Fikret Bila
Türkiye'de giderek keyfi bir yönetim anlayışı yerleşiyor.
İktidarın aldığı kararların anayasaya, yasalara, hukuka veya bilime dayanması gerekmiyor. Yasayla düzenlenmesi gereken bir konu kararname ile bile değil sadece Cumhurbaşkanı kararıyla düzenlenebiliyor. Salgınla mücadele ise bilimin değil siyasetin öncülüğünde yapılıyor.
Keyfiliğin çok çarpıcı örnekleri var…
Korona salgını nedeniyle valiliklere gönderilen genelgeyle 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları çelenk koyma dışında kısıtlanıyor. Bir gün sonra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, sel felaketine uğrayan Giresun'da miting yapıyor. Mitinge katılanlara ne maske, ne mesafe kuralı uygulanıyor. Sanki normal zamanlardaymışız gibi normal bir miting düzenleniyor.
Lozan Antlaşması'nın yıl dönümü olan 23 Temmuz'da Anıtkabir salgınla mücadele için ilaçlama yapılıyor bahanesiyle kapatılıyor, aynı gün Ayasofya'nın ibadete açılması nedeniyle Türkiye'nin her yerinden 350 bin kişi İstanbul'a getirilip yine maske ve mesafe kuralına uymadan toplu namaz kıldırılıyor.
Bunlar da gösteriyor ki, Korona salgınıyla mücadele bilime göre değil siyasete göre keyfi bir biçimde yürütülüyor.
Öyle olunca da Türkiye salgının en hızlı yayıldığı ülkeler arasına giriyor. Bu aylarda 100'ün altına inmesi beklenen yeni vaka sayısı, Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre bin 500'ü aşmış durumda. Vefat sayısı günlük 45 civarına ulaştı.
Tabii bu da artık inandırıcılığını kaybetmiş olan Sağlık Bakanlığı verileri.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, her gün açıklanan vaka ve vefat sayılarını gösteren tablonun altına, "tedbiri elden bırakmayalım" diye bir tasfiye ekliyor ve "mücadele" bu düzeyde gidiyor.
Türk Talipleri Birliği (TTB) salgın ortaya çıktığından beri ısrarla vakaları takip ediyor ve kamuoyuna açıklıyor. Alınması gereken önlemleri duyuruyor. Ancak, Sağlık Bakanlığı bırakın TTB'nin bu açıklamalarını dikkate almayı, randevu talebine yanıt bile vermiyor. Üyeleri cephede Koronavirüs'le mücadele ederken ve o uğurda virüs kapıp yaşamını yitirirken Sağlık Bakanı TTB'yle görüşmüyor.
Bu da ayrı bir keyfilik…
Bir diğeri de açıklanan rakamlarla yaşananların birbirini tutmaması.
Sadece İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın açıkladıkları vefat ve vaka sayıları, Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı rakamlardan çok daha yüksek. Benzeri rakamlar Diyarbakır'dan, Konya'dan da geliyor. TTB Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, Ankara'nın sadece Çankaya'sında günlük vaka sayısının 400'ün altına düşmediğini söylüyor, Sağlık Bakanlığı'nın o günlerde bütün Türkiye için açıkladığı vaka sayısı 1000'in az üzerinde oluyor. Vefat sayıları da öyle. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Yavaş, Türkiye'de toplam vefat sayısının 22 olarak açıklandığı gün sadece Ankara'da 17 vefat olduğunu açıkladı.
Peki bu durumda halk Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı rakamlara nasıl güvenecek? Nitekim güvenmiyor.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca artık televizyonlarda detaylı açıklama yapmıyor. Gazetecilerin sorularını yanıtlamıyor. Sorumluluğu vatandaşa yüklemiş, "maske takın, mesafeye dikkat edin" tavsiyesi dışında bir şey demiyor.
İktidar, bugüne kadar alınan bütün kararları "Bilim Kurulu'nun tavsiyesi"ne dayandırıyordu. Ancak Bilim Kurulu üyeleri de eskisi kadar televizyonlarda gözükmüyorlar. Bilim Kurulu üyelerinden Prof. Dr. Tevfik Özlü, "Bugüne kadar alınan kararları biz vermedik" diye açıklama yaptı. Kararlar Bilim Kurulu'nun tavsiye ettiği kararlar değilse, o kurula ne gerek var? Siyasi iktidar, kararların siyasi faturasını üzerinden atmak için "biz vermedik Bilim Kurulu'nun tavsiyesi" diyerek "elden bir şey gelmez" havasındaydı. Bilim insanı olarak kararı veremiyorsanız, tavsiyenize uyulmuyorsa o zaman böyle bir siyasi oyuna alet olmaya ne gerek var?
Rakamların ve kararların keyfiliği sadece salgınla mücadele ve milli bayramlar için geçerli değil.
Ekonomik göstergelerde de durum aynı…
2018 yılında 28 milyon olan çalışan sayısı 2020'de 25 milyona düşmüş ancak Türkiye'de işsizlik artmıyor, "360 bin azaldı" diye tablo açıklanabiliyor, demeç verilebiliyor.
"İster inan, ister inanma" keyfiliğine bir başka örnek…
Yıllık enflasyon taş çatlasa yüzde 12'yi zor buluyor…
Sadece gıda ürünlerinde pazarda veya markette fiyatların seyrine bakıldığında bazı ürünlerde artış yüzde 53'ü geçiyor. Bazı ürünlerde yüzde 30 bazılarında yüzde 25 fiyat artışı var…
Veya Koronavirüs salgınının ekonomide yarattığı daralma…
İkinci çeyrekte tam olarak yüzde 9.9 olarak duyuruluyor. Televizyonlarda bir sevinç, "ekonomide daralma tek hanede kaldı, en iyi Türkiye" yorumları. İkinci çeyrekte daralma yüzde 10 değil, yüzde 9.9 olarak hesaplanmış. Çift haneli olmamış.
İster inan ister inanma…
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.10.2025
24.09.2025
23.05.2022
19.07.2021
14.07.2021
5.07.2021
21.06.2021
9.06.2021
24.05.2021
3.05.2021