Erol KATIRCIOĞLU
Ben şimdi çıkıp da başlıktaki gibi “28 Şubat’ı, bilindiğinin aksine askerler değil de Müslümanlar yaptı” deseydim, Müslümanlar “Hoop ne oluyor bu da nereden çıktı!” demezler miydi? Derlerdi kuşkusuz. Hem de sayıları da fazla olduğuna göre tepkileri de oldukça büyük olurdu. Buradan da bazı “liberal-demokrat” yazarlarımız “Gördünüz mü Müslümanlar kendi geçmişlerini sorgulamıyorlar, sorgulamak istemiyorlar, irticayı getirmek için kendi aralarında düştükleri ayrılıkları konuşmuyorlar, şimdiye dek 28 Şubat’ın askerler tarafından yapıldığını bize yutturmuşlardı ama sağolasın Katırcıoğlu iyi ki bunu söyledin, tabuları yıktın!” diye yazarlar mıydı? Yazarlardı.
Peki, ne olmuş olurdu? Belki oluşumunda katkıları olmuş ama her hangi bir biçimde sorumlusu olmadıkları bir olaydan dolayı sorumlu tutulan Müslümanların tepkisini doğru mu yorumlamış olurduk? Onların bu büyük tepkisinin arkasında kendi geçmişleriyle tartışmak istememeleri mi yatıyor olurdu yoksa uğradıkları haksız suçlama mı?
Başbakan Erbakan’ın “değişim kanlı mı olacak kansız mı olacak” gibi ürperten sözleri, Başbakanlık konutunda “tarikat liderlerini” biraraya getirmesi ve daha nice benzer olaylardan dolayı Müslüman kesimin siyasetçilerinin o günlerde yanlış yaptıklarını söyleyebiliriz ama, 28 Şubat’ın Müslümanlar tarafından yapıldığını söyleyebilir miyiz?
O nedenle de benim “28 Şubat’ı askerler değil Müslümanlar yaptı” sözlerim Müslümanlar arasında bir infiale ve şiddetli bir tepkiye yol açarsa bu, “gerçeğin” öyle olmasından dolayı değil söylenenin doğru olmayan ve haksız bir söz olmasından kaynaklanmış olacaktı.
Diyebilirsiniz ki 1 Mayıs 77 gerçeği ile ilgili bu benzetme iki nedenle doğru değildir. Birincisi olayda devletin payı 28 Şubat’taki askerlerin payı kadar açık değildir; ikincisi ise Müslümanlar sol kadar “şiddet” yanlısı olmadılar.
Benim bu sorulara cevabım ise şöyle olurdu: 1 Mayıs 77’de devletin payının olduğuna ilişkin güçlü emareler var ama bunun ne ölçüde olduğunu henüz tam olarak bilmiyoruz.İkincisi, Kanlı Pazar, Çorum, Maraş gibi katliamlardan, Hizbullah cinayetleri gibi şiddet eylemlerinden Müslümanların da geçmişte şiddet kullandıklarını biliyoruz.
Ama açıktır ki bazı Müslümanların geçmişte bu tür olaylarda şiddet kullandığını bildiğimiz halde nasıl bütün Müslümanlar şiddet yanlısıdır diyemezsek tıpkı onun gibi geçmişlerinde aralarında şiddet kullananlar olsa da bütün solcuların şiddet yanlısı olduğunu söylememiz mümkün değildir.
Bu olayla birlikte öyle anlıyorum ki ülkedeki siyasi gerilim atmosferi kendilerine liberal ya da demokrat diyen aydınların da kimyalarını bozmuş durumda. 28 Şubat olayında, “karısı başörtülü Cumhurbaşkanı olur mu” tartışmalarında, seçimlerde, başörtüsü meselesinde ve referandumda,Müslüman kesimin Kemalist devlet karşısındaki “mağduriyetine” haklı olarak işaret ederek toplumdan destek isteyen “liberal-demokrat aydınlar” ilk defa konu Kürt meselesine gelince her nedense Kürtlerin şiddetle ilişkisini gündeme getirerek onları anlamaya çalışmak yerine onları yargılayarak “çoğulculuğun” Kürtler arasında olmadığına vurgu yaparak eleştirmeyi tercih etmişlerdi.
Doğrusu ben bu insanların Müslümanların mağduriyeti karşısında gösterdikleri duyarlılığı Kürtlerin mağduriyeti karşısında göstermemelerine şaşırmış, işin içinde PKK’nın olmasından dolayı demokratlıklarını bir an için unutup “realist” davrandıklarına yormuştum.
Fakat bugünlerde sol üzerine yapılan tartışmanın da bu insanlar bakımından ne kadar klişeler içinde sürdürüldüğünü görünce durumun göründüğünden daha vahim olduğunu düşünmeye başladım. Çünkü bu “liberal-demokrat” aydınlar, söz özgürlük mücadelesi ve demokrasi gibi konulara gelince solcularla aynı şeyleri söylerken, söz soldaki değişimi görmek ve onu topluma yansıtmak gibi konulara gelince Kürt meselesinde olduğu gibi yalnızca eleştirel olmayı tercih ediyorlar.
Kürt siyasetinin bir Türkiye siyaseti olabilmek için çaresiz bir biçimde toplumun Türk sayılan kesimlerindeki insanlarla birlikte Halkın Demokratik Kongresi adıyla biraraya gelişlerinden,DSİP’in İslami kesimdeki insanlarla ilişkilenme gayretlerine, EDP’nin Yeşiller Partisi ile birlikte daha geniş bir oluşuma yönelik çalışmalarına kadar birçok değişim çabasını görmemeleri, hatta bu konularla hiç ilgilenmemeleri şaşırtıcı ve düşündürücüdür.
“Liberal-demokrat”lık yalnızca liberal bir demokrasiyi talep etmek değilse, toplumdaki mağduriyetleri anlamaya çalışmak ve onların “ceberut” bir devlet yapılanması karşısında başarılı olmalarını istemekse ve bu yönde çabalara destek vermekse bizimkilerin “Müslümanların” dışındaki kesimlerle benzer bir ilişki içinde olmamaları şaşırtıcı ve düşündürücüdür.
Yanlış anlaşılmasın. Benim Müslümanlarla ve onların mağduriyetleriyle ilgili mücadeleleriyle her hangi bir sorunum yok. Benim yazılarımı okuyanlar bu düşüncelerimi bilirler. Ama bu olayla birlikte kendilerine “liberal-demokrat” diyen insanların önyargılarının ve benimsedikleri klişelerin bu kadar derin olduğunu gördükçe geçmişle yüzleşme ve hesaplaşma işlerinin onlar için de bir gereklilik olduğunu söylemeliyim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025
29.01.2025
16.01.2025