A.Turan ALKAN
Olağanüstü baskı tedbirleriyle hürriyetleri kısıtlayan, sıradışı vergiler koyan, hukuku dejenere ederek keyfî davranan her yönetim, halkına yaptığı şeyi bir şekilde izah etmek zorundadır.
-Yapıyorum ama neden yapıyorum bir sor bakalım?
Eğer tâ baştan karşı çıkmak yerine, ‘Anlat bakalım’ derseniz büyük ihtimalle partiyi kaybetmişsiniz demektir; çünkü biliyor musunuz, çok yakın, her an hepimizi mahvedebilecek bir tehlike vardır ve düşman hain emellerine ulaşmak üzeredir. Bu saçma-sapan ve keyfî gibi görünen tedbirler, evet iyi bir şey değildir ama vallahi-billahi geçici bir zaman içindir ve elbette sıradan, mâsum insanların endişelenmesi için bir sebep yoktur. Nitekim bir anayasal hak askıya alınıyor diye ortalığı ayağa kaldıranların acaba gizli bir niyeti, saklı bir ajandası mı vardır? Demek ki yarası olan gocunmaktadır! Oysa ki baskı kanunları, müsadere yetkileri, sorgusuz sualsiz tutukluluklar ve uzun mahkumiyetler, meyve bahçelerine atılan zırai ilaçlar gibidir; zararlı böcek ve sinekleri öldürür ama operasyon aslında ağacın ve meyvenin lehinedir. Bir meyve durup dururken niçin ‘Böceğe sineğe razıyım, yeter ki bana zirai ilaç atmayın’ der ki? Acaba işbirlikçi midir, yoksa salak mı? İnsan ülkesini seviyorsa, böyle geçici ve olağanüstü höt-zötlerden rahatsız olmak yerine bilakis zevk almalı, hatta yardımcı olmalıdır.
Geçen asrın Faşist Avrupası’nda medeniyetin süne zararlısı Yahudiler, Çingeneler, Zenciler, Asyalılar ve akıl hastalarıydı. Avrupalıların mühimce bir kısmı modern bilime dürülerek sunulan bu martavala inandılar ve etraflarında işlenen cinayetleri önce anlayışla karşılayıp sonra da farketmez oldular. 21. Asrın Türkiyesi’nde milli düşman, paralel yapıdır ve koca bir devletin aşirete dönüştürülmesi esnasında ‘paraleller her yere sızmış’ palavrası, bir uyuşturucu görevi yapmaktadır. Yeri gelmişken belirtelim: Bir aşiretten cihangirâne bir devlet çıkarmak iddiası, doğru olsa bile nadir ve güç rastlanır bir durumdur; oysa ki bir devleti, hukukunu suistimal ederek tez zamanda bir aşirete çevirivermek çok kolaydır ve şekil A’da seyrettiğimiz vak’a budur.
Şöyle ki; bir teneke suda eritilen paralel yapı müstahzarı, medya pulverizatörleriyle sabahtan akşama durmaksızın topluma püskürtülerek ağzı kalabalık liberalleri, huysuz sosyalistleri, alıngan cumhuriyetçileri, asabi ve fena halde Atatürkçü hanımları, kalbi kırık Harbiyelileri, yorgun ve kırgın darbecileri yatıştırıp gevşetmekle kalmıyor, liyakatsiz bürokratlara, başarısız İslamcılara, bir dönemin çakma mücahitlerine, orta gelir tuzağından kurtulmak isteyen hırslı yüklenici takımına yaşama sebebi vererek ikna ediyor. Şöyle düşünüyorlar: “Vardır, olmasa büyüklerimiz bize söylerdi; öyleyse kahrolsun paralelciler!”
Yahudiler ve Çingeneler için kullanılan bütün mahkum edici ve aşağılayıcı sıfatları şimdi çekinmeksizin paralellere yapıştırmanın müeyyidesi yok ve üstelik sevabı olduğu bile söyleniyor. İşin en komik boyutu ise geçenlerde zuhur etti; geçimsiz MHP’liler bile birbirlerinin kuyusunu kazmak isterken kim daha paralelci imiş bakalım çamurunu teatiye başladılar.
Yeni yeni farketmeye başladıkları bir şey var ama; bir süre sonra bu arkadaşların hiç biri ‘paralel yapı dolmasını’ hatırlamayacak, çünkü kaybettikleri şeylere üzülmekten başka şeylerle ilgilenemeyecekler.
Türkiye büyük bir hapishaneye, daha doğrusu özel mülke dönüşünce paralel edebiyatının da lüzumu kalmadığı için dolaşımdan çekilecek; çünkü aziz vatanın bütün mekteplerine, tersanelerine, kışlalarına denizlerine, mahkemelerine, kıyılarına, kupon arazilerine, şirketlerine, meydanlarına ve medyalarına birer müsait kayyım bulunup çökülmüş olunacaktır.
Haberimiz olmadı, kimse söylemedi demeyin diye yazıyorum bunları. Siz hâhişkâr (Argo; yollu!) davranmasanız, çökücü takımı bu kadarını aklından bile geçiremezdi!
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016