Ayşe HÜR
29 Mayıs 1453 günü Fatih’in ordularının Konstantinopolis’i fethedişinin hikayesini “561 yıldır fethetmeye doyamadığımız İstanbul” başlıklı yazımda anlatmıştım. (okumak için tıklayın) Milliyetçi-mukadessatçı çevrelerce her yıl bu dönemlerde alevlendirilen “Ayasofya ibadete açılsın” kampanyası ile ilgili olarak da geçen yıl “80 yıllık ‘Misak-ı Dini davası: Ayasofya” (okumak izin tıklayın) başlıklı yazıyı yazmıştım. Bu sefer de, seçim yasaklarını delmek için 30 Mayıs’a kaydırılarak, AKP’nin seçim kampanyası malzemesi/zemini yapılan ‘Fetih Bayramı’nın tarihçesi hakkında yazacağım.
Fausto Zonaro’nun (1854-1929) ‘Fatih’in Konstantinopolis’e girişi’ tablosundan bir ayrıntı
OSMANLI FETHİ 500 YIL KUTLAMADI
Önce kötü haberi verelim. Meslekdaşım Mustafa Armağan’ın 562 yıl sonra, “Feth-i mübine 55 dakika kaldı”, “Konstantiniyye düşüyor, İslambol oluyor” diye heyecanlı twitler atarak beklediği bu olayı, ‘ecdad-ı fatihan’ 1453’ten 1900’lere kadar hiç kutlamış değildir. Bazıları “II. Abdülhamit döneminde sadece bir kere Fetih Bayramı yapıldı” diyorsa da II. Abdülhamit Dönemi uzmanı Selim Deringil’in bu tür konuları ele aldığı İktidarın Sembolleri ve İdeoloji (YKY Yayınları, 2002) adlı eserinde buna dair bir bilgiye rastlayamadım. (Kendisine maille yoluyla sordum: “Belgelerde rastlamadım ama gözümden kaçmış da olabilir elbet” dedi.) Normalde bu durum garip gelmezdi bana, çünkü Ramazan ve Kurban bayramı, Hıdrellez, Nevruz ve Kerbela Olayı’nın anmaları ile her yıl Mekke ve Medine’ye hediyelerin götürüldüğü ‘Surre Alayı’ dışında, Osmanlı döneminde çağlar boyunca ritüelleşmiş, dünyevi konulu anma töreni adeti yoktu.
Ama yine de garipsedim, çünkü II. Abdülhamit dönemi, o tarihe kadar söz konusu olmayan bazı kutlamaların, anmaların, törenlerin ‘icat edildiği’ bir dönemdi. ‘İcat’ diyorum çünkü Marksist tarihçi Eric Hobsbwam'a göre tarihsel olarak yeni bir kategori olan ulus-devletleri inşa edenler, toplumda özdeşlik duygusunun kurulmasına, ulusun özgüveninin oluşmasına veya tazelenmesine yardımcı olmak üzere bazı “gelenekler icat ederler.” Milli bayramlar, milli marş, bayrak, arma, ‘başkent, meydanlar ve daha nice sembol (örneğin Amerika’nın ünlü ‘Sam Amca’sı veya Türklerin ‘Mehmetçik’ kavramı) bu kapsama girer. Hobsbwam’a göre, bu gelenekler/normlar icat edilirken gökten zembille indirilmez, aksine belli bir tarihsel geçmişe referans yapılır ve geçmişle bir süreklilik kurulmaya çalışılır. Hobsbwam’ın ulus-devletlerin kuruluşuyla ilgili bu saptaması, dağılma sürecine girmiş Osmanlı İmparatorluğu’na yeni bir kimlik ve enerji vermek isteyen II. Abdülhamit’in bazı ‘icat’larını da açıklayıcı olabilir.
II. ABDÜLHAMİT’İN İCATLARI
Selim Deringil’e göre “II. Abdülhamid rejimi bir yandan Osmanlı toplumunun gündelik yaşamına sürekli daha fazla nüfuz etmeye çalışıyor (…) öte yandan da sultanın güvenlik saplantısı onun sarayın duvarları dışında çok ender olarak görülmesine yol açıyordu. Bu, onun ‘pasif bir Halife’ olduğuna dair yoğun eleştirilere uğramasına neden oldu. Bunun bir sonucu olarak, padişah efsanesi, onun gücünü ve her yerde hazır ve nazır olduğunu aralıksız biçimde hatırlatacak bir simgeler sistemi aracılığı ile halkı yönlendirdi.”
Abdülhamit döneminin simgelerini dört gruba ayırır Deringil. İlk grupta kamusal binalardaki armalar, resmi müzik, törenler ve kamusal işler gibi padişah/halifenin kişiliğinin kudsiyeti ile bağlantılı simgeler vardır. İkinci sırada nişanlar, özel olarak ihsan edilmiş Kur’an nüshaları, imparatorluk sancağı ve öteki törensel ziynetler gibi imparatorluğun cömertliğinin daha özgül ve kişisel tezahürleri gelir. Üçüncü grupta saraydaki İslam’ın önde gelenlerine ait olduğu ileri sürülen hat örnekleri gibi malzemeler gelir. Dördüncüsü farklı bir kategoridir. Osmanlı resmi dokümantasyonlarındaki dil sembolizmiyle ilgilidir. Belgelerdeki kilit ibareler ve sözcükler…
KÖKEN MİTİ VE SÖĞÜT ALAYI
Konumuzla ilgili olan birinci kategoriye dair bir kaç örnek vermek gerekirse, belgelerde Osmanlı İmparatorluğu’ndan “memâlik-i mahrûsâ-i şâhâne” olarak bahsedilmesi, devletin kuruluş yerinin Söğüt olduğu iddiası, II. Abdülhamit döneminde ‘imal edilmiş’ tarihin bir unsurdu. Abdülhamit bununla kalmamış, 1885'te Bursa’daki Osman Gazi ve Orhan Gazi türbelerini onartmış, Söğüt’te Ertuğrul Gazi’ye atfedilen türbeyi yeniden yaptırmış, yanına da babası Osman Gazi’nin mezarı taşımıştı. Civardaki bir köye annesi Hayme Ana için bir mozele yapılmıştı. Söğüt her yıl Abdülhamit’e göre özgün bir Türk aşireti olan Karakeçililerin üzerlerinde sırmalı cepkenleri, mor püsküllü serpuşları, başlarında miğferleri, ellerinde yatağanları, mercanlı hançerleri ve sancaklarıyla at üstünde Söğüt’te geçit resmi yaptıkları şölenlere ev sahipliği yapmaya başlamıştı. (Yakın tarihte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın icadı olan (hani gençlerin Duşakabinoğulları diye inceden alaya aldığı) kostümlü tören kıtası bu ‘Söğüt Alayı’nın taklididir aslında.) Törenlerin o yıllarda Abdülhamit’in tahta çıktığı gün olan 19 Ağustos’ta yapılması da manidar olmalı! (Son 50 yıldır nedense Eylül ayının ikinci haftası yapılıyor.) Böylece, o güne dek hatırlanmasına pek de ihtiyaç duyulmamış köken miti ile Abdülhamit’in tahta çıkışının hikmeti birleştirilerek hem padişahın muğlak imgesine hem de oldukça eprimiş olan Osmanlı kimliğine yeni bir enerji kazandırılmasına çalışılıyordu. Dolayısıyla II. Abdülhamit’in Fetih olayını es geçmesi şaşırtıcıydı benim için.
İstikla-Hobsbwam’ın tarif ettiği türden ‘milli bayram’ fikri ise, Osmanlı ülkesine İttihatçılar tarafından getirildi. Örneğin Meşrutiyet’in ikinci kez ilan edildiği Rumi 10 Temmuz 1324 (Miladi 23 Temmuz 1908) günü, İttihatçılar tarafından 'milli bayram' ilan edilmiş, resmi adıyla ’10 Temmuz İd-i Millisi’nin ilk kutlaması 1909 yılında yapılmıştı. (Savaş yıllarında unutulan Cumhuriyet döneminde ise 1924-1934 arasında sembolik düzeyde de olsa kutlanmaya devam edilen bu bayram ve 1913-1922 arasında kutlanan ‘İstiklal-i Osmani Günü’ hakkında ilerde ayrıca yazmayı düşünüyorum.)
(V. Mehmed Reşat)
İTTİHATÇILARIN HAMLESİ
Bunun yanına fetihle ilgili bir anma günü ekleme fikri emin değilim ama İttihatçılara değil dönemin padişahı V. Mehmed Reşad’a aitti. Babası Abdülmecit’ten dinlediği bir rivayetten esinlenen Mehmed Reşat 1911 yılında Fatih’in ‘gemileri karadan yürütmesi’ olayının anısına Dolmabahçe’den Nişantaşı’na çıkan caddeye ‘Kadırgalar Caddesi’ adını vermiş, caddedeki karakola, olayı anlatan bir kitabe yerleştirmiş (karakol yıkıldığı için bugün kitabe Topkapı Sarayı’ndadır), fetih gününde Fatih Türbesi’ni ziyaret etmeyi adet haline getirmişti.
İlk görkemli kutlama ise Rumi Takvim’e göre 29 Mayıs 1914 günü (Miladi Takvim’e göre 11 Haziran) yapılmıştı. Bu tür olaylarda eğer tarih boyunca her yıl düzenli anma yapılmadıysa, 10’lu, 25’li, 50’li, 100’lü yıllarda anma yapmak adetken, 461. yılına rastlayan bir yılda birden bire fethin böyle coşkulu biçimde hatırlanmasının elbette bir nedeni vardı. Birinci Dünya Savaşı yaklaşıyordu ve İttihatçıların savaşla ilgili planları vardı. “Bu planlar neydi?” derseniz, İttihatçı hareketten gelen yazar Şevket Süreyya (Aydemir)’in Suyu Arayan Adam adlı kitabından yaptığım şu alıntı cevap olabilir: “Biz gençler, şimdi de muallim mektebinin dershanelerinin duvarlarına asılı olan haritaların başına toplanıyorduk. Bu haritaların üstünde yeni Türk vatanının sınırlarını çizmeye çalışıyorduk. Osmanlı Afrikası, Yemenler, Hintler, Bosna-Hersekler artık gözümüze görünmüyordu. Bir elimizi Balkan geçitlerinin, Tuna-Meriç havzalarının üzerine koyardık. Sonra diğer elimizi Kırım’ı, Kafkasya’yı, Başkırdistan’ı, Türkistan’ı sıralayarak Altaylara, Çin Türkistanı’na, Çangari’ye, Altın dağa uzatırdık: Buraları hep bizim! Derdik. Buralarını hep biz kurtaracaktık. Rumeli’de sınırlarımız, gerçi bizim mektebin kapısından iki kilometre ileride, Edirne’nin şehir istasyonunda bitiyordu. Ama bu bizim gözümüze görünmüyordu. Bizim gözümüz dünyanın öbür ucunda, Kafkasya’larda, Türkistan’larda, Çin sınırlarındaydı. Oralara gidecektik. Köylere, avullara, obalara koşacaktık. Elde asa ayakta çarık, sırtta kitap çantalarını Anadolu’ya, Azerbaycan’a, Türkistan’a taşıyacaktık (…) Yakın mazi artık kasvetli bir rüyaydı. Hakikat, yalnız istikbaldeydi. Avrupa’da Birinci Dünya Harbi işte bu hava içinde patladı.”
Bayrama dönersek, İttihatçılar ‘duygudaşlık’ yaratmakta başarılı olmuşlardı çünkü dönemin gazetelerine göre şiddetli yağmura rağmen Ayasofya’dan Fatih Camii’ne yapılan yürüyüşe 100 bin civarında kişi katılmıştı. Cemal Paşa, Hüseyin Ragıp Bey, Ömer Naci, Hamdullah Suphi, Celalettin Arif, Şefik, Enis Avni (ilerde Aka Gündüz adıyla tanınacak) gibi İttihatçılar Türklük, Turancılık temalı konuşmalar yapmışlar, Abdülhak Hamit Fatih Sultan Mehmet’i öven şiirler okumuştu. Ancak fetih günü ile ilgili ‘gelenek’ yaratma çabası, Birinci Dünya Savaşı ve onu izleyen olaylar tarafından sekteye uğradı.
İNÖNÜ VE 500. YILDÖNÜMÜ
Osmanlı İmparatorluğu’nun küllerinden doğan Türkiye’de ise, 1920’li ve 1930’lu yıllarda ders kitaplarında ‘fetih’ terimi yerine ‘zapt’ terimi ile tarif edilen olay “Ortaçağı kapatarak Yeniçağın açılmasına vesile olan cihanşümul bir hadise” olarak görülmekle birlikte konu birkaç satırla geçiştiriliyordu. Ancak 1939’da Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün şaşırtıcı biçimde “Fethin 500. yılı olan 1953’e kadar” şehrin imarı için ilgililere emirler verdi ve İstanbul Valiliği’ne bağlı bir ‘Güzideler Komisyonu’ kuruldu. Şaşırtıcı idi, çünkü ne tabandan böyle bir baskı vardı ne de parti kadroları fetih ideolojine yakındı. Necdet Sakaoğlu’na göre plan 140 bin liralık bir ödenek ihtiyacı olduğunu belirten bir raporla hükümete sunulmuştu. Bu kararlar, fetih olayına gösterilen geleneksel ilgisizliğin sona erdiği izlenimini veriyordu ama bu sefer de İkinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesi yüzünden İnönü’nün istedikleri gerçekleştirilemedi. Yine de, 1942 yılında Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu’nun girişimi ile Eski Eserleri Koruma Cemiyeti harekete geçirildi ve belediyenin olanakları elverdiğince onarım ve düzenleme faaliyetleri yapıldı. Ancak Meclis’ten ‘500. Yıldönümü Kanunu’ çıkarılamadığı için önemli çalışmaların gerçekleştirilemeyeceği anlaşıldı.
1943’te İstanbul Vali-Belediye Başkanı Lütfi Kırdar, İstanbul radyosuna verdiği bir mülakatta 1953 yılına kadar ‘Milletlerarası İstanbul Sergi Salonu’nun açılması, surların dışında Fatih’in ordugahının ve top mevzilerinin canlandırılması, bir Fatih heykeli yapılması, Sarayburnu-Yedikule, Sarayburnu Unkapanı Köprüsü sahillerinin imarı, bazı bulvarların açılması, Topkapı-Edirnekapı arasındaki stadyum, spor salonu, hipodrom ve olimpiyat köyü gibi eserleri ortaya çıkarmayı öngören 120 milyon liralık bir projeden söz etmişti. Ama hükümet böyle muazzam bir projenin “Hıristiyan aleminin Türkiye aleyhine dönmesine neden olacağı” gerekçesiyle tekrar yan çizdi. 29 Mayıs 1943 günlü Ulus gazetesinde yayımlanan “İstanbul 490 yıl önce bugün feth olunmuştu” şeklinde küçük bir haberle geçiştirildi fetih günü.
Yine de hükümet işin peşini bırakmadı. İkinci Dünya Savaşı’nın yıkıcı etkisine rağmen, 1944 yılında Maarif Vekili Hasan Ali Yücel başkanlığında İstanbul’un Fethinin 500’üncü Yıldönümü Hazırlık Heyeti oluşturuldu. Yücel 16 Şubat 1945 tarihinde Eski Eserler ve Müzeler Birinci Danışma Komisyonu’nun ilk toplantısında yapmış olduğu konuşmasında, fetih yıldönümü kapsamında yer alan Topkapı Sarayı, Ayasofya Camii, Sultanahmet Medresesi ve 60’a yakın türbenin de içinde bulunduğu tarihi mekanlara 1,5 milyon liralık harcamanın yapıldığını açıkladı. Mart 1950’de CHP hükümeti tarafından İstanbul’un Beşyüzüncü Yılı ve Müteakip Fetih Yıllarını Kutlama Derneği’ kuruldu. (İlginçtir kimse 1453’te fethedilen şehrin İstanbul değil Konstantinopolis olduğunu fark etmemişti.) Kısacası CHP en azından kağıt üzerinde işin peşini bırakmamıştı.
Ancak, CHP iktidarının sonu yakındı. 14 Mayıs 1950 seçimlerinde Demokrat Parti ezici çoğunlukla iktidara geldiğinde ‘Fetih cephesi’ çok sevinmişti. Öyle ya, artık CHP’nin yalpalamaları ile çalışmalar sekteye uğramayacak, 500. Yıla layık bir tören düzenlenecekti. Önce CHP’nin kurduğu cemiyetin adı değiştirildi. 1952’de adı İstanbul Fetih Derneği, daha sonra İstanbul Fetih Cemiyeti oldu. Ancak, DP’nin gelişi de bütçeyi genişletmedi. Hem zamanın çok daralması hem de parasal kısıtlar yüzünden dernek daha mütevazı bir projeye yöneldi. Öncelikle kutlamaların uluslararası olmasından vazgeçildi. Sadece, fetihle ilgili önemli olayların geçtiği yerlere plaketler konacak, 29 Mayıs’tan itibaren 10 gün süreyle Anadolu ve Rumeli hisarları ışıklandırılacak, fetihle ilgili kitaplar çıkarılacak, halk oyunları, konserler, fener alayları düzenlenecek, Fatih rozeti, altını ve kartpostalları bastırılacaktı. En hacimli proje dernek bünyesinde bir ‘İstanbul Enstitüsü’ kurmaktı. Cemiyet, yaptırılacak Fatih heykelinin nereye konulacağı konusunda bir anket düzenlemiş, 5 bin kişinin cevapladığı anketin sonucuna göre katılımcıların çoğunluğu heykelin Sarayburnu’na konmasını önermişti. Ancak cemiyet başkanı Aziz Ogan heykelin Rumelihisarı’na konmasını savunmuş, bu tartışmalar yüzünden heykelin yapımından vazgeçilmişti.
Kamuoyunda 500. Yıl kutlamaların yapılmayacağı ya da yapılamayacağı endişesi iyice yayılmıştı ama Atlas Film Kolektif Şirketi, (değerli akademisyen arkadaşım Maya Arakon’un babası) Aydın Arakon’un yönetmenliğinde İstanbul’un Fethi adlı siyah-beyaz görkemli bir film çektirmiş, bu filmin başarısı başkalarını da heyecanlandırmış, bunlardan Orta şark Dostu Amerikalılar Cemiyeti, Atatürk devrimlerini ve Türkiye’nin kalkınmasını konu alacak bir film çekmek ve bu filmi ABD’deki televizyon kanallarında yayınlamak istemişti. Ancak önce Başbakanlık Basın-Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü, filmin Türkiye’nin güzelliklerinin daha çok ortaya çıkarılması için yazın çekilmesini ve senaryoda bazı değişiklikler yapılmasını istedi, sonra 1952 yılı bütçesinde film için ödenek olmadığı anlaşıldı ve film projesi rafa kaldırıldı. Aynı yıl, Fetih Derneği’nin kongresine 400 üyeden sadece 35’i katılınca ümitler yeniden kırıldı. Cemiyet adına açıklama yapan İsmail Hami Danişmend’e göre bunun sorumlusu hükümetti. (Tekrar hatırlatayım, iktidarda ‘muhafazakar’ değerlerin temsilcisi Demokrat Parti vardı) Hükümet başlangıçta 17 milyon lira olarak kararlaştırılan bütçeyi önce 623 bin liraya indirmiş, ardından da sadece 100 bin lira tahsis etmişti. Bu durumda da cemiyetin planlanan çalışmaları yapması imkansız hale gelmişti!
BAYAR VE MENDERES TÖRENLERDE YOK!
Ve korkulan oldu. 500. Yıl Fetih Bayramı 29 Mayıs 1953 günü sonra derece sönük başladı çünkü Cumhurbaşkanı Celal Bayar, nedense Kore Savaşı’na giden Türk birliğini uğurlamak için İzmir’de NATO Karargahı’na gitmişti, Başbakan Adnan Menderes ise İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in taç giyme törenine katılmak üzere Londra’ya gitmek üzere hazırlık yapıyordu! Kore birliğinin gidiş günü rahatça değiştirilebileceği gibi taç giyme töreni 2 Haziran’da idi, dolayısıyla Bayar da Menderes de en azından ilk gün törenlerine katılabilecekken katılmamışlardı! ‘Devletin başlarının’ ortadan kaybolmasının gerçek nedeni, törenlerin Türk-Yunan dostluğunu etkilemesi ve Avrupa’nın Türkiye’ye bakışını değiştirmesi endişesi idi. Buna karşılık Milli Eğitim Bakanı Rıfkı Salim Burçak ve elliye yakın milletvekili, rektörler, askeri erkân, Ankara ve İstanbul Vali-Belediye Başkanı ile şehrin Rum, Ermeni, Yahudi cemaatleri, açış konuşmalarının ardından 21 pare top atışıyla surlar temsili olarak yıkılmasını izlemek zorunda bırakılmıştı.
Uçak filoları gösteri uçuşları yaparken, askeri birlik ve okulların bando törenleri ile coşan halk, önce fetih şehidi Ulubatlı Hasan’ın surlara Osmanlı sancağını dikişini, sonra da Topkapı’dan alayların şehre girişini canlandıran öğrencileri izlediler.
Ancak bundan sonrası büyük bir kargaşa oldu. Organizasyon komitesi olmadığı için bir insan seli Topkapı’ya doğru sürüklenmeye başlamışlardı. Neyse ki bir süre sonra yetkililer duruma müdahale edecek, davetliler kamyonlarla törenin Fatih Camii’nin avlusuna götürüldüler. Camide ezanlar okundu, tekbirler getirildi, top atışları yapıldı. Vali-Belediye Başkanı, ordu müfettişi ve Fetih Derneği Başkanı, Fatih’in türbesine çelenk koydular. Edirne’den ve Kars’tan getirilen topraklar makbere konuldu. Atlas yastık üzerinde Fatih’in kılıcını taşıyan Yeniçerilerle Haliç’e indirilen kadırgaları temsil edenlerin geçit törenini çocukların mehter takımı gösterileri izledi. Akşama doğru İstanbul Üniversitesi’ndeki konferansa Rum Ortodoks Patriği Athenegoras da katıldı. Çinili Köşk’te Fatih Müzesi açılırken, Fatih Camii’ne ‘Nur ol Fatih’ mahyası asılmış, Fatih konulu tiyatro eserleri sahnelenmiş, Olgunlaştırma Enstitüsü’nde Fatih dönemi giysileri sergilenmiş, daha ilginci İstanbul Üniversitesi’nde ‘Fetih Balosu’ düzenlenmişti. Gece, ışıklara bürünmüş şehir hatları vapurları ve Sarayburnu ile Salacak’ta yapılan havai fişek gösterileri ile şenlenmişti.
30 Mayıs günü Gülhane Parkı’nda bir başka ‘icat edilmiş gelenek’ olarak 4. Bahar ve Çiçek Bayramı kutlandı, ayrıca bir hayvan sergisi açıldı. Geceleri Sulukule ekibi, Şehir Orkestrası ve incesaz takımı halka konserler verdi. 31 Mayıs günü Vefa-Beyoğluspor, Fenerbahçe-Beşiktaş maçları yapıldı. Ayrıca çeşitli yerlerde konferanslar verildi, sergiler açıldı. Ve başlangıçta 7 Haziran’a kadar sürmesi hedeflenen program üç günde bitti!
(500. yıl hatırası altın paralar, Kaynak: http://lcivelekoglu.blogspot.com.tr)
“ELE GÜNE REZIL OLDUK!”
Haziran ayının ilk günlerinde belli başlı gazetelerde “törenler yüz karasıydı”, “hem halk azap çekti hem ele güne rezil olduk”, “kadırga yerine sandal sürüdük, takma bıyıklı yeniçeri ve levent mukallitleri dolaştırdık ve nihayet bunun ismini de 500. yıl dönümü koyduk”, "500 yıllık bir tarih, çayır güreşi yaptırır gibi kutlanamaz”, "Bayramımıza ne devlet reisi katıldı ne de başbakan kapımızı çaldı”, “Yunanlıları gücendirmemek için, hükümet olarak kutlamadınız. Bu, siyasi hayatınızda yapabileceğiniz en büyük gaf olmuştur”, "Programsız ve intizamsız kutlama töreni bir yüz karası idi”, “Biz bu acıyı 500 yılda bile unutamayacağız” minvalinde yazılar çıktı.
ULUSLARARASI TEPKİLER
Fetih Bayramı, Suriye Devlet Başkanı Edip Şişikli’nen verdiği beyanat, Şam ve Halep camilerinde mevlitler ve Mısır’da El Ahram gazetesinde bir başyazı ile kutlanırken, Avrupa basını “Türk istilası’nın kutlanması” olarak nitelemişti. Yunanistan’da ise Atina, Patras, Pire, Selanik, Yanya gibi büyük kentlerde yas törenleri yapılmıştı. Atina Katedrali'nde, Atina Başmetropoliti Spirido'nun başkanlığında, "Şehirlerin Kraliçesi'nin son savunucusu, Helenlerin sadık kral ve imparatorları Konstantin’in" hatırasına ithaf edilen bir ayin düzenlenmişti. Bu dini törene, siyasi parti temsilcileri, işçi sendikaları ve meslek odaları temsilcileri, Saray ve hükümet erkanı ile binlerce Yunanlı katılmıştı. Ayin sırasında Atina’da bazı işyerleri kepenklerini kapatmış, kiliseler çan larını çalmıştı. Kathimerini gazetesi ise, İstanbul’daki törenlere Başbakan Menderes ve Cumhurbaşkanı Bayar’ın katılmamasını “büyük bir basiret örneği” olarak kutlamıştı! Bunun ödülü olarak da Yunanistan Başbakanı Papagos, 16 Haziran 1953 günü Türkiye’yi ziyaret etmişti!
Yunanlıların ve Avrupalının henüz bilmediği iki yıl sonra 6/7 Eylül’de Fatih’in eksik bıraktığı yağma işini İstanbul halkının tamamlayacağı idi. O günden beri kah coşkulu, kah sönük de olsa, İstanbul’un simgesel olarak fethedilmesine devam edildi. Öyle ki 27 Mayıs 1960 darbesini düzenleyenler bile o kargaşa içinde, bir basın açıklamasıyla da olsa Fetih olayını kutlama ihtiyacı hissetmişlerdi. Fetih Bayramı’nın bu kadar tantanalı hal alması 1980’li yıllarda milliyetçi-mukadessatçı çevrelerin işi. AKP 2004 yılında Haliç’e gülsuyu dökerek başladığı fetih güzellemesini 2015 yılında fetihi seçim mitingine dönüştürerek bitirdi. Bu çevreler ya şehrin ‘bizim’ olduğuna inanmıyorlar, ya da ideolojik tahkimat için bu ‘nevzuhur’ bayramı sonuna kadar istismar ediyorlar. Muhtemelen ikisi de…
Özet Kaynakça: Abdülaziz Bey, Osmanlı Âdet, Merasim ve Tabirleri, Yayına Hazırlayan: Kazım Arısan, Duygu Arısan Günay, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 1995; Selim Deringil, iktidarın Sembolleri ve İdeoloji, Yapı ve Kredi Yayınları, İstanbul 2007; Popüler Tarih, Mayıs 2003, 550. Yıl Özel Sayısı; İsmail Kandil, “Türk Basınında Osmanlı Bağımsızlık Günü Kutlamaları”, İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkilap Tarihi Enstitüsü’nde 2010 yılında kabul edilmiş yüksek lisans tezi; Necdet Sakaoğlu, “Fetih Bayramı’ maddesi, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, Kültür Bakanlığı-Tarih Vakfı Ortak Yayını, 1994, C.3, s. 305-307; Milliyet Gazetesi İnternet Arşivi; Sibel Özbudun, Ayinden Törene Siyasal İktidarların Kurulma ve Kurumsallaşma Sürecinde Törenlerin İşlevleri, Anahtar Kitaplar Yayınevi, 1977. (Yazıyı yazarken bu kitaba ulaşamadım maalesef. Ama ulaşacaklar olabilir diye adını veriyorum.)
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- NARİN GÜRAN CİNAYETİ VE KOLEKTİF TRAVMA
9.09.2024 - GÜNÜN OLAYI (12. SURP HAÇ KİLİSESİ AYİNİ) VESİLESİYLE HAFIZA TAZELEME
9.09.2024 - Seyit Rıza ve altı arkadaşının idamının 85. yılında: İnönü mü, Bayar mı, Atatürk mü sorumlu?
17.11.2022 - 160 yıllık mesele: Harf İnkılabı
6.11.2022 - Çağımızın Bir (Başka) Kahramanı: Topal Osman
7.06.2019 - 'Fahreddin Paşa' polemiği ve Erdoğan'ın 'dikkat dağıtma' stratejisi
26.12.2017 - Sene 1871: 72 günlük 'muzaffer ve mağlup' Paris Komünü
21.03.2016 - Harem: Efsaneler, gerçekler
13.03.2016 - Tarihten Kara Fatma portreleri
6.02.2016 - 1938 Donanma Davası
28.02.2016
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
mehemmed zaza
bingöl de bir cocuga tecavüz eden rütbeli sekiz askrden yedisini serbest birakan akp ve akp nin yargisindan baska ne beklenir ki?
Ad Soyad Giriniz...
Lisede okuyan gençlerin evliliğine izin verilmesi "küçük yaşta evliliği özendirir" düşüncesini öne çıkartır. Sakınca bu olsa gerek.