Onu ilk kez Gölcük’te bir toplantıda tanıdım.

Ben hapisten yeni çıkmıştım. O, tersanede çalışıyordu. Karadenizli olmamızdan mıdır nedir, kanımız hemen kaynaşmıştı. Kardeşlik ve yoldaşlık duygusu, daha ilk günden aramızda kurulmuştu.

Bugün onu kaybettik.

Kocaeli Dilovası’nda meydana gelen bir iş kazasında aramızdan ayrıldı. Adına ne derseniz deyin: kaza mı, kader mi, ihmal mi, yoksa iş cinayeti mi? Benim için tek gerçek şu: Ben yoldaşımı kaybettim.

Emek ve Demokrasi Mücadelesine Adanmış Bir Hayat

63 yıllık ömrünü emek ve demokrasi mücadelesine adayan Abdurrahman Kanber, gençlik yıllarında Trabzon’da İlerici Gençler Derneği (İGD) saflarında mücadelenin içine girdi.

1980’li yıllarda işe başladığı Gölcük Tersanesinde, Harbiş Sendikası çatısı altında her zaman en ön saflarda yer aldı. Aynı zamanda Tarihsel TKP’nin fabrika komitesinde görev alarak işçi sınıfı davasına omuz verdi.

Kanber, 1989 yılının unutulmaz **“Bahar Eylemleri”**nde, binlerce tersane işçisinin iş bırakma, iş yavaşlatma ve greve çıkma eylemlerinin örgütlenmesinde aktif rol üstlendi.

Yasallaşma ve TBKP Mücadelesi

Komünistlerin gün yüzüne çıkma çabasında, Türkiye İşçi Partisi (TİP) ile Türkiye Komünist Partisi’nin (TKP) birleşerek oluşturduğu TBKP’nin yasal zeminde siyaset yapabilmesi için verilen mücadeleye Gölcük işçileriyle birlikte omuz verdi.

Bu süreçte TKP Gölcük Komitesinde, ardından TBKP Kocaeli İl Komitesinde aktif görev aldı.

Unutulmaz Bir İz

Abdurrahman Kanber, hayatını işçi sınıfının örgütlü mücadelesine adadı. Onun yaşamı, yalnızca bir işçi öyküsü değil; aynı zamanda bir kuşağın direniş ve umut mirasının simgesidir.

O, kararlılığıyla, cesaretiyle, yoldaşlığıyla tanındı. Ve şimdi, geride mücadeleyle örülü 63 yıllık bir yaşam ve bizlerin hafızasında unutulmaz bir iz bırakarak aramızdan ayrıldı.

Ben yoldaşımı kaybettim… Ama onun bıraktığı miras, mücadele eden her işçinin yolunda yaşamaya devam edecek.