Fehim TAŞTEKİN
Sezar Yasası, Amerikan müdahaleciliğinin yeni bir açlık oyunu. Aralık 2019’ta Kongre’den geçmişti. 17 Haziran’da yürürlüğe girecek. Suriye’nin yanı sıra müttefikleri İran, Rusya ve Lübnan’da Hizbullah’ı cezalandırmayı amaçlıyor. Önceki yaptırımlardan farklı olarak sadece Amerikalılar değil yabancılara da parmak sallıyor.
Yaptırımlar uzun bir kara listeyle başlıyor: Devlet Başkanı Beşşar el Esad, danışmanları, bakanlar, 14 istihbarat servisinin başkanları, kuvvet komutanları, belli başlı birliklerin komutanları, güvenlik şefleri, cezaevi müdürleri vs. Listenin Suriye hükümeti ile çalışan yerli ve yabancıları da içine alarak kabarması öngörülüyor.
Kapsamı da vurucu. Her şey yeniden inşa çalışmalarını engellemeye ve ülkeyi tamamen çökertmeye ayarlı.
Petrol, doğalgaz, petrol ürünleri ve enerji sektörlerine yatırım, onarım, teknik destek, hizmet ve mal satışı yasaklanıyor.
Yeniden inşa sürecini imkânsız kılacak şekilde inşaat ve mühendislik projelerine doğrudan ya da dolaylı destek engelleniyor.
Merkez Bankası kara para aklamakla itham edilip Suriye hükümeti ile bağlantılı tüm para transferleri yaptırıma tabi tutuluyor.
Suriye hükümeti, hükümetle bağlantılı siyasi kişiler; sahada Suriye, Rusya ve İran hükümetleri adına faaliyet yürüten asker ve milis güçlerine mali, maddi ve teknolojik destek sağlayan ya da bunlara para transferi yapan kişi ya da kuruluşlar hedefe konuluyor.
Uçak ve uçak parçalarının satışı yasaklanıyor.
Trump yönetimi her defasında artık rejimi yıkmak değil ‘tutum değişikliği’ ile ilgilendiklerini söylese de yasanın amacı iki ayaklı olarak tanımlanıyor: ‘Rejimin gaddarlıklarına son vermek’ ve ‘siyasi geçişe yardımcı olmak’.
***
Yaptırımlardan en fazla etkilenecek ülkelerin başında Lübnan geliyor. Suriyelilerin Lübnan’daki finans kanalları ya da para-mal-hizmet transferine aracılık eden Lübnanlı şirketler yakın takibe alınıyor. Yaptırımlar çağında Suriye’nin dış ticareti önemli ölçüde Lübnan üzerinden dönüyordu.
Al Akhbar’a göre Lübnan Başbakanı Hassan Diab, bakanlara yaptırım yasası ve olası etkileri üzerinde çalışmalarını istedi. Zaten zor durumda olan Lübnan Merkez Bankası da uygun önlemleri gündemine aldı.
Suudi Arabistan geçen hafta Suriyeli yük kamyonlarına kapıları kapattı. Böylece Suriye ürünlerine Emirlikler, Bahreyn, Kuveyt ve Umman yolu kapandı. Irak zaten Amerikan tasallutu altında. Ürdün ise Washington’dan habersiz nefes alamıyor. Yani sert bir kuşatma gelişiyor.
İsrail’in Ürdün Vadisi ve Batı Şeria’daki işgal alanlarını ilhaka hazırlanırken Arap sokağının kendi ateşiyle yanıp kavrulması çok elzem anlaşılan. Suriye ile birlikte Lübnan’ı da yakıyorlar.
***
Yaptırımlar başlamadan etkilerini 11 Haziran’da yazmıştım.
Bu yasanın fiilen yaratacağı hatta şimdiden yol açtığı başka bir sonuca değinmek istiyorum. Halihazırdaki Suriye sahnesinde askeri ve nüfuz alanları olarak görülen fiili bölünmeye ekonomik kopuş ekleniyor. Türkiye gecikmeden dört askeri harekâtla kontrol ettiği bölgelerde Türk lirasını tedavüle sokmaya başladı. Suriye lirasının hükmünü bitirmek çok iddialı bir durum ama öngörüldüğü gibi TL, alternatif para birimi olarak ekonomiyi işgal ederse Suriye’nin parçalanması senaryosunda ileri bir vuruş yapılmış olacaktır.
Bu çerçevede Suriye’yi bu kez ekonomik yolla çökertme stratejisinin Fırat’ın doğusunda Kürtlerin öncülüğündeki fiili özerk yapıya nasıl yansıyacağı da önem kazanıyor.
Sezar Yasası hedef bölgeleri Suriye, İran ve Rusya hükümetlerinin kontrol ettiği alanlar olarak tanımlıyor. Buna göre Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrolündeki bölgeler istisna sayılıyor. Terör örgütleri listesindeki Heyet Tahrir el Şam’ın (HTŞ) kontrol ettiği İdlib de öyle. Ki HTŞ’nin sivil ayağı Kurtuluş Hükümeti de maaşları TL ile ödemeye karar verdi. Ve TL banknotlarının terör örgütünün “merkez” bankasına ulaştırılması gecikmedi.
Bir tarafta Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Yönetimi’nin bu süreçten elini güçlendirerek çıkacağına dair öngörüler var. Petrol, tahıl ve pamuk gibi stratejik ürünler özerk yönetimin kontrolünde. Irak ve Irak Kürdistan Bölgesi’ne giden petrolün tahsilatı dolarla yapılıyor. Bu bir bakıma döviz krizinin SDG’nin kontrolündeki bölgeleri etkilemeyeceği, aksine avantajlı bir duruma getireceğine işaret ediyor. Ancak madalyonun öteki yüzünde başka bir gerçek duruyor: Petrolün önemli bir kısmı Suriye devletinin kontrolündeki bölgelere satılıyor. Bu satış yaptırım kapsamında mı? Buna net yanıt verilmiyor. Üstelik devletle petrol ticaretinde Suriye lirası geçerli. Özerk yönetim şimdilik tekeline alıp satışını durdursa da tahıl ve pamuk gibi ürünler açısından da Fırat’ın doğusunu Suriye’den koparmak pratikte mümkün değil.
***
Özerk yönetim temsilcileri de hem somut garantiler olmaması hem de fiilen ilişkileri koparmanın imkansızlığı nedeniyle tedirginler. Yasa açıkça vaaz etmese de istisna tutulan bölgelere çıkış yolu olarak Suriye lirasını terk etmemelerinin salık verildiği izlenimi oluşuyor. Bu konuda Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eşbaşkanlık Konseyi Üyesi Aldar Halil dikkat çekici bir açıklama yaptı. Halil’in değerlendirmesi şöyle:
“Yasanın sadece rejim, İran ve Rusya’nın kontrol ettiği bölgeleri kapsadığını söylüyorlar. Fakat pratikte öyle değil. Hâlâ tüm bölgeler birbirine bağlılar. Yasanın çıkması sonrası Türk devletinin işgal ettiği bölgelerde Türk lirasına geçiş yapılıyor. Bakın işte Suriye lirası değer kaybediyor diyorlar ve bu bahaneyle Türk lirasına geçiş yapıyorlar. Bizim bölgelerde ise durum farklı. Biz Suriye lirası kullanıyoruz. Suriye’den ayrılma gibi bir düşüncemiz de yok. Yeni bir para birimi çıkarma gibi bir planımız da yok. Sezar Yasası’nın öngörüsüne göre ya Türk lirası, Irak dinarı ya da dolar kullanmamız gerekiyor. Bu üçü de zor tercihler. Türk lirasını zaten kabul etmiyoruz ve onlarla hiçbir ilişkiyi kabul etmiyoruz. Irak ise farklı bir ülke ve bunun da zorlukları var. Doları kullandın diyelim o zaman buna merkezi bir banka sistemi lazım; borsa gibi birçok şey lazım. Ayrıca bu siyasi bir karardır. Bizler bu ülkenin bir parçasız ve böyle bir gündemimiz yok.”
Amerikan güçleri ile ortaklığa rağmen özerklik sürecindeki parti, örgüt ve hareketleri çatısı altında tutan Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM) de uluslararası toplumu yaptırımları durdurmaya çağırdı.
TEV-DEM yaptırımlarla birlikte Suriye krizine bir felaket ekleneceğini, bu yıkımın Suriye halklarını Türkiye gibi devletlerin çıkarlarına kurban edeceğini belirtip ekledi:
“Tüm bunlar bize karşı, özgür irademizi teslim alma amacıyla ekonomik bir savaş yürütüldüğünü gösteriyor.”
Yani Kürtler para birimini değiştirdiklerinde bunun Suriye’den kopmak anlamına geldiğini görüyor. Bu, müzakere yoluyla statü kazanma şansını da ortadan kaldıran bir yol.
***
TEV-DEM’in tavrı, Şam’a bölgenin statüsüne yönelik cesur adımlar atması için sunulmuş bir açık çek olarak da okunabilir. Her halükarda yaptırımlar Suriye devletini yıpratacaktır. Buna karşın stratejik yer altı ve yer üstü varlıklarını kontrol eden Kürtler yaptırımların etkisine kapılmazsa Şam’la olası pazarlık sürecinde daha avantajlı bir konuma gelebilir. Eğer müzakere kanalı açılmazsa TEV-DEM ve PYD’nin açık tutumuna rağmen yaptırımlar ülkenin parçalanmasının yolunu da açabilir. Ankara ‘mali ilhak’ konusunda zaten gözü kara bir şekilde gidiyor.
Eğer Suriye ilk birkaç ayda sendelemezse İran, Venezüella ve Küba örneklerinde olduğu gibi ‘direnme’ noktaları yakalayabilir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025