IŞİD Tel Afer’deki Şii Türkmenleri katlettiğinde sessiz kaldı. Hatırlayın o dönem Tuzhurmatu gibi birçok Türkmen şehrindeki IŞİD kuşatmasını yaran, Hakan Fidandeğil İran Devrim Muhafızları komutanı Kasım Süleymani’ydi.
Türkiye bu dille, bu söylemle sadece Irak’taki Şii Türkmenleri ve Suriye’deki Kürtleri küstürmekten başka bir şey yapmıyor.
Barzani’yle aramız iyi olduğu için Kerkük’teki Türkmenler, Putin’le arayı düzelttiğimiz için de Bayırbucak Türkmenleri artık gündeme gelmiyor. Unuttuk gitti. Sahi ne oldu Bayırbucak Türkmenlerine?
Diyeceğim, karman çorman bir coğrafyada makul ve kazanma şansı olan bir oyun kurmak istiyorsanız, bunu günlük politikalar üzerine kurmayın, tek bir etnik gruba oynamayın ve tutarlı olun.
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.08.2018
26.08.2018
23.08.2018
20.08.2018
18.08.2018
13.08.2018
10.08.2018
5.02.2018
3.02.2018
29.07.2018