Aydın ENGİN
30 Mart seçimlerinde Cemaat’ın etkisi, tercihi, bu etki ve tercihin sonuçları üstüne epey çözümleme (=analiz) yazılacak. Analizler ne söylerse söylesin şu yalın gerçek değişmeyecek: 30 Mart seçimlerinde Cemaat, siyasal bir yarışa girdi ve kaybetti.
Önce bilinmezlik sisinin ardında kaldığı için söylentilere, temelsiz tahminlere, çoğu kez kişisel dileklerden kaynaklanmış öngörülere dayanan “Cemaat’ın kitlesel gücü”nün içi boşbir iddia olduğu ortaya çıktı. En azından seçmen oyuna yansımadığı somutlandı, kanıtlandı.
Cemaat’ın sözcülerinden biri kabul edilen (Cemaat bunu kabul etmese bile genel algıda bu böyleydi) Zaman yazarı Hüseyin Gülerce’nin “CHP için kapı kapı dolaşıp oy istedik” cümlesi büyük olasılıkla Cemaat’ça kabul edilmeyecek. Ancak bu red, Gülerce’nin itirafını biraz düzeltmekten öteye geçmeyecek. Diyebilecekleri şundan ibaret: “Kapı kapı dolaşıp CHP için oy istemedik. Her yerde AKP dışında ve ikinci güçlü partiye oy verilsin”. Cemaat’tan gelebilecek “Hayır bunu da demedik” yollu açıklamalar ise inandırıcılıktan ve ciddiyeten çok uzak olacak.
Üstelik seçim sonuçları, Cemaat’ın “Her seçim bölgesinde ikinci güçlü partiye oy verin” çağrısının da fos çıktığını kanıtlıyor.
Ama Cemaat’ın kaybetmişliği “Meğer mütedeyyin seçmenler üstünde ciddiye alınır bir etkisi yokmuş” cümlesinin sınırlarının ötesinde. Cemaat dindar kitleler gözünde kanımca ciddi bir itibar yitimine de uğradı.
Din vurgusu çok ağır basan, kendine eğitimden insani yardımlara kadar uzanan bir etkinlik alanı seçmiş gibi görünen bir topluluktu. Kendini ısrarla “bir sivil toplum örgütü” olarak tanımlıyordu. Oysa seçim öncesinde ve sırasında bir sivil toplum örgütü gibi değil, bir siyasi parti gibi davrandı. Bunun sonuçları olacaktı ve oldu.
Medyada, eğitim kurumlarında görevli “asli kadroları” dışında kalan, sol terminoloji ile söylersek “sempatizan halkaları”nda, dinsel vurgusu çok ağır bir partiye (AKP) savaş açmış bir Cemaat hareketinin itibar yitimine uğramasına değil, uğramamasına şaşılırdı.
Cemaat’ın kaybetmişliğinin bir üçüncü ayağı daha var: İktidar ortaklığını da kaybetti.
2002’de AKP, kendisinin bile şaştığı bir seçim başarısı ile tek başına hükümet kurabilecek çoğunluğu elde ettiğinde, - ordu hariç- devletin tepe noktalarında yavaş ama köklü bir ayıklamaya gitmesi iktidar olgusunun doğasında var.
Ancak AKP’nin bürokraside kullanabileceği kadro fukaralığı da bir gerçekti. Seçim öncesi pazarlıklarda çok az milletvekili kotası tanıdığı Cemaat’ın kadro kaynaklarını kullanmaktan öte çaresi yoktu. Öyle de oldu. Polis ve yargı başta olmak üzere bürokrasinin kilit noktalarına Cemaat’a yakın, hatta Cemaat’a sımsıkı bağlı elemanlar yerleştirildi. Askeri vesayet dediğimiz ve “Hükümeti seçimi kazanan siyasi partiler yönetir ama devleti MGK” diye özetlenebilecek sistem çökertildi ve bu Cemaat kadrolarının marifetiyle bir rövanşizm(=intikamcılık) operasyonlarına dönüştü.
İşte 30 Mart seçimlerinde somutlanan Cemaat – AKP çatışması da o operasyonların ardından başladı. AKP (yani Erdoğan) devletin dizginlerini tam olarak eline alabileceği koşullara kavuşmuştu. Sadece kendisine tamamen bağlı, hatta biat edecek kadrolarla çalışmak istiyordu ve özellikle yargıda ve polisteki Cemaat’a yakın kadrolar Erdoğan’a değil, Pensilvanya’ya biat etmekteydiler.
Erdoğan buna katlanamazdı. Katlanmadı da. Önce MİT krizi, ardından dershaneler konusu Erdoğan’a Cemaat’la zoraki nikahı bozmak için yeterli bahaneleri yarattı. Cemaat kadrolarını önce ağır ağır, sonra hızla tasfiye etmeye başladı ve kendi gücünü abartan Cemaat, bu meydan okumayı kabul edip açıkça savaşa girdi.
Yerel (aslında genel) seçimlerin sonucu Erdoğan’la açık savaşa tutuşan Cemaat’ın boş havuza atladığını gösteiriyor. Yani Cemaat iktidar ortaklığını da kaybetti ve adını “30 Mart’ta kaybedenler” listesine yazdırdı…
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları

































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021