Cemil KOÇAK
Bir sıralama yapmak gerekirse, 12 Mart 1971 muhtırası, Türkiye’de askerî darbeler arasında en az iz bırakanı oldu. 27 Mayıs’tan daha uzun süre iktidarda kalmasına rağmen askerî cuntanın kalıcı olamadığı görüldü.
12 Mart muhtırası, radyonun öğle ajansında okunduğunda lise birinci sınıf öğrencisiydim. Siyasete merakım daha da erken başlamıştı. Orta son sınıfta iken, Şevket Süreyya Aydemir’in üç ciltlik “Tek Adam” eserini okumuştum bile. Doğan Avcıoğlu’nun bende olan iki ciltlik ünlü “Türkiye’nin Düzeni” kitabını zorlanarak okumaya hazırlanıyordum o sırada. Ünlü haftalık “Devrim” gazetesini eniştemin evinde görürdüm. Duvardaki takvimde gazetenin çıkacağı ve dolayısıyla da satın alınacağı günler yuvarlak daire içine alınmıştı. Yine Avcıoğlu’nun “Devrim Üzerine” kitabı da masamın üzerindeydi. Belki de onu eniştem salık vermişti. Bir yandan da, çok yakın bir arkadaşımın yine benimkisi gibi doktor babasının kütüphanesinden ödünç aldığım John Reed’in “Dünyayı Sarsan On Gün”ünü okuyordum. 1917 Sovyet devriminin içinden yazılmış bu kitap, o günlerin heyecanlı atmosferine de uygundu.
‘Yine asker gelecek’
12 Mart cuma günüydü; ama ben öğle ajansını evde dinlediğimi çok iyi anımsıyorum. Demek o gün tesadüfen hastalanmış ve okula gidememiştim. Aksi halde evde olmam mümkün olamazdı. Öğle ajansında muhtıra okunduğunda, galiba yemek yemek üzereydik. Annem oturma odasında ütü yapıyordu. Ajansın açık olması da tesadüf olabilirdi; çünkü annemin ajans dinleme gibi bir huyu pek yoktu. Ben de ajansa kulak misafiri olmuştum. İlk anda henüz ne olduğunu anlayamadım. Muhtıranın tam olarak ne anlama geldiğini anladığımı sanmıyorum. Hatta belki de annem birden ütüyü bırakmasa, anlamayacaktım da.
Annem ütüyü bıraktı ve doğru doktor olan babamı hiç adeti olmadığı şekilde muayenehanesinden aradı. Telâşlı bir şekilde bir iki cümleyle durumu özetledi ve radyoyu açmasını istedi. Sonra yine sıkıntılı ve telâşlı bir şekilde gelişmelerin fenalığını belirtmek üzere, ‘yine asker gelecek’ dedi. Annem gibi politikayla hemen hemen hiç ilgilenmeyen birisinin bu yorumu bende daha da şaşkınlık yarattı. Demek o sırada askerin gelmesini ne yadırgıyordum, ne de bunun fena bir şey olacağına kâniydim! Annem, CHP’li olmasına rağmen, muhtemelen 27 Mayıs’ın tecrübesiyle, böyle demişti.
1971 Türkiyesi
Daha önceki öğrenci olaylarını pek az hatırlıyorum; fakat 1970 sonrasındakileri yakından izliyordum. Eve üç günlük gazete (Cumhuriyet, Yeni Gazete ve Yeni Asır) ve muhakkak bir siyasi dergi alınırdı. Ajans akşamları muhakkak sonuna kadar dikkatle dinlenirdi. Babam çünkü politikaya çok meraklıydı ve çok yakından izlerdi. Kısa süre önce televizyon yayınlarına da başlanmıştı. Bu sırada Süleyman Demirel hükûmetinin devrilmesi ve yerine ilerici-devrimci bir idarenin geçmesi için pek az vakit kaldığını düşünmeye başlamıştım. Öğrenci eylemlerinin kısa sürede Türkiye devrimi ile son bulacağını düşündüğümü enişteme ilettiğimde, ki o da sosyalistti, özellikle silâhlı eylemlere pek sıcak bakmadığını ve bunlar için ‘çok erken başladı’ dediğini hatırlıyorum. Yine de hepimizin gizli ya da açık beklentisi, sanırım 27 Mayıs tipi bir askerî darbenin Türkiye’de devrimin yolunu açacağıydı. Henüz birkaç aydır politikaya merak sarmış bir genç olarak benim bile beklemeye tahammülüm kalmamıştı! Sinirler gerilmişti. Ne olacaksa artık olmalıydı.
O sırada lise birinci sınıftan ve orta okuldan yine benim gibi politikaya hayli meraklı bir arkadaşımla aramızda geçen “cici demokrasi” lâkırdısını hiç unutamadım. Bizdeki demokrasi, olsa olsa sandık ve oy üstünlüğüne dayanan ve ne hikmetse hep sağcıların kazandığı boş bir uğraştan ibaretti. Kesin inancımız, bu ülkede devrimcilerin asla sandıktan çıkmasına imkân olmadığına ilişkindi. Olsa olsa devrimci bir mücadeleyle bu engel aşılabilirdi. Bu bakımdan öğrenci eylemlerine hayli sıcak ve sempatik bakıyorduk. Her eylem, bizi muhakkak devrime bir adım daha yaklaştırıyordu.
Ve asker geldi…
12 Mart muhtırasıyla hükûmet devrilmişti. Yeni hükûmet bir “beyin kabinesi” olacaktı. Ülkede lüzumlu olan bütün reformlar ardı ardına gerçekleştirilecekti. “Teknisyenler hükûmeti”nin bakanları arasında beni etkileyen en çok galiba Atilla Karaosmanoğlu olmuştu. Kısa süre sonra da ancak yirmi yıl sonra 1970 yılındaki İtalya’nın seviyesine ulaşabileceğimizi söylediğini asla unutamam… Bu, beni büyük bir hayal kırıklığına uğratmıştı doğrusu… Yirmi yıl mı? Bu kadar uzun zaman kim bekleyebilirdi ki? En azından ben değil… “Beyin takımı” bile fos çıkmıştı benim gözümde… Zaten hükûmet kısa sürede hayli yıprandı ve çekildi. 12 Mart’ın “beyin takımı”nın büyüsü bitmişti. Zaten bu sırada iktidarın devrimci eylemcilere yönelik tutumu, muhtıranın gerçek amacını yeterince açığa vurmuştu. 12 Mart, öncelikle ordudan devrim bekleyenler açısından yıkıcı bir tsunami olmuştu. Etkisinin geçmesi galiba sadece yirmi yıl sürdü!
CHP içinde Ecevit’in muhtıraya karşı çıkması ve bunun kendisine karşı yapılmış bir hareket olduğunu ilân etmesi de dikkat çekmişti. Bundan sonra CHP’de Ecevit hareketini destekleyen haftalık “Toplum” dergisini harçlığımdan almaya başlamıştım. Bu benim ilk aldığım siyasî haber dergisiydi. Ondan önce yine haftalık “Ortam” dergisini eniştemde görmüştüm. 12 Mart, orduyla devrim yapılabileceğine ilişkin Millî Demokratik Devrim tezini gözümde yanlışlamıştı. Yine de bu tezin bütününden kopmam bir süre daha aldı.
12 Mart’a İzmir’den bakış
12 Mart’ı İzmir’in politik bakımdan nispeten konforlu ortamında yaşadım. Lise yıllarımı 12 Mart’ın gölgesi kaplamıştı. Radyoda, televizyonda her akşam okunan sıkıyönetim bildirilerini adeta ezberlemiştim. Arananlar listesi her akşam biraz daha uzuyordu.
12 Mart, sıkıyönetimiyle yayın dünyasını da karartmıştı. Okunacak dergi pek kalmamış gibiydi. ‘Çok miktarda yasaklanmış yayın’ her akşam haber bülteninin değişmez dekoru olmuştu. Kitaplardan uzak durmak, elde kalanları da elden çıkarmak, akla yakın bir çözümdü. Bense zaten henüz pek cılız olan kitaplığımı doldurmak istiyordum. İzmir, zaten oldum olası kitapçı açısından tatminkâr sayılamazdı. Yine de Konak Kemeraltı çarşısında Şan sineması pasajında Aydın ağbinin kitapevi ile Sema sinemasının hemen girişinde büyükçe bir dükkânda Gündüz kitabevi, hayli göz doldurucuydu. O sırada kitaplarımın neredeyse tamamını onlardan almıştım. Aydın ağbiden uzun yıllar boyunca; kitapevini kapatmasına az zaman kalıncaya kadar kitap almaya devam edecektim. İlk zamanlarda yaşım biraz küçüktü; ama sonra epey ahbaplık da ettik. İzmir’den ayrı düştüğüm uzun yıllar boyunca da yılda birkaç kez uğrar görüşürdük. Benim favori kitapçımdı.
Fakat kitap yasaklamaları ve toplatmaları yüzünden benim asıl aradığım kitaplar eksik kalmıştı. Nihayet bir gün hiç beklemediğim bir sırada, bugün Konak Pier olarak adlandırılan fiyakalı yerin tam karşısında, Fevzi Paşa Bulvarı’na açılan köşede ana cadde üzerinde bir kitapçı daha keşfettim. Gümrükle karşı karşıyaydı. Fakat bu kitapçı diğerlerinden çok farklıydı. Vitrininden içeri bakılınca bile içinde raflara sığmamış üst üste atılmış kitaplar görülüyordu. Onu önce bir pazar günü sinemadan çıkmış önünden geçerken fark ettiğimi çok iyi hatırlıyorum. Vitrininden içeri bakınca tam bana göre bir yer olduğunu anladım.
Hemen açık olduğu zaman gittim. İçeride inanılmaz bir kitap hazinesi keşfettim. Bir kere, yasaklanmış, toplatılmış pek çok kitap, bu arada Muzaffer Erdost’un meşhur ‘sol yayınları’ dizisinden pek çok kitap, raflarda beni bekliyordu. Dönemin solcu, Marksist literatürü burada satılıyordu! Neredeyse her hafta kucak kucak satın aldığım kitapların parası yüklüydü; harçlığım yetmediği için babamdan ekstralar alıyordum! Babam, bugün gibi, o zaman da en büyük harcama kalemim olan kitaplar konusunda bana hep cömert davranırdı, davranmıştı. Bugün hala kütüphanemde bulunan 60’lı ve 70’li yılların sol, Marksist yayınlarının epey bir kısmını, 12 Mart döneminde bu kitapçıdan satın aldım. Dükkân her zaman kalabalık olurdu. Dükkân sahibi bazen beni başka müşterilerle de tanıştırırdı. 12 Mart’tan sonra bu dükkân kapandı. Sahibinin kim olduğunu da asla bilemedim.
Bugün geriye dönüp baktığımda, o dükkânda, o şartlarda, nasıl olup da bu yasaklanmış ya da toplatılmış sol yayınların serbestçe satılabildiğini pek anlayamıyorum doğrusu… Muhakkak ki, dükkân polisin gözetimi altındaydı. Başka türlüsünü düşünmek hayli naiflik olur; eğer çocukluk olmazsa… Bu bakımdan hayli genç yaşta hayli cesur davrandığımı yazmam gerekir. Cehaletin gözü kör olsun!
12 MART MUHTIRASININ İMZACILARI
Soldan) Kara Kuvvetleri Komutanı Faruk Gürler, Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç, Deniz Kuvvetleri Komutanı Celal Eyicioğlu, Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları









































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2016
3.02.2016
26.03.2016
19.03.2016
13.03.2016
5.02.2016
28.02.2016
20.02.2016
13.02.2016
7.02.2016