Sanem ALTAN
Zamanı kendi zorlayıcı düzeni içinde algılayamıyorum bir süredir… Kendi içsel zamanıma göre yaşıyorum hayatı. Sabah dört buçukta uyanıp, gece on olmadan yatıyorum sizin saatinize göre…
Benim için bambaşka bir düzende akıyor zaman sanki bu aralar.
Günler, saatler, aylar hatta bazen yıl bile başka bir zamana aitmiş gibi geliyor.
Zaman kaybolunca mekan da kayboluyor çoğu zaman.
Mekan kaybolunca da bildiğiniz hayat da değişiyor.
***
Bazen acıları yaratan şeyin zamanla olan ilişkimizin fazlalığı olduğunu düşünüyorum.
Ne kadar fazla zamana esirsen o kadar mutsuzsun sanki.
Zamandan kopabilirsen kendinden de kopuyorsun.
Kendi yarattığın o acı dolu dünyadan da…
Zamandan koptuğunda “gerçek olmayan acılar” da bu yeni düzene ayak uyduramayıp gerilerde kalıyor.
Sanırım o köksüz acıları biraz da zamana ayak uydurma çabaları besliyor.
***
Temmuz’un ortası geldi…
Yazın orta yerindeyiz bildik takvime göre, ben bir türlü sezemiyorum sanki yaşadığım takvimi…
“Yaz bitiyor” diyorlar, anlamıyorum ne dediklerini… Bana göre yaz daha başlamadı bile…
Aslında aklımı kaybetmeden zamanı bu kadar gönüllü kaybetmemin bir sebebi var tabii…
“Ayurvedik yaşam” dedikleri Hintlilerin 5000 yıllık yaşam kültürü…
Sufizm…
“Sağlıklı beslenme” derken, hepsinin ortaklaşa aynı şeyi söylediğini gördüm; “zamanı yavaşlat.”
“Aceleye gerek yok, acele edecek bir şey de yok.”
***
Zamanı yavaşlatmaz, kendi iç sesini duymayı beceremezsen yaşamda mutluluk olmayacağını söylüyor bu bakış açısı.
Bir şey daha söylüyorlar:
“Doğada herşey içerden dışarıya doğru…”
Elinize bir bardak su alıp, dümdüz bir zemine dökerseniz ne oluyor biliyor musunuz, su önce içerde toplanıyor sonra dışarı kendine bir yol buluyor…
Bu kültürlere göre mutluluğu önce içinde yaratamazsan dışarıdan hiçbir takviyeyle mutluluğu yakalayamıyorsun…
Kendi iç zamanına göre bir takvim yaratamıyorsan, dış zamana göre koşup mutluluğu yakalamaya çalışıyorsan, mutlu olman neredeyse imkansız hale geliyor…
***
Marilyn Monroe’nun hayatını okuduğumda rastlamıştım bu cümleye, “o kendi aklıyla, insanın kalbini ezen bir savaş halindeydi.”
Bilmiyorum, belki hepimiz böyleyiz.
“Kendi aklımızla, insanın kalbini ezen bir savaş halindeyiz.”
Zamandan kopmak, bu savaşa bir ara vermemize, bir ateşkes imzalamamıza yol açıyor.
Zamanı yavaşlattığınızda, aklınızla savaş bitiyor.
Ego ya da zihin dediğimiz o aklı karıştırıcı oyunlar sona eriyor…
***
Zamanı yavaşlatınca bir ‘içimiz’ olduğunu görüyoruz aslında, onu fark ediyoruz… İçimiz bize, aklımızla dışarda yaşamayı seçtiğimiz şeyin her zaman doğru olmadığını söylüyor…
Ve aklımızla kalbimizin, içimizle dışımızın savaşı azalıyor.
***
Ben zamanı değiştirdim…
Kendi sesimi duyuyorum artık…
Kendi zamanıma ayak uyduruyorum…
Kendi aklımla barışmaya çabalıyorum.
Aklımla barışabilmek için zamanı yavaşlatıyorum, sırf aklımla bu savaş bitsin diye…
Belki biter... Tek bu ümit bile yeter bazen insana.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Bu kış hayat ağır geldi...
2.02.2016 - Yalan söylüyoruz!
28.02.2016 - Bu hayat, siz böylesiniz diye böyle!
26.02.2016 - Biz herşeyin iyi olmasını istemiştik...
21.02.2016 - Demir Ökçe...
17.02.2016 - Mutsuz Müslüman....
10.02.2016 - Gazetecilik bulanık bir nehir gibi...
5.02.2016 - Hatırlamadıklarımız, yaşanmış sayılmaz mı?
31.01.2016 - İnsanlık çölü...
29.01.2016 - Şu basit gerçek, öleceğiz...
27.01.2016
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Rahmi Yılmaz
Evet herşeyde rağmen inadına, inadına barış