Burhanettin DURAN
Putin, Kudüs krizini ve Suriye'yi konuşmak üzere dün Ankara'daydı. Uçak krizinden sonra onuncusu gerçekleşen Erdoğan-Putin görüşmesi sadece ikili ilişkilerin olumlu gidişatının göstergesi olarak görülemez. Bölgemizde değişen güç dengelerine de işaret ediyor. Trump, selef i Obama gibi, Rusya'nın diplomatik-siyasi manevra alanını genişletecek bir yolda gidiyor. Kudüs'ü başkent olarak tanıma kararı Putin'in İslam dünyasında üzerindeki nüfuzunu artıracak bir fırsat oluşturuyor.
Nitekim Putin'in ziyareti İslam İşbirliği Teşkilatı'nın olağanüstü zirvesinin iki gün öncesine denk geliyor. Dönem başkanı Erdoğan, Putin ile Kudüs krizini müzakere etmiş olarak yarın Müslüman liderlere hitap edecek. Trump'ın Arap halklarının nefretini kazanan kararı Putin'in İsrail'le ilişkilerini koruyarak Filistin meselesinde etkili olmasının önünü açtı. Kendini tarafsız arabulucu konuma rahatlıkla oturtabilir. Hatta, İsrail de Moskova'nın böylesi bir konumda olmas-ı nı arzu edecektir.
ABD başkanları, isteyerek ya da istemeyerek, Ortadoğu politikalarında sürekli sınırlandırmak istedikleri güçlere alan açıyorlar. 2003 Irak işgali sonrası İran'ın etki alanı genişletildi. Yine Rusya, 2015'ten sonra Ortadoğu'da az maliyetle önemli kazanımlar sağladı. Halbuki Obama Rusya'nın Suriye'de bataklığa saplanacağını sanıyordu. Aksine Moskova, Suriye'de Tahran ve Ankara'yı barış için bir araya getiren en önemli aktöre dönüştü. Nitekim Putin, Ankara'ya gelirken DEAŞ ile mücadelenin başarısına güvenerek Rus askerlerini sahadan çekme kararı alabildi.
ABD'nin Rusya, Çin ve İran gibi aktörlere alan açması, Stephen M. Walt'a göre, hiç de yeni bir şey değil. Bu zaaf, ABD dış politika elitinin "uluslararası ilişkilere giriş dersinde verilen temel bir kavramı, güçler dengesini, ihmal etmesiyle" alakalı. Walt, bu ihmalin arkasında ABD'lilerin bir devletin dış politikasının "liderlerin kişilikleri, siyasi-ekonomik sistem ve ideoloji" gibi iç siyasi özellikler tarafından belirlendiğ-i ni düşünmelerini görüyor. Halbuki, "karşılaşılan tehditler" gibi dış şartlar dış politika yapımında "daha belirleyicidir."
ABD'nin küresel rolünün dönüştürülmeye çalışıldığı bir dönemde ABD elitinin değerlendirme hataları daha kritik sonuçlar üretiyor. Trump yönetiminin tek taraflılık politikası ve dağınıklığı sebebiyle Siyonist ve evangelist lobilere gün doğuyor. ABD medyası Rusya ve Çin'in ABD siyasetine ve seçimlerine etki gücünden şikâyet ededursun... Kudüs'ü İsrail'in başkenti kabul etme hamlesini Trump'a yaptıran stratejik aklın Netanyahu'ya çıkıyor olması ilginç bir hikâyedir. Bu akıl S. Arabistan ve Mısır'ı da ikna ederek İsrail-Filistin barış sürec-i ni dayatabileceğini düşünüyor. Hem de sürecin en son konusu Kudüs'te İsrail'e sembolik bir avantaj sağlayarak bunu yapacağını sanıyor. Trump'ın kararı Netanyahu'yu Kudüs'ü İsrail'in "birleşik başkenti" yapma hedefine yaradı. Netanyahu, Filistinlilerin bu kararı kabul etmekten başka çaresi olmadığını açıklarken sevinç içindeydi.
Barış süreci artık Netanyahu'nun aşırı milliyetçi emellerinin ipoteğindedir. Netanyahu'nun "aklının" İsrail'in geleceği için ne kadar tehlikeli olduğunu anlamak için eski başbakan Ehud Barak'a kulak vermekte fayda var. New York Times'taki 1 Aralık 2017 tarihli yazısında Barak, Netanyahu hükümetinin irrasyonel ve mesiyanik politikaları ile Batı Şeria'yı İsrail'e katmaya çalıştığını, bunun da "tek devlet" anlamına geldiğini vurguladı. Barak, tek devlet seçeneğinin kaçınılmaz olarak fasılasız bir şiddet üreteceğini, bunun da İsrail'i ya Yahudi ya da demokratik olmaktan çıkaracağını belirtti.
Trump'ın Kudüs kararından sonra mesele daha kötü bir noktaya geldi. Doğu Kudüs olmadan iki devletli çözüm olamaz. Bu da "Büyük İsrail", yani tek devlet demek. Filistinlilerin çoğunluk olacağı "tek devlet", Barak'ın söylediği gibi, bütün Siyonist projeyi varoluşsal bir tehdit altına sokacak. Rusya ve İran gibi aktörleri bölgede daha etkin hale getirecek.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2022
19.05.2021
15.05.2021
30.04.2021
24.04.2021
17.04.2021
6.01.2020
3.01.2020
13.10.2020