Alper GÖRMÜŞ
Doğan Grubu’nun öncülük ettiği, 12 Eylül 2017’den beri faaliyette olan Ortak Değerler Hareketi, kuruluşundan bu yana çeşitli illerde “ortak değerlerimiz” vurgulu toplantılar düzenledikten sonra, iş dünyasını merkeze alan ilk konferansını geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdi: ‘İşte Ortak
Değerlerimiz...”
Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begümhan Doğan Faralyalı, hareketin kurulduğunu kamuoyuna duyururken (12 Eylül 2017) amaçlarını şöyle ifade etmişti:
“Bugün, Doğan Grubu olarak bir yıldır üzerinde çalıştığımız bir projeyi sizlerle paylaşıyor olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Bu projenin ismi ‘Türkiye’nin Ortak Değerleri - Müştereklerimizi Keşfedelim, Geleceğe Birlikte Yürüyelim’.
Bugünden itibaren bir yıl boyunca, toplumun tüm renkleriyle müştereklerimizi konuşmayı planlıyoruz.
‘Türkiye’de ciddi bir kutuplaşma olgusu yaşadık. Her toplumda aynı anda hem ortaklaşma hem de ayrışma süreçleri yaşanabiliyor ama Türkiye’de birbirimizden ayrıldığımız konuları yoğun olarak konuştuğumuz, farklılıklarımızı çok önemsediğimiz uzunca bir dönem geçirdik. Hatta öyle bir noktaya geldik ki, ortak değerlerimizi bile unutmaya başladık. Sanki müştereklerimiz yokmuş hissiyle dolduk.
“(...)
“Büyük çoğunluğun sahip çıktığı pek çok geleneğimiz var. Bunun ötesinde, hepimizin ortak hayalleri var. Çokça ayrıştığımız bir dönem, hep birlikte atlattığımız önemli bir badire sonrasında, müştereklerimizi, değerlerimizi, ortak hayallerimizi hep birlikte konuşmanın tam zamanı olduğuna gönülden inanıyoruz.”
İyi niyetli fakat işlevsel değil
Her ne kadar bu çabayı iyi niyetli bulsam da, kendimi onun işlevsel de olabileceğine ikna edemiyorum. Çünkü sorunumuz ortak değerleri unutmamızdan kaynaklanmıyor. Unutmuyoruz, her birimiz -kutuplaşma olmasaydı geniş toplum vasatında karşıtlarımızla birlikte paylaşacağımız ortak değerleri- kendi kutbumuzun nispeten daha dar vasatında paylaşmaya devam ediyoruz.
Ortak Değerler Hareketi’nin internet sitesinde, ‘unutulan ortak değerler, keşfedilecek müşterekler’ popüler figürler üzerinden anlatılmaya çalışılıyor. Buradan bir örnekle, meselenin ortak değerlerin unutulması değil, onların ‘öteki’yle aynı vasatta yaşanmasının imkânının, anlamının ve tadının kalmaması olduğunu göstermeye çalışacağım...
“Tanıdık candır burada”
Şarkıcı ve besteci Nil Karaibrahimgil, Bir Başkadır Benim Memleketim başlıklı yazısında, bir ortak değer olarak ‘tanıdık olma’yı ele almış:
“Sonra ‘tanıdık’sız iş yapmayız biz. Diyelim yeni birileriyle tanıştık. Acil olarak tanıdık ararız. Bulunca rahatlarız. ‘Hah, Ahmet abinin komşusu’ deriz, ‘Hah Melek’le aynı okuldanlarmış’ deriz. Derin bir nefes alır rahatlarız. İşleri de öyle görürüz.
Sabah oluyor, diyorlar ki, ‘Bizim Kazım abinin dükkânı var handa. Konuştuk, sana yüzde yirmi indirim yapacak’.
Bunu söylerken kocaman gülüyorlar. Arkadaşım bunu baya tuhaf buluyor, niye ona indirim yapıyorlar ki...
İşte bu sorunun cevabını biz biliriz: Çünkü tanıdık! Tanıdık candır burada. Seni istediğin mekâna sokar. İşlerini kolaylaştırır. İndirimler yapar. Ayarlamalar yapar. Yeter ki tanıdık olsun.”
Şimdi hepimiz biliriz ki, ‘tanıdık olma’nın burada ifade edilen rahatlatıcı etkisi, bu toplumda hâlâ tıkır tıkır işlemektedir. Problem şurada ki, sen ancak kendi kutbunun ‘tanıdığı’sındır! Bir kez ayrı kutuplara savrulmuşlarsa, artık iki kardeş bile biribirinin ‘tanıdığı’ değildir. Çünkü artık en büyük ortak değer ‘siyasi, ideolojik kardeşlik’ olmuştur.
Siyaseten ayrışma son derece doğal, sağlıklı bir hal, fakat bir şartla: Ayrışanlar kendilerinin bütünüyle ‘doğru’, kendi dışındakilerin de bütünüyle yanlış olduğuna iman etmeyecek! Türkiye’de olan bu ve kırılmadıkça kutuplaşma daha da keskinleşecek.
Çünkü böyle olduğunda, iktidara kim gelirse ‘yanlış’ı yok etmeyi, olmuyorsa sindirmeyi meşru bir hak olarak görüyor; laikler iktidardaysa muhafazakârları, muhafazakârlar iktidardaysa laikleri...
Bu nöbetleşe zorbalık tablosu, karşılıklı olarak kutuplarda derin bir korkuya ve güvensizliğe yol açıyor. Ortak Değerler Hareketi’nin çabaları için ‘iyi niyetli fakat işlevsel değil’ derken işte bu hakikati göz önünde bulunduruyorum. Bu korkuyu ve güvensizliği ortadan kaldırmadan ‘bizim ne güzel ortak değerlerimiz var, hadi orada birleşelim’ demenin anlamlı olduğunu düşünmüyorum.
Hak savunusunda öncelik
Bunun ne kadar zor olduğunu biliyorum, fakat işe başlanacaksa buradan başlamak gerektiği hususunda da hiçbir kuşku duymuyorum. Yıllar önce kaleme aldığım Öncelikle Kimi Eleştirmeli, Öncelikle Kimin Hakkını Savunmalı başlıklı yazımda kendimce buna katkı sağlayacağını düşündüğüm bir formül de önermiştim:
“Aşırı ölçülerde kutuplaşmış toplumların ‘hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır’ bireylerinden hiç değilse bir bölümü önceliği ‘eleştiri’de kendi dünyasına, ‘hak savunusu’nda ise başka dünyalara vermiyorsa, o toplum deli gömleği giymiş bir toplumdur.”
Zor gibi, imkânsız gibi değil mi? Öyle gerçekten. Fakat biribirinden ölesiye korkan, biribirine zerrece güvenmeyen kesimleri yavaş yavaş da olsa sağaltacak başka bir çare benim aklıma gelmiyor.
Öncünün pratiği böyleyken...
Ortak Değerler Hareketi’nin öncüsü yayın grubunun bu alandaki pratiğine bakarsak, durum daha iyi anlaşılır: Bu yayın grubunun amiral gemisi olan gazetenin (Hürriyet) önceki genel yayın yönetmeni (Sedat Ergin), yönettiği gazetede tesettürlü bir kadını çalıştırmayacağını söylemişti... O gittikten sonra nihayet gazetenin eklerinden birinde bir başörtülü kadının yazmasına izin verildi. Fakat o da görünür olmasın diye elden ne gelirse yapılıyor. Geçenlerde kaleme aldığı yazısında, üç yıldır grupta yazmasına rağmen hiçbir ödül törenine çağrılmadığından yakınıyor, “bu ne kadar sürdürülebilir” diye soruyordu.
Kutupları biribirine yaklaştırmayı hedefleyen bir hareketin öncüsü böyleyken, onun ‘ortak değerlerde buluşma’ çağrısına icabet etmek kolay mı? (Tabii tersinden çok daha fazla örnek vermek mümkün. İktidardan gelen ‘aynı gemideyiz’ çağrılarının müstehzi bir gülümsemeyle karşılanmasının nedeni de bu zaten.)
Özetle: Kanaatimce kutuplaşma azalmaya başlayacaksa, bu, ortak değerlerde buluşma çağrısıyla olmayacak, ortak olmayan değerlere (de) saygı çağrısıyla olacak.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025