Mehmet TIRAŞ

Mahkemeleri şeyhülislam yapsanız yargılanmanızın önünü kesemezsiniz
11.12.2014
1651

 Ne yaparsa yapsın Erdoğan ve tayfası, ağızlarıyla kuş tutsalar  kimseye inandıramazlar; kayıtlara ve tarihe geçen 17/25 Aralık’ta olan  yolsuzluk ve rüşvetin içinde olduklarına  en güvendikleri bile  inanmış durumda. Onları çok zor ve karanlık günler bekliyor buna kendilerini nasıl hazırlayacaklar bilemeyiz.

Suçüstü yakalanmış bir hırsız hikayesi vardır;hırsız  polise ben avukatımı istiyorum der,poliste suçun sabit avukatın ne yapacak ki der,hırsız da vallahi ben de sizin gibi merak ediyorum ne diyecek, hikayesine  benziyor AKP’lilerin hali!.

Darbe yapıp yargılanmamaları  için  arkadaşlarını ve kendine anayasa da yasak koyduran, Kenan Evren bile yargılandıysa bu ülke de,  sizin yargıdan kaçmanız mümkün mü, Kenan Evren’de halkın yüzde 92 oyu ile Cumhurbaşkanı  seçilmişti.

17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonun yıldönümü yaklaştıkça,dört bakanı ve ismi geçenlerin soruşturmasının basına sızması,TBMM komisyondan yayın yasağı getirilmesine rağmen medyaya yansıdıkça ,Başta Erdoğan ve hükümetini bir telaş sarmış durumda..Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın telaşı öfkesi ve hırsı birbirine geçmiş durumda, katıldığı her toplantılarda yaptığı konuşmalarının her biri, bir anayasa suçu işletiyor kendisine,bu da ayrı bir yargılanma davası olarak ileride karşısına çıkarsa şaşırmasın.

Katıldığı toplantılarda tarafsız biri olması gerekirken,Cumhurbaşkanı değil de AKP’nin   genel başkanlığından ayrılamamış birisi gibi her gittiği yerde siyasilerle polemiğe girmesi, muhaliflerine hakaret etmesi, iftiralar atması  korkunun vücudunun her yerine   sıçradığının işaretleri olarak okunabilir,başka türlü bunu nasıl ifade edebilirsiniz bu telaş bu celal neyin nesi?

Erdoğan’a koşulsuz destek veren  yandaş medyanın  içinden bazıları ses çıkartmaya başladılar,bunlara  vicdan sahibi demek ne kadar doğru orası biraz karanlık ama;17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun  bir darbe boyutu var ama yolsuzluk ve rüşvetin aşikar  olduğunu da göz ardı edemeyiz demeye başladılar, yandaş medyadaki bu  çatlak sesler Erdoğan’a öfke olarak yansıyor.

Erdoğan  bu olumsuz gelişmelerin  farkında olduğu için,her toplantılara katılması ve kendine karşı gelişen her olayı ve sorunu din üzerinden bir algı operasyonuna geçtiğini görüyoruz.

Dokuz yaşındaki kız çocuklarına baş örtüsü takma  özgürlüğü  olarak  getirmesi,Amerika kıtasını bir Müslüman keşfetti demesi,Küba’da cami vardı  hikayesi,din şurasında konuşması ve şuranın aldığı  tavsiye kararlarına yön vermesi;ana okul dahil 1,2 ve 3. Sınıflardan din dersini  zorunluluğu getirmesi,hafız olmak isteyenlerin iki yıl okullarına ara vermesi,4.sınıfta verilen demokrasi ve insan hakları dersinin iki  saatten bir saate indirmesi, felsefeyi temel eğitime  aldırmaması, matematikten hiç bahsedilmemesi,20 milyon Alevileri ilgilendiren inanç ve kültürlerini yok sayması, Osmanlıcayı imam hatip liselerinde zorunlu, normal liselerde  seçmeli yapması ve  bunların hepsi 17/25 Aralık gündemine yönelik bir stratejik gündem hazırlığı içinde olması ve muhalefetin önünü kesmesi olarak karşımıza çıkıyor.

Çünkü Muhalefetin ve demokrasi güçlerinin  çok ciddi bir şekilde;17/25 Aralık tarihlerini  bir yolsuzluk ve rüşvetin haftası olarak kamuoyunu hazırlamanın içinde olduğunu görüyoruz; kitlesel bir eyleme dönüştürme  içinde olmaları,bu hazırlıklar medyaya yansıdıkça  Erdoğan’ı tedirgin etmekle kalmıyor  uykularını da kaçırıyor.

Taraf Gazetesinde AKP’lilerin telaşını yansıtan  ve bizim yorumlarımızı doğrulayan bir haber  okudum 8 Aralık 2014 tarihinde;bu habere  başka gazetelerde ve internet sitelerinde rastlamadım; haber çok ilginçti ve ilginç olduğu kadar da Erdoğan’ın ve arkadaşlarının ileriki günlerde  kendilerini zora sokan  yargılanma günlerinin  haberini veriyordu.

Taraf Gazetesi haberi birinci sayfadan görmüştü ama neden manşete çekmediklerini  anlamadım, haberin altında imzası olan gazeteci  ilginç ve çarpıcı haberleriyle dikkat çeken Hüseyin Özay imzalı idi.

“Yüce Divan İçin Görüş Aldılar” Başlıklı haberi özetleyerek veriyorum:

Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarının Resmi Gazete ’de  yayımının geciktirilmesine yönelik karar için Başbakanlığın,Ankara’da ikamet eden  ünlü bir  Anayasa Profesöründen “ yüce divan” görüşü aldığı ortaya çıktı.Gayriresmi olarak gerçekleşen görüş alma işleminde Başbakanlık bürokratlarının hocaya, ”sonuçları yayımlamadığımız için ileride yargılanır mıyız?” diye sorduğu, hocanın da “Kenan Evren bile yargılandı, siz de yargılanırsınız” dediği öğrenildi.

Hocanın yanıtı üzerine şaşıran bürokratların,olayda dönemin Başbakanının sorumluluğunun ne olduğunu öğrenmeye çalıştıkları kaydedildi.

Olay üç ay önce yaşanmış,Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından yaşanıyor, Yüksek Seçim Kurulu(YSK),resmi sonuçlarını Başbakanlığa gönderdiği halde Başbakanlık ise,tüm tepkilere rağmen,sonuçları tam 13 gün sonra  yani Köşk’te devir teslim yapıldığı gün yayınladı.

Bu  görüşmeyi  emekli Anayasa profesörü de doğruluyor, yalnız görüş almanın gayri resmi ve sözlü olarak gerçekleştirildiğini  vurguluyor.

Erdoğan, bunun farkında hem  kendisinin hem de  yakınlarının 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvetin içinde olduğunu biliyor; çünkü internete düşen tapeleri Adli tıp montaj olmadığını açıkladı. Erdoğan ilk zamanlar bu tapelere  bunları yok sayıyor  kurmaca,montaj falan diyerek kabul etmedi olayın sıcaklığında ama sonradan internete düşen ses kayıtları ve  tapeler peş peşe gelince yalanlamadı ve beni yasa dışı dinlediler, hem de kripto telefonumdan demeye başladı;kripto telefon devlete ait olduğu için dinlenilmesi yasa dışı ama bu yolsuzlukların olduğunun önünde de engel değil.

Erdoğan, 17/25 Aralık ta yapılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonun içinde çocukları ve yakınları olmasaydı, ismi geçen bakanları tefte kor eliyle mahkemeye teslim eder, partiden ihraç ettirir, onların mal varlıklarını didik didik edip  kamuoyuna açıklardı mahkeme sürecinin beklemeden. Kendisinin ve  çocuklarının içinde olması elinin kolunu bağlıyor; TÜRGEV vakfına yapılan bağışlar başlı başına bir suç dosyası,TÜRGEV’in yönetiminde Erdoğan’ın çocukları ve yakınları var.

Bir hatırlatma yapalım 17 Aralıkta yapılan operasyona Erdoğan ilk önce  tepki göstermedi; haberi Konya’da öğrendiğinde gazetecilere yargıya intikal etmiş bir olay, beklemeliyiz demiş;  peşinden gelen 25 Aralık operasyonun da; oğlunun da içinde olduğu operasyon başlayınca, bunlar oğlumun üstünden bana gelmeye çalışıyorlar, bu bir yargı darbesi diyerek iktidardan beni yargı yoluyla uzaklaştırmak istiyorlar diyerek;bir algı operasyonuna geçmişti..

Erdoğan ve yandaşları hukuksuzluk,yolsuzluk ve hırsızlıklarının üstünü kapatmak için  takipsizlik kararı çıkartsa da, çakma yargıdan yasaklara baş vurarak suçlandığı her konuya yayın yasağı getirtse de inandırıcılığı yok,1150 odalı kaçak  Ak Saray ona kulübeden daha dar geliyor ruhen ve vicdanen.

Adı gibi biliyor  bu hazırlanan iddianamelerin doğru olduğuna, yoksa kıyameti kopartırdı Erdoğan,istinat edilen  suçlar yenilir yutulur tarzda değil ki?

Yazılanlar ve söylenenler yalan ise yargıya taşı, neden yargıya götürmüyorsun da;sandıktan aldığın oyun arkasına sığınıyorsun.

Suçu hukuk devletinde  ne zaman sandık aklamış, yargı kararını yok saymak başlı başına bir suçtur.

Mahkemeler şeyhülislam kararlarıyla karar verseler bile  yargılanmaktan kurtulmazsınız?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar