Mustafa Karaalioğlu
Her seçimden sonra olduğu gibi 31 Mart’tan sonra da bir kez daha umut ve iyimserlikle Türkiye’de işlerin değişeceğine dair rüzgar esmeye başlamıştı. Hala esiyor. İyimserlik lafı abartılı görünmesin zira tahminler rasyonel zeminde değil, umut düzeyinde seyrediyor. Geride kalan 22 yılın bilhassa son 8-10 yılı hiç yaşanmamış ve bu dönem artık sistemin karakteri olmamış gibi... Özetle zihinlerde, iktidarın daha doğrusu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın değişeceği; hukuka, demokrasiye, temel haklara döneceği ve “mümkünse” MHP ile de yolları ayıracağı gibi, benzersiz bir değişim paketi şekilleniyor. Oysa ortada buna dair ne iz, ne işaret var. Aksine tam zıddına girişimler şimdiden sahaya sürülmüş bulunuyor.
Mesela, herkes daha özgür bir ülke beklerken iktidar “Bu da nereden akla geldi?” dedirtecek bir yasa maddesini hazırlayıp yargı paketine ekledi bile. Konuyu önce Akif Beki köşesinde gündeme getirdi… Türk Ceza Kanunu’nun 339. maddesinin peşine eklenecek bir maddeyle devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda Türk vatandaşları veya kurum ve kuruluşları ya da Türkiye’de bulunan yabancılar hakkında araştırma yapan veya yaptıranlar hapis cezası ile cezalandırılacak. Bu tür faaliyetlerin adına da “etki ajanlığı” deniyor. Zaten mevcut kanunda bunu suç sayan düzenlemeler de var. Bu kez tamamen belirsiz bir suç tanımıyla ve büyük ölçüde medyayı da hedefe koyan güçlendirici bir madde ilave ediliyor.
Gerekçesi şöyle: “Bu kapsamda iktisadi, mali, askeri, milli savunma, kamu sağlığı, kamu güvenliği, kamu düzeni, teknolojik, kültürel, ulaştırma, haberleşme, siber alan, kritik altyapılar ve enerji gibi diğer yararlar da devletin iç veya dış siyasal yararları kavramı içinde kabul edilecektir. Dolayısıyla bu gibi yararlar aleyhine gerçekleştirilen faaliyetler de suçun konusunu oluşturabilecektir.” Tanımı belirsiz bir suç silsilesi… Böylelikle iktidarın icraat ve politikalarını eleştirmek suç haline gelebilecek. Herhangi birini kendi bilgisi, görgüsü, tecrübesi veya sadece iktidara karşı olduğu için herhangi bir icraatı, ekonomik, siyasi, diplomatik veya askeri kararı eleştirdiği için kendisini “etki ajanı” sıfatıyla sanık sandalyesinde bulabilecek. İfade özgürlüğünü kısıtlayan onlarca maddenin mevzuattan kaldırılması gerekirken gelen maddeye bakın!
Değişim öncelikle ve mutlaka demokratik ortamın özgürleşmesi, ifade hürriyeti başta olmak üzere hukuk devletinde eksik olan -ki bizde bir hayli eksik vardır- bütün unsurların tamamlanması iradesini göstermek demektir. Ekonomide zora girince, faiz artırmak veya aynı zorluk nedeniyle kara para listesinden çıkabilmek izin sokak çetelerini toplamak değişim değildir. Gücü, kudreti koruyup, denetimsiz karar mekanizmasından zerre taviz vermeden de değişim olmaz, olamaz. Erdoğan ise, özellikle sandıktan gelen mesaja riayet edip demokratikleşme eğilimi sergilemeyi zaaf olarak gördüğü için, iyimser beklentilerin aksine değişime meyletmek yerine ekonomide geçici bir rahatlama temin edip eskisi gibi davranmayı tercih ediyor. En iyi bildiği ve kendisini iyi hissettiği siyaset biçimi de budur.
CHP Lideri Özgür Özel’le görüşmesini de bu çerçevenin dışına çıkarmak hayal kırıklığı yaratır. Özel birinci parti lideri olarak doğrusunu yapıyor ve iktidara bu kadar yaklaşmışken Erdoğan’ın eline uzlaşmaz taraf kozu vermeyerek seçmene mesajını iletiyor. Erdoğan ise seçim sonrası moralsizliğe karşı zaman kazanmaya çalışıyor ve mümkünse CHP’yi kendisine karşı biraz sakin tutum izlemeye zorluyor. MHP lideri Bahçeli de Özel’le görüşüp sürecin parçası olarak bu turlardan rahatsız olmadığın göstermiştir. Toplamda bu görüşme trafiği Türkiye’nin beklediği ve ihtiyaç duyduğu değişimin mesaisi sayılamaz.
Çünkü işleyiş eksisi gibi sürüyor ve mekanizma değişimin aleyhine çalışmaya devam ediyor. Etki ajanlığı maddesinin üzerine, koskoca bir ülkeyle dalga geçmekten başka anlamı olmayan Sinan Ateş iddianamesini, bunun üzerine mesela 1 Mayıs gününü ve bunların da üzerine Erzurum’daki kitap fuarında yaşanan yasakları ekleyin istikametin nereye doğru olduğu daha iyi anlaşılıyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
1.05.2025
14.04.2025
7.04.2025
31.03.2025
10.03.2025
9.02.2025
13.01.2025