Ferhat KENTEL
"AKP hareketi" derin bir toplumsal dönüşümün türevidir, sonucudur; bu toplumsal dönüşüme somut bir yüz kazandırdığı gibi, onu düzene de uyduran, hatta hareketin önünü kesen de bir özelliği vardır.
Bir yandan, "AKP hareketini" halkın bir kesiminin ya da bir kimliğin (İslami kimliğin) eteklerine farklı kesimleri de takarak gerçekleştirdiği bir tür "devrim" olarak okumak mümkün.
Ama diğer yandan bu çok yeterli bir okuma değil; çünkü hiçbir hareket başlangıç, büyüme, zafere ulaşma ve zafer sonrası aşamalarında aynı kalır ve hep aynı anlamı üretir diye bir kural yok. Sözünü ettiğim "devrimi" İslami kesimden gelen ama onu aşan, onu "kullanan" yeni bir burjuvalaşma sürecinin ele geçirdiği bir "devrim" gibi görmek benim daha çok aklıma yatıyor. Başka bir deyişle bu "halk devrimi" gibi görünen şey, giderek basbayağı bir "burjuva devrimine" dönüşüyor ya da yeni bir burjuvazi tarafından ele geçiriliyor.
Eğer devrimlerle karşılaştırmaya devam edecek olursak, ele geçirme operasyonu "muhafazakarlaşan" bir yeni sınıf tarafından bir tür "proletarya diktatörlüğü"ne evriliyor. Ama unutmayalım, Sovyetler Birliği'nde de proletarya diktatörlüğü denen şey pek proleterlere ait değildi ve sadece yeni bir sınıfın –nomenklatura'nın- düzeniydi. Bu diktatörlük bu sınıfın sorgulanmasını engelleyen baskıcı, totaliter bir ortamın ortaya çıkmasından başka bir işe pek yaramadı.
Dolayısıyla, AKP'ye zemin hazırlayan, hem İslami hem de sosyal bir hareketin "devrimciliğinden" kuşku duymaya gerek yok; ancak devrimciliği abartmamakta yarar var. Bir sınıfı "iktidara" ulaştıran her devrimciliğin bir sonu var.
Peki "devrim sonrası" bu yeni zamanı, ya da "devrim"in liderini nasıl okumak gerekir? Bir yanda Berkin Elvan'ın annesini yuhalatan, Roboski'yi "ben emrettim" diyen, Gezi polislerine "Kahramanlarım benim! Destan yazdılar!" diyen bir Başbakan söz konusu.
Şimdiye kadar bize hamaset nutukları atan, "hiç olmadığı kadar tehlike altındayız", "milli birlik ve beraberliğe her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde..." diye tehlike ve ihanet dilleri üreten MGK bildirilerinden sonra tam da "vesayeti gerilettiğimizi" düşünürken, Pensilvanya'da tespit edilen düşmana karşı "İstiklal savaşı" açan, sonra da Ergenekoncuları serbest bırakılmasına ses çıkarmayan ve "militarizmle" pek bir sorunu olmayan bir Başbakan...
Ve buz gibi soğuk ve acımasız bir devletin şimdiye kadar atmadığı adımları Kürt barışında atan; Ohannes Kılıçdağı'nın dediği gibi, Ermenilere taziye mesajı iletirken, "insanlık için küçük, Türkiye için dev bir adım" atan bir Başbakan...
Aslına bakılırsa, Erdoğancılık farklı dozlarda olmak üzere, birer miktar demokrasi, hallice tarafından milliyetçilik, bol miktarda gerilim, ara sıra yumuşama, böle parçalaya, kıra döke, cemaatleştirerek yürüyen, tam da "biraz ondan", "biraz bundan" mantığıyla her kesimden birilerine hitap edebilen bir şey.
Ama Erdoğancılık en çok küresel kapitalizmle içiçe bir biçimde "iz bırakma" isteği demek; 3. Boğaz köprüsü, Marmaray, çılgın projeler, tüp geçitler, 3. Havaalanı, TOKİ'nin beton canavarları... Her şeyin en büyüğünden, en uzunundan, en derininden... Kültürel, İslami, muhafazakar olmak hiç değil; "ekonomik" mantıklı olmak; ekonomiyi inşaatçılıkla, sermaye sahipleriyle kol kola yürütmek demek.
Öldükten sonra "çok büyük adamdı, şu şu eserleri bize bıraktı" denmesini istemek... Biraz firavunca bir şey yani. Bütün kültleşen devlet adamları gibi dev eserler bırakma arzusu. Aslında ölümsüz olma isteği; bu dünyada şimdiki zamanda kazanılacak bütün itibarları, prestijleri, statüleri, sermayeleri, oyları, kalpleri kazandıktan sonra, öbür dünyaya göçtükten sonra bile etkisini sürdürme arzusu.
Erdoğancılık biraz da "benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır ama..." duygusu gibi bir şey...
Ferhat Kentel
(BasNews)
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.07.2024
16.04.2024
5.02.2024
12.07.2023
24.01.2023
26.11.2021
2.05.2021
16.04.2021
10.10.2020
9.09.2020