Markar ESAYAN
Siyaseti insan ilişkilerinin “tuzu” olarak görmek mümkün. İnsan uygarlığı, ilişkilerimizi mümkün olan en adil düzeyde tutmak, yaşamın bizi zorladığı ağır rekabet şartları altında insan onurunu yitirmemek, bizi çürümek adına derin bir tecrübeye sahip. Tuzun çürümeyi önlemesi gibi, siyaset de kanıtlanmış ahlaki değerlere yaslanırsa ilişkilerimizi ve tabii ki bizleri çürümekten koruyabilir.
Ama ya “tuz” da kokarsa, tuzu ne ile tuzlayacağız? İşte o noktalarda ortaya önce düşkünlük, sonra kaos ve sonunda da faşizm ortaya çıkıyor.
Bugün yerli siyaset sahnesinde bir düşkünlük ve çürüme söz konusu. Herkesin gözleri önünde 13 Nisan günü Kılıçdaroğlu dokunulmazlıklar konusunda evet diyeceklerini açıkladıktan sonra, salı günü bizzat kendisi Meclis’teki kabinde “hayır” oyu kullandı. Kabine ondan sonra girenler, masa üzerinde yeşil (çekimser) ve beyaz (evet) oyunu ifade eden pulları gördüler, kırmızı (hayır) pulu zarfın içinde olmalıydı.
İşin kötüsü, şimdi çıksa ve “Hayır ben evet oyu verdim” dese bile kendisine inanacak çok az insan var bu ülkede.
Kaldı ki, Meclis aritmetiği ve kullanılan oyların rengine bakıldığında zaten CHP ve HDP’nin blok olarak hayır oyu verdikleri net biçimde ortaya çıkıyor.
Sorun burada oyların nasıl kullanıldığı değil. CHP liderinin sözünü tutmamaktan hiç rahatsız olmaması. Her sinkaflı/yıkıcı sözü kolayca telaffuz edebilmesi, dili kirletmesi ve bunu bir tür siyaset olarak yaptığını söylemesi. Bu kişi Türkiye’nin ana muhaefet partisinin lideri…
Öte yandan, şiddet ile araya mesafe koymayı bırakın, örgütün şiddetini demokrasi kılıfına sokmaya çalışan, böylelikle siyasetin en temel özelliğine saldıran bir HDP söz konusu. Oysa eğer şiddet varsa, siyaset yok.
Dürümlü’de naaşlarından arta kalanların toplam 50 kiloluk üç torbaya sığdığı, 17 vatandaşı öldüren PKK vahşeti karşısında HDP’nin son tavrı, siyasetin ama aslında insanlığın bittiği noktadır.
Dolayısıyla, siyasetin sınırları dışında gezinen, siyasi zemini doğrudan yok edecek faaliyetleri demokratik tavır olarak kabul ettirmeye çalışan bir muhalefet çürüyüşüne tanık oluyoruz.
AK Parti ne kadar güçlü olursa olsun, bu durumu tek başına düzeltemez. Muhalefetin bu durumu, Türkiye’nin hikayesinin bir parçası olarak Türkiye’nin sonunudur ve büyük bir sorunudur.
Tabii bu anomaliyi düzeltecek olan da ya da bu anomaliyi yeni normalimiz olarak tayin edecek olan makam da toplumdur. İkincisinin olacağını düşünmüyorum. Demokratik kültürümüz olgunlaşıyor ve olgunlaştıkça, bu türden “partilerin” ağır değişim baskısı altında ya un ufak olacakları ya da köklü sarsıntılardan geçecekleri ortada.
Bu nedenle bu tür yoldan çıkmış yapılar, toplumun geneline ulaşma amacı taşımadıkları gibi, aslında kendi seçmenlerinden bile korkarlar. Dolayısıyla, kendi “hakikatlerini” topluma dayatmak ve saklanmak isterler. Sayın Erdoğan’a anormal şekilde yüklenmeleri, her iftiraya başvurmaları, şiddete hoşgörü ve kan çağrıları da kendi zaaflarını gizlemek için son bir hamledir.
Öyle ki halk onları inlerinden bulup çıkarmasın, tedip etmesin.
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019